Her senaryoda tek kaybeden İsrail

YÜKSEL DURGUT | YORUM

Gazze’deki saldırılar altı ayı aşkın bir süredir devam ediyor ve bu trajedide en büyük zararı savunmasız siviller, özellikle kadınlar ve çocuklar görüyor. İsrail’in insani yardıma, gıda ve ilaç tedarikine erişimi kısıtlaması, uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açıyor.

Gazze’de, geçen Ekim ayındaki Hamas saldırısının ardından Batılı ülkeler, İsrail’in kendi savunma hakkını korumasını gerekçe göstererek, Gazze halkına yönelik şiddetli saldırıları haklı çıkartıyordu. Ancak saldırılar devam ettikçe ve ölümler arttıkça, dünya genelinde, özellikle de batılı büyük şehirlerde kitlesel protestolar patlak verdi.

Batı’daki kamuoyu, İsrail hükümetine karşı işlediği zulümler nedeniyle tavır değiştirmeye başladı. Bir dizi Güvenlik Konseyi kararı, İsrail’e derhal ateşkes sağlaması çağrısında bulundu, ancak ABD’nin veto yetkisi bunların kabul edilmesini engelledi. Ocak ayında Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Filistinlilere soykırım suçu işlememesi için önlemler alması gerektiğine hükmetti. Şimdi ise, Uluslararası Adalet Divanı, Almanya’nın İsrail’e silah sağlayarak soykırım suçunu kolaylaştırdığı yönündeki iddiaları inceliyor.

Kamuoyunun baskısı artarken, ABD’nin tutumu da değişti ve 25 Mart’ta yapılan bir Güvenlik Konseyi kararında, derhal ateşkes çağrısına çekimser kaldı. Başkan Joe Biden’ın, İsrail’in Hamas ile anlaşmaya varmasını isteyen çağrıları da daha belirgin hale geldi. İç politikada ise Başbakan Benjamin Netanyahu’nun popülaritesi azalıyor ve rehinelerin ailelerinin protestolarıyla karşı karşıya kalıyor. Netanyahu’nun çaresizliği, 1 Nisan’da İran büyükelçiliği binasına saldırı emriyle doruğa çıktı, bu saldırıyı dünya dikkatini Gazze’den İran’a çekmek ve ABD’yi savaşa dahil etmek için gerçekleştirdi.

İran’ın İsrail’e yönelik alışılmadık doğrudan saldırısının ardından tuhaf bir sessizlik hakim. Tahran, bu ayın başlarında Şam’daki konsolosluğuna düzenlenen hava saldırısında üst düzey askeri komutanlarının öldürülmesine misilleme olarak İsrail topraklarına yüzlerce insansız hava aracı ve füze fırlattı. Bu, Siyonist devlete herhangi bir saldırıya karşı güçlü bir mesaj göndermek amacıyla tasarlanmış kontrollü bir operasyondu. Ancak her türlü senaryoda İsrail, bir kaybeden olarak ön plana çıktı.

 

Henüz bitmedi. Tel Aviv’in beklenen intikam saldırısı, bölgeyi gerilime soktu. İsrail’in Batılı müttefiklerinin ve uluslararası toplumun genelindeki çağrısı, muhtemelen çatışma isteyen Siyonist rejimi caydırmaya yetmeyecek. İran’ın yanıtı hızla kınanırken, İranlı askeri komutanların öldürülmesi göz ardı edildi. İsrail’in İran tesislerine doğrudan askeri operasyonu, Orta Doğu ve dünyaya ciddi sonuçlar doğuracak şekilde çatışmayı genişletecektir. İki büyük bölgesel güç arasındaki gerilimlerin tam ölçekli bir askeri çatışmaya dönüşme riski son derece yüksek ve İran’ın saldırısına karşılık verilmesi için aşırı sağcı İsrail grupları baskı yapıyor.

İsrail’in tavrı, batılı ülkelerin, özellikle de Almanya’nın, İsrail’in intikam talebini sorgulamasına neden oldu. Alman dışişleri bakanı, ‘Kendini savunma hakkı, bir saldırıyı geri püskürtmek anlamına gelir; misilleme uluslararası hukukta bir kategori değildir,’ dedi. Geçtiğimiz haftaya kadar İran, İsrail’e karşı doğrudan bir yanıt vermemiş, ancak İsrail’e yönelik yaygın kınama ve zaman zaman ‘İsrail’i yok etme’ tehditleriyle dolu açıklamalarda bulunmuştu.

Dünya gözünü şimdi İran ve İsrail’e dikmiş durumda. İki ülke arasında üç faktör belirleyici olacaktır. İlki, ABD’nin İsrail’e daha geniş bir savaşa karşı olduğunu açıkça belirtmesi, ancak Batılı ülkelerin İsrail’in arkasında durması ve İran’a yönelik yaptırımları artırması. Diğeri, her iki ülkenin de birbirlerinin yeteneklerini test etmesi ve İran’ın caydırıcılığını sağlaması. Üçüncüsü ise, İsrail’in dikkatleri Gazze’den İran’a çekme ve ABD’yi savaşa dahil etme çabalarının başarısız olması.

Gazze’deki savaş devam ettiği sürece, başka bir çatışmanın fitilinin ateşlenmeyeceğinin garantisi de yok. İsrail’in kaybetmeye devam ettiği senaryoların her birinde bu çatışma fitili bir şekilde ateşleniyor. Binlerce masum sivilin ölümüne neden oldu ve İsrail’in askeri gücünün yenilmez olduğuna dair inancı sarsıldı. Arap ülkelerinin, ateşkes görüşmelerini kolaylaştırmaktan başka, İsrail üzerinde fazla bir etkisi olmadı. Sonuç olarak, İsrail, ‘Büyük İsrail’ yaratma veya Filistin direnişini ortadan kaldırma hedeflerini henüz başarmış değil.

İran’ın misilleme saldırısı, bölgedeki gerginliği artırsa da uluslararası toplumun itidal çağrılarına rağmen, İsrail’in intikam yemini devam ediyor. İran’ın saldırısının ardından, İsrail ve ABD’nin karşılık vermemesi durumunda savaşın sona erebileceği beklentisi var. Netanyahu rejimi, Lübnan’daki Hizbullah’ı ve Suriye’deki İran menfaatlerini kışkırtmak için elinden geleni yapıyor. İsraillilerin çoğu yaşam tarzlarını bozacak bir bölgesel savaşa pek hevesli olmadığı ortada. İran ve İsrail halkının yıkıcı geniş savaştan kaçınmalarını umut etmek gerekiyor. İsraillilerin, Gazze’deki savaşın, 90 yıl önce Avrupa’daki Holokost gibi hatırlatılmasının farkına ne zaman varacak bakalım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

5 YORUMLAR

  1. Hamasa bu saldiriyi Kim yaptirdi? Hangi ajanlar girmis kandirmis bunlari? Iran, Israil ortak ajanlarimi? Bakin suanki Israilin hedeflerine? Iran sünnilere, Israil Filistine darbe vurdu!!!
    Batinin ajanlari da bu isin icinde.
    Bakin sizden baska anlatan kaldimi? Hapisteki 800 bebek, 5.000 Kadin cocuk icin hakli olarak yillardir konusanlar bile, 3 ayda ölen ve öldürülen 15.000 bebegi unuttu, 15.000 bin kadini unuttu!!!!
    Bu konuda tek kelime bile etmeyenler bugün Ermeni meselesini yazilarina tasirlar.

    Onlar (Bastakiler) Müflis de biz Müderris mi olduk!
    Tekil Müslümanliga devam. Islami ortamlarimiz bile yok.
    Yurtdisina gelince .Islami ortamlar olmadan %90 dinini koruyamaz, bozulur gider.
    Köln de bile 200.000 Müslüman var, spontan tek gidilecek islami, ilmi, sosyal, spor… ortam yok.
    Anca baskasina güzel görünme hedefi var! Yapay bunlar yapay!!!
    Baskalariyla da ilgilen tabikio ayri.

  2. Her senaryoda Kaybeden Değil KAZANAN/İSRAİL.İsrail Ortadoğu coğrafyasının tek ciddi/büyük devleti.Adamlar 5000 yıllık bir gelenekten geliyorlar.Dünyanın neresinde olurlarsa ve hangi düşüncede olurlarsa olsunlar tek bir amaçları var.Ne pahasına olursa olsun İSRAİLİN VARLIĞINI SÜRDÜRMESİ.

  3. Nerde bu Enes Kanterler Abi! Türkiyedeki zülüm icin ve Dogu Türkistan icin konusurken.
    Nerde bu Adem Yavuz, Adulhamit Biliciler …! Amerika Senatosunda cirit atarken, zulümleri anlatirken.
    Nerede bu Erkam tufanlar! Efe Caman danmi korkuyor!
    Nerde bu Cemaat Abi! Zulüm icin Sergiler, AB Mahkemelerinde Sikayetlerde bulunan, Sokak etkinlikleri düzenleyen …

    15 bin cocuk, 15 bin Kadin, Yasli, bilinen kismiyla 35 bin sivil, aclik ceken, evleri yikilirken, tecavüz edilirken 2,5 Milyon insan, belkide Bati Seriyayla bu 5 Milyona cikacak.

    Yaziklar olsun! ABD ve Batidan korkanlara. Sabah Aksam Demokratik Bati diye tesbih cekenlere!

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin