Lübbek’te Almanya’nın gelecek onbeş yılını belirleyecek gece

HABER-YORUM | EBUBEKİR IŞIK

Geçtiğimiz hafta pazar günü Almanya’nın kuzeyinde Hamburg’a yakınlığı ile bilinen Lübbek şehrinde Almanya’nın yakın geleceğini belirleme potansiyeli olan bir gece yaşandı. Hatırlanacağı üzere Almanya Şansölyesi Angela Merkel bir daha partisi olan CDU başkanlığı için aday olmayacağını duyurmuştu. Bu açıklamanın üzerine tüm gözler CDU yönetimine çevrilmiş ve Angela Merkel’in koltuğuna oturacak CDU’lunun kim olacağı konusunda birçok spekülasyon yapılmaya başlanmıştı.

Ardından CDU partisinden üç isim Merkel’den boşalacak başkanlık koltuğu için adaylığını açıkladı. Bu üç isim sırasıyla partinin şu an ki genel sekreteri olan Annegret Kramp-Karrenbauer, Merkel’e olan aşırı muhalefeti ile bilinen Jens Spahn ve son on beş yılı siyaset dışında ve iş dünyasının içerisinde geçiren Friedrich Merz.  İşte bu üç isim geçtiğimiz hafta pazar günü 19. yüzyılda fabrika olarak kullanılmış daha sonra bir gösteri merkezi haline getirilmiş Lübbek’te bir salonda kozlarını paylaşmak için bir araya geldi.

Geceye geçmeden önce, üç CDU’lunun katılımıyla organize edilen bu toplantı için niçin ‘Almanya’nın gelecek onbeş yılını belirleyecek gece’ ifadesini kullandığımı biraz detaylandırmak istiyorum. Öyle ya da böyle Merkel’den boşalacak CDU başkanlığı için adaylığını açıklayan ve yukarıda isimleri zikredilen üç siyasetçiden biri Almanya Hristiyan Demokratlar Partisi’nin başkanı olacak. Almanya Hristiyan Demokratlar Partisi’nin son 45-50 yıllık siyasi serüvenine baktığımızda, 1973 yılından bu tarafa CDU’nun yalnızca üç lider değiştirdiğini görmekteyiz.

Aynı süreçte Almanya Sosyal Demokratlar Partisi (SPD) onbeş lider değiştirdi. Ne Helmut Kohl, ne Wolfgang Schaueble (15 ay dışında bir muhalefet yaşamadı) ne de Angela Merkel CDU’nun başkanlığını yaptıkları dönemlerde herhangi bir iç muhalefet yaşamadılar. Bu sebeple, CDU’nun son 45-50 yılını baz aldığımızda partinin başına geçen başkanlar parti içi güçlü bir muhalefet yaşamadıkları için ortalama on beş yıl kadar görevlerinde kalmayı başardılar. Bu durum şüphesiz Almanya’nın en güçlü siyasi partisi olan CDU’nun ve başkanlarının uzun süreler Almanya’nın siyasal kaderinde önemli etkiler oluşturmalarına ve bundan sonra da oluşturacakları gerçeğine işaret etmekte.

Lübbek’te ki geceye tekrar dönersek, yukarıda ismi zikredilen üç CDU’lu siyasetçinin partinin geleceği ve ülkenin geleceğine dair birçok konuda farklı fikirler ortaya koymaları beklenirken, Merkel’den boşalacak koltuk için adaylığını açıklayan bu üç siyasetçi kendilerine yöneltilen hemen hemen tüm sorularla alakalı benzer cevaplar verdi. Kimin, hangi adaydan, hangi konuyla alakalı farklı bir tutumunun olduğunu ifade etmek imkânsız olmasa da son derece güç olduğu, Lübbek’te ki geceyi izleyen birçok uzman tarafından da ayrıca dile getirildi.

Her üç adayda kendisine savunma sanayi, Almanya’nın konut sorunu, mülteci meselesi, ekonominin genel gidişatı ve benzeri birçok konuda sorulan sorulara benzer cevaplar vererek, geceye katılan birçok CDU’lu ve bağımsız gözlemciyi şaşırtmayı başardılar.

Geceye dair akılda kalan ve her üç siyasetçinin de titizlikle üzerinde durduğu en önemli konulardan biri Mekel’in mülteci siyasetinden dolayı CDU’da oluşan çatlak oldu. Her üç isim de göreve seçilmeleri durumunda bu çatlağı giderip, CDU’yu tekrar yekpare bir hale getirmek için ellerinden geleni yapacaklarını defaatle ifade ettiler.

CDU, Almanya’nın geleceği ve üç aday

Bu üç aday arasında Almanya’da ki genel siyasi meselelere dair bakış noktasında çok büyük farklar olmasa da, Merkel konusunda bir takım görüş farklılıklarının olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Partinin genel sekreteri ve üç adaydan biri olan Kramp-Karrenbauer geçen hafta pazar günü Lübbek’te yaptığı konuşmada Merkel’in mültecileri Almanya’ya kabul etmesinin ilk günleri olan 2015 güzüne işaret ederek ‘2015 güzünü nasıl yargılamamız gerektiğini tekrar oturup konuşmak durumundayız’ ifadesini kullanarak, parti içerisinde Merkel karşıtlarına en üst perdeden bir mesaj göndermiş oldu.

Diğer bir aday Friedrich Merz ise Merkel’i özellikle ekonomi politikası üzerinde eleştirmekten geri durmadı ve konuşmassı boyunca CDU’yu tekrar yüzde 40’lara taşıma sözü verdi. Halihazırdaki Alman siyasetinin konfigürasyonu düşünüldüğünde, bu hedefin imkânsız olmasa da son derece zor olduğu açık. Diğer taraftan, son on beş yılını iş dünyasında geçirmiş ve büyük paralar kazanmış biri olarak Merz, son günlerde Alman basınının dilinden hiç düşmemekte ve kendisinin aleyhinde hemen her gün Almanya ana akım medyasında bir çok olumsuz habere rastlamak mümkün.

Son aday ve partide muhafazakâr kanadın sürekli eleştirilerine maruz kalan Jens Spahn özellikle Merkel’e karşı en sert eleştirileri yapan aday olarak göze çarptı. Spahn’ın geçen hafta pazar akşamı yapılan toplantıdaki temel mesajı, CDU’nın büyük bir oy kitlesini aşırı sağ eğilimleri ve yabancı düşmanlığı ile bilinen Alternative Für Deutschland partisine kaptırmasının altında ki yegâne sebebin Merkel ve onun mülteci politikası olduğu argümanıydı. Kendisinin göreve seçilmesi durumunda, Merkel’in parti içerisinde Mülteci meselesi üzerinden oluşturduğu bu. Çatlağı mülteci meselesini ve siyasetini revize etmek suretiyle gidereceği sözü verdi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin