Faşizan rejimlerin teröristi neden bol olur?

YORUM | Prof. Dr. MEHMET EFE ÇAMAN

Rejim dört bir koldan saldırı altında olduğuna inandırmaya çalışıyor sizi. İç ve dış mihraklar daima Türkiye’ye saldırı halindedir. İnsanlar sabah uyandıktan sonra Türkiye’yi bölmek-parçalamak planları yapmaya koyulur. Bu gece yarılarına kadar sürer. Dünyadaki farklı saat kuşakları hesaba katıldığında, bu faaliyetler dur durak bilmeden devam eder. Kuzey yarı kürede ve güney yarı kürede yaz-kış demeden, dört mevsim araba lastiği gibi bir Türkiye ve Türk düşmanlığı vardır. Hatta iş öyle bir noktaya varmıştır ki, mesela yeter ki Türkiye ilerlemesin diye Batılı devletler Türkiye’nin ışık hızındaki ilerlemelerini sabote etmeye çalışır.

Nükleer enerji projeleri, otoyolları, havalimanları, askeri uçak projeleri, turizm, ve domates ticareti gibi stratejik sahaları hedef alan saldırılarda bulunurlar. Namussuzlar, neden bunu yaparlar? Bir de bunların yerli işbirlikçileri vardır. Bunların işi gücü Türkiye düşmanı lobinin birbirinden düşmanca ve birbirinden kötü bu projelerinde rol kapmaktır. Bu iç düşmanların bir borsası var mıdır? Hani, mesela “bugün Almanya’nın üçüncü havalimanı projesini sabote işini aldım, haftaya S-400 karşıtı Senato kararına çalışacağız abi” türü birbirleriyle konuşuyor mudurlar? “Gezi’deki kaşıma projesinde iyi mangır kaptık!” ya da “lan, geçenlerde faiz lobisinden çok cazip bir teklif geldi, ama Kazım abi bizden ucuza kapatmış işi!” türü bir diyalog geçiyor mudur aralarında? Ya da “olum, kaç kere söyledim Hıdır abiye, çok aleni yapıyorsun bu Ermenilere çalışma işini diye, bak şimdi Silivri’de!” türü bir yakınmada bulunuyor mudur birileri? Saldırı sürüyor! Gece yarılarına kadar, hatta Cumartesi-Pazarları, evde çocuklarla oynarken veya hanımla beraber evi temizlerken, akılları daima “nasıl böleriz-parçalarız, nasıl zarar veririz, nasıl ekonomisini çökertiriz” gibi şeytanlıklardadır.

Fakat bir ülke nasıl istek üzerine bölünür veya parçalanır? Bu tabi karmaşık bir konudur. Yani, mesela “Türkiye’yi Parçalamaya Giriş” ya da “Türkiye’yi Zayıflatma Teorileri” gibi dersler genellikle üniversite ders müfredatlarında yoktur. Ha, olmaması bir eksiklik midir, eksikliktir! Yani bunca ciddi Batılı ilgisi ve çıkarı varken, bu türden akademik derslerin olmaması esasında Batılıların bu işin temellerine inemediklerini, Türkiye’yi batırma planlarında süreklilik gösteremediklerini ortaya koymaktadır. N’apıyorlar bunun yerine peki üstadım? Teröristleri finanse ediyorlar.

Bu terörist işi çok sağlam iştir. Türkiye olağanüstü demokrasisine (!) karşın devamlı teröristlerin hedefi olmaktadır. Türkiye gibi rejimlerde herkese terörist diyebilirsiniz. Çünkü hükümeti eleştirmek gibi ağır bir suçun dışında mesela köftecide köfte yemek gibi sıradan bir faaliyet bile terörizme yardım ve yataklık olarak değerlendirilebilir. Bu bakımdan, Türkiye gibi rejimler terörizme Batılı demokrasilere oranla çok daha “sofistike” yaklaşır. Mesela birkaç yıl önce çok tanınan bir Türk entelektüel gazeteci yazar, “terörizmle önleyici mücadele” konulu bir fikir ortaya atmıştı. Yani illa terörist olmanız gerekmemektedir. Terörist olma ihtimaliniz varsa, yani ileride “bunda teröre destek olucu bir tip var!” gibi profile edilirseniz, bu sizin teröristlerle aynı muameleyi görmenize neden olur türü bir önermeden hareket etmekteydi. Evet, yanılmadınız, zeki bir arkadaştır bu. Gereken ihtimamı ve önemi ondan esirgemelerinin sebebi, bu arkadaştan çok daha etkili metotları kuramsallaştıran arkadaşların olmasıdır sistemde. Mesela SETA diye bir araştırma kurumumuz var. Bu kurum, bir düşünce kuruluşu. Düşünüyorlar yani bu arkadaşlar! Düşün taşın, b… pardon. Bunu demeyecektim, afedersiniz. Bu SETA’daki arkadaşlar, düşünüyor taşınıyor, “yahu biz bu rejimimizin gerek duyduğu politikaları nasıl meşru bir zemine çekeriz” gibilerinden çetrefil sorunlarla uğraşıyorlar. Çoğunun yurtdışı doktorası vardır. Yani bunlar zeki çocuklarmış zamanında. Batılılar bunları nasıl ellerinden kaçırdı, bunu anti parantez sormak lazım yeri gelmişken. Çünkü bunlara zamanında arpalarını verseler, âlim Allah bunların elinden ne Türk ne Türkiye kurtulurdu! Bendeki de laf canım, aslında bunlar mert vatansever çocuklar. Muhafazakârlar da üstelik. Bunlar Batıda bu işlerin eğitimini aldıklarından olsa gerek, işlerini büyük bir titizlikle yapıyorlar. Geçenlerde rapor yazmışlar, bu BBC gibi, Amerika’nın Sesi gibi, Deutsche Welle gibi yabancı haber kuruluşları Türkçe servisler açıyorlar, ortalığı bulandırıyorlarmış, öyle diyorlar. Vay be, ya! Yani ne güzel işimiz tıkırındaydı. Her şeyi kontrol altına aldıydık. Bu Batılılar yok mu azizim bu Batılılar! Adamlar yine pişmiş aşa su kattılar! Ama kazın ayağı öyle değil. Tabi ne yaptı bizim Anadolu çocukları? Hemen yapılan katekulliyi çözdü, oyunlarını bozdu!

Gerek önleyici terörizm olsun, gerekse de fesat Batılı planların irini patlatılsın, tüm bunlar hiçbir zaman nitelikli bir “terörizmle savaş” stratejisinin yerini tutamaz. Nitekim bu iş için Reis IQ’su en yüksek elemanını görevlendirdi. İçişleri boru değil. Önemli mevzu. Öyle zamanında Reis’e onu demiş bunu demiş bilmem. Zaten dediklerini de başkaları yazmış diyorlar! Yani bunları geçeceksin kardeşim. Evet, Soylu’dan bahsediyorum. Bakınız, ben kantitatif bakarım olaylara. Sayılar yalan söylemez. 180,000 memuru bürokrasiden attı, temizledi bürokrasiyi diyorlar. Yarım milyon kişiyi işlemden geçirmişler. 80,000 kişi aktif hapiste. Bu arada bak önleyici mücadelenin hasını yapıyor, 800’e yakın bebek, ileride bunların ne yapacağı belli olmaz diyerek içeri alınmış. Bazıları kızıyor, üzülüyor bunların 0-6 yaş arası olmalarından dolayı. Üzülenleri de sosyal medyada takip ettirip fişletiyormuş. Gazeteciler dedikleri yüzlerce terörist içeri alınmış. Bak Batılılar soruyor, “neden gazeteciler içeride” diyorlar. Bizimkinin elemanlar diyor ki, bunlar gazetecilikten içerde değil! Bitti! O kadar! Bu sayede bak memleket nizama girdi. Esasında bu tür yöntemleri Albay Hilmi Ertunç geliştirmiş zamanında. Şarkısı bile var: “Ben Hilmi Ertunç, emekli Albay Ertunç. Ben çözdüm işi” diyor. Mesela ne uğraşıyorsun öyle ayrıntıyla falan. Alfabetik sıraya göre al potansiyel teröristleri arkadaş! İster A’dan başka, ister Z’den. Yap üç dört grup. Ligin bitmesini bekle. Sonra kullan stadyumları. 180,000 memura terörist dediler, tık demedi toplum. Buna da alışır nasılsa. Sonra, dayarsın kalemşörlerine birkaç teklik, ne bileyim, bu işlerin bir rayici vardır mutlaka! Hep Batılılar mı yapacak bu işleri hem, değil mi ya? Vatan savunması bu üstelik! Ha bu arada bal tutan parmağını yalar, bal tutamayan yazarı-çizeri nasılsa yüksek devirli dilleri ve ona yakın devirdeki kalemleriyle rejime “gerekli muameleyi” yapar. Dilin kemiği yok nasılsa!

Bu terörizm konusu enteresan konu azizim. Mümkün olduğunca geniş tutacaksın bu işi. Mesela öyle ille de Batılı normlarla daraltmayacaksın grubu. Aç, genişlet, herkesi dâhil et. Hem eşitlik meşitlik diyorsun ya. Aksi ispat olunana kadar herkes teröristtir de. Ha fiilen yapıyorsun zaten, o zaman adını koyma ama uygula. Yani uğraşma hiç. Suç oluşana kadar beklemeye gerek yok. Kürt müdür? PKK der geçersin. Orduda subay mı? Darbeci! Bankacı? Terörizme finansal kaynak vs. bul bir şey işte. Öğrenci? Sor, hangi dershaneye gitmiş. Bulamadın mı bir şey, babasına anasına, olmadı dadısına bak. Ev kadını? Kermes. Vardır bir şey. Yoksa var edersin. Dedim ya, enteresan bu terörizm işi, bizdeki gibi rejimlerde. Çok düşmanımız var azizim çok! Bak mesela Almanlar üçüncü hava limanımızı kıskanıyor. Lufthansa uçmuyormuş diyorlar. Bence Almanya’da oturumu olan her Türk terörist de, bitir işi. Bekleme yani! Ya da turizm sezonunu bekle, git mesela Alanya’ya, sarışın kim varsa al.

Olmaz mı? Neden olmasın ya? Bebekleri alırken itiraz etti mi toplum? Demirtaş içeride, fosuruktan tayyare suçlamalarla. Ahmet Altan? Nazlı Ilıcak? Yahu adamlar yarım milyon rakam verdi, işlemden geçen. Siyasi partiler kuzu gibi maşallah! Olmadı elinde MİT. Yapmadığı şey mi, oradan şuraya bunu attır, sonra o yaptı-bu yaptı de, gazetelerde yazdır, TV’lerde yayınlar, işte o kadar! Yani sen de, ilahi, hala olanı biteni anlamamışsın gibi gak-guk ediyorsun! Gazeteciler Sendikası SETA’yı mahkemeye vermiş! Beni bir gülme tuttu, bir gülme tuttu! İmamoğlu diyor ya, her şey çok güzel olacak, bu arkadaşlar sanırım onun şey ettiği “pozitif enerjiyle” mi şey ettiler, bilemedim! Bildiğim, bu toplum var ya bu toplum. Siz onun alma kapasitesini hala anlamadınız!

Bu tür rejimlerin terörü ve teröristi boldur. Esnek hukuk doktrinine göre, asimetrik adalet dağıtırsın. Bunu yaparken, havucunu ve sopanı akıllı kullanırsın. Havucu da sopayı da yiyecek bulunur elbet. Az havuç, çok sopa, bu tür sistemler uzun süre idare eder. İdare ettikçe alışırsın. Sen alıştıkça rejim de oturur. Alışamayanlara ne olduğunu yukarıda dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Uzunca süredir yazıyorum, demokrasi-hak-hukuk diyorum, e anlamıyorsun kardeşim. Bir de böyle deneyeyim dedim. En azından moralimizi bozma falan diyen çıkmasın. Öyle diyenler sisteme alışsın. Normali budur bu tür rejimlerin. Hem unutma: “Batılılar bizi kıskanıyor!” ve “gelişmemizi istemiyor”.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Devlete kotu niyetle sizmis, ve orayi isyeri haline getirip onlardan musbet hareketle en zararsiz bir sekilde kurtulmaya calisanlarin dustugu durumu en guzel anlatan yazi. Ayrica, Kendini gizlemis devlet gucuyle herkesi kendine benzetmek icin ugrasan bu sinsi ahlaksizlarin maskesini dusuren bir yazi ayni zamanda. Tesekkurler Mehmet bey……

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin