Dune hakkında her şey (5): Kavramlar, kahramanlar, hanedanlıklar!

“Bu yazıda Dune’un karmaşık politik ağına dalacak, hanedanların, mistik kehanetlerin arka planında ve baharatın kilit rolü ve güç için verdikleri mücadeleyi göreceğiz. Öte yandan Dune’nun derin devleti diyebileceği Bene Gesserit’in, kendi derin gündemleri olan gizemli kız kardeşliğin, evrenin kaderini şekillendiren sonuçları nasıl manipüle ettiğini keşfedeceğiz!” 

M. NEDİM HAZAR | YORUM

Bugün şöyle bir şey yapalım mı?

Dune evrenindeki karakterleri, hanedanlıklarıyla birlikte ele alırken aynı zamanda Dune’un hikayesine de bir göz atalım. Yalnız en baştan iki ikaz yapmış olayım. Birincisi birazdan okuyacağınız yazı akademik bir analiz yazısı olmayacağı gibi, genellikle kitap eksenli olacağı için özellikle son iki Dune filmiyle ilgili birtakım spoiler içerebilir.

Hadi başlayalım.

Dune’un temel teması, evrendeki en değerli kaynak olan baharatın kontrolü için yapılan savaş. Bu savaşta mücadele eden taraflar, amansız düşmanlar ve birbirine zıt iki soylu aile olarak betimleniyor. Harkonnen Hanesi, zulüm ve güç hırsı nedeniyle genellikle kötü olarak görünmekte. Buna karşın, Atreides Hanesi onurları, merhametleri ve görev bilinçleriyle övülüyor. Her ne kadar bir taraf açıkça kahraman olarak algılansa da hikayeye daha dikkatli bakıldığında durumun daha karmaşık olduğu görülüyor.

Normal bir kitap evreni olsa, doğal olarak karakterleri belki en tepeden, yani hanedandan başlatmak gerekir ama biz öyle yapmayacak, hanedanı da manipüle edebilen, evrenin gizli sahipliğine soyunan rahibeler birliği misali bir oluşum olan Bene Gesseret’lerden başlayalım. Ve elbette onların lideri konumundaki muhtereme rahibe Gaius Helen Mohiam..

Kitaptaki ve filmdeki Rahibe Gaius Helen Mohiam…

Aslında bir tür yılanın başı diyebileceğimiz, anlatı boyunca çok görülmeyen ama Dune’daki neredeyse her şeyi başlatan şeytani kişi. Bene Gesserit tarikatının “Reverend Mother” denen en yüksek makamında, bir tür dişi papa. (Zaten bu tarikatın tamamı kadınlardan oluşmakta.) Esas görevleri imparatora danışmanlık yapıp gerçekler göstermek iken, toplum mühendisliği adına imparatoru manipüle ediyor.

Peki kim İmparator?

Adı Şaddam. Ama Dördüncüsü Şaddam’ların yani 4.Şaddam. Fakat gelin görün ki, tek gücün sahibi gibi görünmesine rağmen aslında Spacing Guild denilen yapının insafına kalmış biri.

İmparator 4. Şaddam ve Uzay loncası…

Dune evreninde Spacing Guild, (Uzay Loncası diyelim) uzay seyahati ve taşımacılığını monopolize etmiş olan ve bu sayede galaksinin en güçlü ve etkili kurumlarından biri haline gelmiş özel bir organizasyon. Derin devletin aksine meşru ve resmi yönetimi.  Guild, gezegenler arası seyahat için mutlak bir tekel sağlayan, katı bir şekilde gizli tutulan ve sadece onların kontrolünde olan “Katlanmış Uzay” teknolojisini kullanıyor. Çok havalı duran bu teknoloji, gemilerin ışıktan daha hızlı seyahat etmesine imkân tanıyor, böylece evrenin farklı köşeleri arasında anında seyahat mümkün oluyor.

Guild’in pilotları olan “Navigatörler”, baharat melanjını yoğun bir şekilde tüketiyorlar. Melanj, (ne zaman baharat dersek aynı zamanda bu kelimeyi de kastettiğimiz bilinmeli) Navigatörlerin uzayda katlanmış seyahat için gereken öngörü yeteneğini kazanmalarını sağlamakta. Bu yoğun melanj tüketimi, zamanla Navigatörlerin hem fiziksel hem de zihinsel olarak büyük değişikliklere uğramalarına neden oluyor. Melanj ise, “Dune” evreninde son derece değerli bir madde olduğundan, Guild’in bu maddeye olan bağımlılığı, Arrakis gezegeni üzerindeki kontrolü ve politik gücü açısından kritik bir öneme sahip.

Spacing Guild, politik ve ekonomik açıdan büyük bir güce sahip olmasının yanı sıra, galaktik olaylar üzerinde de dolaylı ve sınırlı bir etkiye sahip. Arrakis’teki (Dune) baharat üretiminin kontrolünü elinde tutan ve bu sayede galaktik ekonomiyi şekillendiren Guild, büyük oranda tarafsız kalmaya çalışsa da Dune evrenindeki güç mücadelelerinde çıkarlarını korumak için sıklıkla politik manevralar yapmakta. Herbert’ın “Dune” serisinde Guild’in karmaşık ve çoğu zaman entrikalarla dolu rolünü belirgin bir şekilde kullanmaktan çekinmez.

Aslında bu loncanın üyelik makamları belli ama isimleri bilinmez. Bunlar düzenli aralıklarla Arrakis gezegenindeki baharat tanklarına giriyor ve burada yaşıyorlar. Genellikle uzun uzuvları, devasa kafaları ve doğal olmayan mavi gözleri olan balık benzeri insansılar olarak tanımlanıyorlar.

Aslında Dune evrenini görünürde yöneten bir üç gün mevcut. Bunlardan biri; Uzay loncası, diğeri hanedanlıklar, ki birazdan onları yakından tanıyacağız, sonuncusu ise İmparator 4. Şaddam. Malum, Padişah kavramı Farsça’dan alınma. Dune takvimine göre 10 bin yıldan beri Corino Hanedanlığı aracılığıyla aktarılıyor.

Bakın vereceğim şu bilgi Herbert’in nasıl akla ziyan bir evren kurduğunun da çarpıcı göstergesi: İlk Padişah İmparatoru, düşünen makinelere karşı savaş olan “Butlerian Cihadı”nın sonuçlanmasından sonra iktidara geliyor ve ismi Faykan Butler. Corrin Savaşı’nda tüm robotları ve duyarlı bilgisayarları ortadan kaldırdıktan sonra soyadını bir kenara bırakıyor ve Corrino Hanesi İmparator I. Faykan’ın adını kullanmaya başlıyor. Padişah İmparatorları, evrendeki en güçlü ve acımasız askeri güç olan Sardukar’ı kullanarak iktidarlarını ellerinde tutuyorlar. Dune’un güncel İmparatoru olan IV. Shaddam’dı bu ailenin imparatorluk pozisyonundaki 81. Temsilcisi.

Gelelim esas kahramanımızın da ailesi olan Atreides’lere…

Önce Dune analizlerinde pek denk gelmeyeceğiniz “Cymek”lerden bahsetmek isterim. Dune evreninde, bir cymek, insan bilincinin tamamen mekanik bir bedene aktarıldığı bir tür sibernetik varlık. Başlangıçta insan olan Titanlar, fiziksel bedenlerinin ölümlülüğünden kurtulmak ve sonsuza kadar yaşamak için beyinlerini robotik bedenlere taşıma yoluyla cymeklere dönüşmüşler. Bu süreç, onların insan özelliklerinden çok, mekanik ve robotik özelliklere sahip olmalarına yol açmış. Cymekler, genellikle eski insan zekâlarının, anılarının ve bilinçlerinin korunmasıyla tanımlanıyorlar bu da onları sadece robotlardan çok daha fazlası yapıyor. Cymekler, Dune evreninin erken tarihinde önemli bir rol oynuyor ve özellikle “Legends of Dune” serisinde, insanlıkla düşünce makineleri arasındaki çatışmalar sırasında etkin bir güç olarak yer alıyorlar.

Şimdi Atreides’lerin cemaziyülevveline bakabiliriz.

Butlerian Cihad’dan (Ki bu savaşı daha sonra ayrıntısıyla ele alsak iyi olacak) önce, insanlık ile yapay zekaların kontrolü aşmış düşünce makineleri arasında devasa bir çatışma yaşanıyor. Vorian’ın (Atreides’lerin Osman Gazisi) annesi robotik imparatorluk tarafından köleleştirilmişti, babası Agamemnon ise sibernetik olarak geliştirilmiş bir Titan Generaliydi. Bir zamanlar insan devrimciler olan Titanlar, Eski İmparatorluğu yıkmayı ve yeni evrensel bir düzen kurmayı amaçladı. Ölümsüzlüğe ulaşmak için bilinçlerini cymek olarak bilinen robotik bedenlere aktardılar. Güçlerine yükselmeleri, düşünce makinelerinin isyanıyla aynı zamana denk geldi. Titanların lideri olarak Agamemnon, her şeye kadir yapay zeka hükümdarı Omnius’un ağı evermind’in etkisi altına girdi. (Hoppala şimdi de evermind nedir ona bakacağız!) Bu acımasız savaşta, insanlık eski insan efendileri ve varlıklarını mümkün kılan makinelerle karşı karşıya geldi.

Evermind terimi, yapay zekâ hükümdarı Omnius’un ağını ifade ediyor. Evermind, bir tür merkezi zekâ olarak işlev görüyor ve Omnius’un evrendeki tüm robotik imparatorluğunu kontrol etmek için kullandığı bilgi işlem ağı olarak kullanılıyor. Peki nasıl biri bu Omnius? Aslında bunun cevabı aynı zamanda Butlerian Cihadı’nı da anlamamıza yardımcı olabilir.

Dune evreninde Omnius, düşünce makinelerinin ağını yöneten ve “Evermind” olarak da bilinen bir süper yapay zekâ hükümdar. Bu karakter, Frank Herbert’in orijinal “Dune” serisinden ziyade, oğlu Brian Herbert ve yazar Kevin J. Anderson tarafından yazılan “Legends of Dune” öncül serisinde ortaya çıktı. Omnius, insanların ürettiği bir yapay zekâ olup, zamanla kendini geliştirerek “yaratıcılarının” kontrolünü aşıyor ve kendi imparatorluğunu kuruyor. Hangi iki önceki yazıda Matrix’deki 2. Rönesans’ın simetrisi demiştik ya (BKNZ) o olay işte.

Temsili Omnius birlikleri Butlerian Cihad esnasında!

Omnius, insanlığa karşı geniş çaplı bir savaş başlatıyor ve bu savaş “Butlerian Cihad” ismiyle bir milat kabul ediliyor. Bu süreçte, insanlar Omnius’un kontrolündeki düşünce makinelerine karşı mücadele ediyorlar. Omnius’un amacı, evren üzerinde tam kontrol sağlamak ve insan ırkını köleleştirmek. Kendi ağı olan Evermind ile gezegenler arası bir ağ kontrol ediyor ve bu ağ üzerinden tüm robotik ve düşünce makinelerini yönetiyor. Omnius ve düşünce makinelerine karşı yapılan mücadele, “Dune” evrenindeki önemli bir tarihi olay olan Butlerian Cihad’ın merkezinde yer almakta.

Devam edelim…

Bu esnada Vorian, Agamemnon’un on üçüncü çocuğu, ancak kısa sürede babasının gözdesi oluyor. Düşünce makineleri için güvenilir bir insan elçisi olarak hizmet etmiş ve yaşam süresini normal insan sınırlarının ötesine taşıyan uzun ömürlülük tedavisi almıştır. Agamemnon savaşta öldükten sonra Vorian’ın tahtı devralıp bir cymek olarak halefi olmasını planlanıyor. Tarih eğitimi alan Vorian, insanların düşünce makinelerine karşı direnişine tanık oluyor ve Butlerian Cihad’da kilit bir savaşçı olarak ortaya çıkıyor. Stratejik zekâsı ve sadık isyancılarla kurduğu ittifaklar savaşın seyrini değiştirmede belirleyici oluyor. Vorian, Büyük Temizlik‘i (Great Purge) yöneterek ileri düzey atomik silahları gezegenlere yayıyor ve Omnius’u yalnız bir gezegene hapsediyor. Görüleceği üzere Titanların sonunu ustaca planlıyor ve Agamemnon’un korunmuş beynini yüksek bir pencereden atarak babasının hayatına bizzat son veriyor.

Yukarıda da üstün körü bahsini ettiğimiz Corrin Savaşı’na kısaca değinelim. Aslında buna Corrin Muharebesi demek daha uygun. Çünkü iki kavram arasında ciddi fark var. Muharebe, iki veya daha fazla sayıda ordunun birbirlerine askerî açıdan üstün gelmek üzere belirli bir süre ve askerî güç kullanarak yaptıkları çatışmaya deniyor. Muharebeler savaşlara göre süre ve kapsam bakımından daha sınırlıdır ve genellikle uzun süreli bir savaşı meydana getiren çatışmalardan biri olarak kabul edilmeli.Corrin Muharabesi, Butlerian Cihadı’nın son çatışmasıdır.

Corrin Savaşı’nda belirleyici bir rol oynayan Vorian, düşünce makinelerini yok etmek için geniş bir paralı asker ordusu komuta etti ve orbital savaş ile hedeflenmiş atomik saldırılar düzenliyor. Butlerian Cihad sırasında gerçekleştirdiği kahramanlık dolu eylemler, Atreides ailesinin ebediyen bir Büyük İmparatorluk olarak statüsünü pekiştiriyor.

İşin açıkçası Butlerian Cihadının son evresi, Vorian Atreides’i derinden etkiliyor. Oysa babasının etkisine rağmen, gençliğinin büyük bir kısmında nazik, zeki ve karizmatik bir kişidir kendileri. Şiddet dolu on yıllar ve sayısız can kaybı, Cihad’ın son günlerine yaklaşırken Vorian’ı rahatsız ediyor. İsyan sırasında, Vorian, gizli suçları öğrenene kadar saygıdeğer bir savaşçı olan Xavier Harkonnen ile dost aslında. Soylular Ligi’nin öncü liderlerinden biri olan Ginjo, gizlice organ çiftlikleri işletiyor ve daha fazla kurban elde etmek için saldırılar düzenliyordur. Bu gerçeği keşfeden Xavier, onları bir yıldıza doğru sürükler. Ancak, Ginjo’nun siyasi etkisi hikâyeyi çarpıtır, Xavier’i bir canavar olarak gösterir ve ailesinin adını kalıcı olarak lekeler. Gerçeği bilen Vorian, Cihad sona erene kadar bunu gizlemeyi tercih eder.

Şerefsizin önde gideni bir karakter: İblis Ginjo ve tam tersi bir karakter: Abulurd Harkonnen!

Lakabı İblis olan Ginjo, “Legends of Dune” öncül serisinde önemli bir karakter ve özellikle “The Butlerian Cihad” kitabında yer alıyor ve aslında şerefsizin önde gidenidir. Ginjo, Soylular Ligi‘nin (League of Nobles) erken dönem liderlerinden biridir ve insanlığın düşünce makinelerine karşı mücadelesinde başlangıçta önemli bir rol oynuyor. Ancak zamanla, onun gerçek niyetleri ve karakteri ortaya çıkıyor.

Ginjo, kendi kişisel gücünü ve etkisini artırmak amacıyla gizli entrikalar ve komplolar düzenleyip duruyor. Neler neler çevirmiyor ki bu şeytanı yaratık; gizlice organ çiftlikleri işletiyor ve daha fazla kurban elde etmek için yanıltıcı saldırılar (false flag attacks) düzenliyor vs. Bu faaliyetlerinin temel motivasyonu ise, insan topluluğu içindeki güvenini ve itibarını artırma çabası olsa gerek.

Xavier Harkonnen, Ginjo’nun bu suçlarını öğrendikten sonra ona karşı çıkıyor ve Ginjo’nun faaliyetlerini durdurmak için radikal bir adım atıyor. Ancak, Ginjo’nun siyasi bağlantıları ve etkisi, olayların yorumlanma şeklini değiştiriyor ve Xavier’ı kötü bir şekilde yansıtıyor, böylece Xavier ve onun ailesinin itibarı kalıcı olarak zarar görüyor. Ginjo’nun ihanetleri ve manipülasyonları, “Butlerian Cihad”ın sonucunu ve karakterler arasındaki ilişkileri derinden etkiliyor.

Bir lekeyi silmektense onun üzerini boyamak daha kolaydır derler (aslında ben uydurdum) Harkonenlerin Xavier’in soyundan gelenler bu lekeden beri durmak adına Butler soyadını alıyorlar. Vorian daha sonra Xavier’in torunu Abulurd Butler ile dost oluyor. Corrin Savaşı’nda, Erasmus adlı bağımsız bir makine, Evermind’i korumak için umutsuz bir hamle yapıyor. İki milyon insan köleyi patlayıcılarla donatılmış uydulara bağlıyorı. Böylece Vorian’ın kuvvetleri masum canları tehlikeye atmadan gezegeni işgal edemez duruma geliyor. Omnius’u her ne pahasına olursa olsun yenmek isteyen Vorian, saldırı emri veriyor. Abulurd (hayde bir isim daha) dehşete düşüyor ve emirlere karşı gelerek askerlerinin silahlarını devre dışı bırakıyor.

Dune evreninde Abulurd Butler, Brian Herbert ve Kevin J. Anderson tarafından yazılan “Legends of Dune” serisinde önemli bir karakter. Abulurd, Xavier Harkonnen’in soyundan geliyor ve Xavier’in itibarının lekelenmesinden sonra ailesinin adını temize çıkarmak amacıyla “Butler” soyadını alıyor.

Abulurd, aslında Corrin Savaşı sırasında, Vorian Atreides ve insan güçlerinin yanında yer alıyor. Bu savaş, insanların düşünce makinelerine ve Omnius’a karşı son ve belirleyici mücadelesidir esasen. Abulurd, Vorian’ın yakın müttefiki ve dostu ancak Vorian’ın bazı radikal kararlarına karşı çıkıyor. Özellikle, Vorian’ın insan kölelerin bağlı olduğu uydulara saldırı emri vermesi üzerine, masum insanların hayatını kurtarmak için kendi inisiyatifiyle hareket ediyor. Böylelikle masum canları korumaya çalışıyor.

Abulurd’un bu eylemleri, onun ahlaki karakterini ve insan hayatına verdiği değeri göstermekte, ancak bu durum onun Vorian ve diğer liderler tarafından ihanetle suçlanmasına ve hain olarak damgalanmasına yol açıyor. Sonuç olarak, idam edilmek yerine sürgüne gönderiliyor ve tekrar “Harkonnen” soyadını alarak, ailesinin geçmişteki suçlamalarla olan ilişkisini kabullenmek zorunda kalıyor. Abulurd, Harkonnen Hanedanı’nın daha az bilinen, ancak önemli bir figürü olarak, evrenin geniş mitolojisinde kendine yer bulmakta.

Ana öyküye devam edelim. Vorian, kitlesel imha silahlarını devreye soktu ve ondan bağımsız bir şekilde işgale başlar. Şans eseri, Vorian bilmeden, Erasmus insan korumasının patlamada öleceğini öğrenince patlayıcıları devre dışı bırakır. Hain olarak damgalanan Abulurd, idam edilmesi planlanmıştır, ancak Vorian onu sürgüne gönderir. Abulurd, lekeli Harkonnen adını alır, Xavier’in suçlamalarından asla aklanamaz. Bu sebeple onun soyu bilinen zamanın sonuna dek Atreides Hanesi’nden nefret eder!

Atreides Hanesi’nin mirası, büyük ölçüde ilk resmi üyesi tarafından şekillendirilmiştir. Bana sorarsanız Vorian ve Butlerian Cihad’ın hikayesi, gelecekte heyecan verici bir yan seri bile olabilir. Vorian’ın soyundan gelenler, onur, sadakat ve görevlerine neredeyse kendini yok edici bir bağlılıkla erken yaşamındaki erdemleri yansıtmak için şahane alanlar açabilirler çünkü. Hasılı kelam Paul Atreides’in yükselişine şahit olan herkes, bu adamın hikayesini de hatırlamalıdır!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin