Mahkeme, kanunu unuttu; Bilirkişi raporuyla mahkumiyet!

Tr724 ÖZEL | İLKER DOĞAN

Türkiye’deki Cemaat yargılamalarında hukuk lime lime doğranıyor. Hiç bir suç bulamayan mahkemeler, savcılar ve bilirkişiler artık açık açık suç uyduruyor. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi, hakkında somut hiç birşey bulamadığı sanığı sadece ‘uyduruk’ bilirkişi raporuna dayanarak mahkum etti. Söz konusu bilirkişi raporunda Bank Asya’daki katılım hesabının vadesinin uzatılması ‘suç’ olarak gösteriliyor. Sanık hakkında başka hiç bir suçlama yok!

Hukukun tabutuna son çivi çoktan çakıldı Türkiye’de. Sözde ‘f.tö’ soruşturmalarında hakimler ve savcılar artık somut bir delil bulmak için çaba bile göstermiyor! Siparişle alınan sözde bilirkişi raporları insanları mahkum etmek için yeterli. Bunun son örneği İstanbul’da, 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaşandı. Mahkeme, hakkında hiçbir somut suç bulamadığı ve sözde ‘terör örgütü’yle illiyet bağının olmadığını kabul ettiği KHK mağduru Ahmet T.’yi sadece bilirkişinin ‘kanaatini’ yazdığı rapora dayanarak, ‘örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek örgüte yardım etmek’ suçlamasıyla 3 yıl bir ay hapis cezasına çarptırdı.

SUÇLAMA: HESABINI KULLANMAYA DEVAM ETMİŞ!

İddiaya göre Fethullah Gülen, Bank Asya’ya ‘para yatırılması’ talimatını Aralık 2014’de vermiş. Ancak bilirkişi raporuna göre sanık Ahmet T.’nin hesabı 1998’de açılmış. Dolayısıyla talimatla hesap açılması söz konusu değil. Zaten mahkeme de kararında bunu kabul ediyor. Ancak sanığın hesabında ‘artışlar’ olduğu ve hesabını da aktif olarak kullanmaya devam ettiğini iddia ediyor.  Ancak söz konusu ‘artış’ miktarının ne kadar olduğuna hiç değinilmiyor.

AYLIK BİN LİRA PARA AKIŞI!

Kayıtlara göre sanığın katılım hesabında 2014 yılının sonunda 5 bin lira para var. 2016 yılına kadar ise araba alabilmek için aylık 1.000-1.500 lira kadar parayı maaşının yattığı bankadan Bank Asya’daki katılım hesabına EFT yapıyor. Ve 2016’nın mart ayında da 30 bin liraya bir araba alıyor. Dolayısıyla savcılık makamının iddia ettiği gibi ‘bir bankayı kurturmak için’ değil, araba alabilmek için bankaya cüzi miktarlarda para yatırdığı da belgelerle sabit. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda da 15 Ocak 2014 sonrasında ‘hayatın olağan akışına aykırı’ bir para artışı olmadığı belirtiliyor.

SUÇ UYDURULUYOR

Bütün bu nedenlerden dolayı mahkeme, mahkumiyet kararında hiç bir ayrıntıya girmiyor. Soyut ifadelerle suçlamalarda bulunarak, bilirkişi Hüseyin Mandacı tarafından düzenlenen rapora atıf yapıyor. Kararda, ‘Hüseyin Mandacı tarafından düzenlenen raporda, sanığın eyleminin örgüt liderinin çağrısı ile uyumluluk deşkil ettiğine dair tespitlerin yer aldığı’ denilerek, mahkumiyete gerekçe oluşturuluyor. Rapor gerekçe gösterilerek mahkumiyete hükmediliyor.

BİLİRKİŞİ SUÇ İŞLİYOR

Hüseyin Mandacı tarafından hazırlanan bilirkişi raporu skandallarla dolu. Mandacı resmen suç uydurarak suç işliyor. Bilirkişi, işini yapıp somut veriler ortaya koymak yerine soyut ifadeler kullanarak, kendine has ‘çıkarımlarda’ bulunuyor. Raporun bir yerinde, “daha önceki dönemde açılmış olan Katılım Hesabı’nın yeni dönemde de çok kez vade uzatma işlemi yapılması, ATM’den para yatırma, gelen EFT … şüpheli işlem olarak değerlendirilmiştir” deniliyor. Sanığın katılım hesabının vadesini uzatması, ATM’den hesabına 300-400 TL para yatırması ya da diğer bankadaki maaş hesabından Katılım Hesabı’na EFT yapması ‘suç’ gibi gösteriliyor. Ancak sözde bilirkişi, hesabın aylık ne kadar arttığına asla değinmiyor. Bunun yerine normal para hareketleri ‘suçmuş’ gibi yansıtılıyor.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin