1-Erdoğan’ın ve bakanlarının adının karıştığı 17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve MİT tırlarıyla Suriye’deki ekstremist (İŞİD, Al-Nusra vs.) gruplara silah sevkiyatı soruşturmalarından sonra bağımsız yargıyı yok etmek için Erdoğan, hükümete talimat verdi.
2-2014 Ekim ayında yapılacak HSYK seçimlerinde mutlaka kendi istedikleri kişiler üye olarak seçtirilmeliydi. Bunun için hükümet destekli YBP (seçimler sonrası YBD adını aldı) kuruldu.
3-Tüm masrafları hükümet tarafından karşılanan YBP, seçim çalışmalarına başladı. Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ, YBP üyelerinin HSYK üyesi seçilmesi halinde “maaşlara zam” yapılacağını, “disiplin suçlarının affedileceğini” vaat etti. (Üç gün önce uyuşturucu kuryeliği yaparken yakalanan YBP üyesi hakim Halil S. da bu disiplin sicil affından yararlanmıştı!
4-2014 HSYK seçiminde çoğunluğu ele geçiren ve yargıyı Erdoğan’ın emrine veren HSYK teşekkül etti ve birkaç ay içinde maaş zammı yapıldı. Bu vaat/maaş zammı Erdoğan hükümetinin kendi yargısını kurmak adına hakim ve savcılara verdiği “ilk rüşvetti!”
5-Kurulan bu yeni HSYK’nın atadığı sulh ceza hakimleri ve özel yetkili savcılar, hükümet aleyhine yapılan geçmişteki soruşturmalarsa görev alan, polis, hakim ve savcıları tutukladı.
6-Yine bu hakim ve savcılar eliyle, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Erdoğan muhalifi milletvekili, gazeteci, akademisyen, hakim, savcı, polis, somut delil bulunmamasına rağmen, “darbeci/terörist/Gülenist” olmakla suçlandı, toplam 41 bin kişi tutuklandı. Hakim ve savcıların 4000’i ihraç edildi, 2500’ü tutuklandı.
7-Tutuklu muhalifler hakkında artık yavaş yavaş iddianameler düzenleniyor ve Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamalar başlıyor. Ağır Ceza Mahkemeleri, Erdoğan’ın gazabına uğramaktan korkmakla birlikte, dosyalarda “somut delil” bulmakta zorlanıyor, Erdoğan kontrolündeki basında yer almasa da bu davalarda delil yokluğundan tahliye kararları verilmeye başlandı.
8-Az bile olsa tahliyeler Erdoğan’ı hem kızdırıyor hem de endişeye sevk ediyor. 2014 HSYK seçimlerinde işe yarayan hakimlere maaş zammı bir kez daha kullanılacak.
9-Ayrıca, Nisan ayı içinde, Erdoğan’a süper yetkiler veren Anayasa değişikliği referandumu yapılacak. Seçim hakimlerinin ve YSK üyesi hakimlerin önceden maaş zammıyla memnun edilerek oyların sayılması, itirazların değerlendirilmesi konusunda Erdoğan lehine hareket etmesinin istendiğini de akıldan uzak tutmamak gerekir.
10-Ekonomik krize rağmen Erdoğan, “muhalif yargılamalarının” ve “Anayasa değişikliği referandumunun” istediği seyirde sürmesi için hakim ve savcılara maaş zammını “ikinci kez rüşvet olarak” kullanıyor.
11-Bu rüşvet maaş zammının Erdoğan’ı “muhalif davaları” ve “referandum” yönünden ne kadar rahatlatacağını zaman gösterecek.
(*) KHK ile ihraç edilen bir hukukçudan gelen yorumu okurlarımızla paylaşıyoruz.
Esasen bu yazıda, özellikle madde 9 da vurgulanan uyarının 16 Nisan 2017 referandumunda gerçeştiği görülüyor, son gelişmeler ve özellikle seçim yargısının (YSK ve seçim kurulları) Erdogan lehine Seçim Kanununun 98 maddesine açıkça aykırı kararlar vermesi, Erdogan’ın yargıyı nasıl avucunun içine aldığının delili.