Ayşe Ateş’in iddianameye alınmayan ifadesinden | Sinan Ateş: Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar!

Ankara’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin iddianamede yer verilmeyen eşi Ayşe Ateş’in ifadesi ortaya çıktı. T24’ten Asuman Aranca’nın tamamını yayınladığı ifadede Ayşe Ateş, cinayette dahli olduğunu düşündüğü isimleri tek tek sıralıyor.

Eşinin Ülkü Ocakları Başkanı olmasından sonra sürekli itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kontrolünde olan bazı isimlerin yönettiği sosyal medya hesaplarından eşi aleyhine paylaşımlar yapıldığını anlatan Ayşe Ateş, “Rahmetli eşim kendisine karşı medya üzerinden yapılan saldırıların, Mersin’de meydana gelen olay (Çağrı Ünel) ve devam eden süreçlerde yaşananların ve kendisinin aleyhine gerçekleştirilen faaliyetlerin mevcut Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan olan Ahmet Yiğit Yıldırım ve kendisinden önce Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanlığı yapan MHP Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz’un birlikte hareket etmek suretiyle planlandığını defalarca kez bana ifade etmişti.” diyor.

Sinan Ateş: Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar!

Ayşe Ateş, eşi ile arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir arasında, Ünel’e yönelik saldırıdan bir gün sonra 16 Mart 2022’de gerçekleşen konuşmayı da sundu. Eşinin arkadaşlarından Cahit Özdemir’in de saldırıya uğradığını kaydeden Ayşe Ateş’in sunduğu yazışmalara göre ikili arasındaki konuşmada Sinan Ateş, Özdemir’e şunları söylüyor: “Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar Ömer abi, sürekli geriyorlar ortamı. Sağa sola haber yolluyorlar, arıyorlar bilmem ne. Havlamasını bilmeyen köpek sürüye kurt getiriyor, yeni insanlar ölsün istiyorlar. (…) Orası öyle, Reis 18-19 yaşında çocukları gaza getiriyorlar, Cahit’e de ekip yollamışlar, Mersin’de olan Bursa’da olursa, Allah korusun.”

17 sayfalık ifadesinde Ayşe Ateş, eşinin çalıştığı ofisin önüne 10 Mart 2022 tarihinde Ankara Ülkü Ocakları’nın kullanımında bulunan 06 AT 2020 plakalı bir araç ile silahlı 4 kişinin geldiğini, eşinin de aracın fotoğrafını çekerek arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’e, “Ankara Ocak, Silahlı 4 kişi göndermiş.” yazdığına ilişkin ekran görüntülerini de dosyaya sundu. Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığını hatırlatan Ateş, “Kılavuz’un da suikastta dahli olduğu kanaatindeyim.” ifadelerini kullanıyor.

Eşinin 2019-2020 yıllarında yılları arasında 15 ay boyunca Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptığını, öncesinde de 12 yıl boyunca MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın danışmanlığını yürüttüğünü anlatan Ayşe Ateş’in ifadesinden bazı bölümler şöyle:

  • Rahmetli esim ile yapılan haberler üzerine aramızda yaptığımız konuşmada bana söylemiş olduğu Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın kontrolünde olan ve genel başkan yardımcısı olarak görev yapan Kadir Ensar Ejder isimli şahıs tarafından yönetilen Orhun Haber isimli internet haber sitesinde 04 Mart 2022 tarihinde “bir ihanet ateşi” başlıklı bir haber yapıldı.
  • Yine bana eşimin söylediğine göre bu haber sitesinin eşim hakkında yapmış olduğu bu ve benzeri haberler gerçekte o dönemin Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım tarafından yaptırılıyordu. Eşim bu haber ve paylaşımlar üzerine Orhun Haber isimli internet sitesi yöneticileri ve bu haber sitesinin sosyal medya yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmiştir.
  • (Ayşe Ateş, eşinin söz konusu site tarafından sürekli hedef gösterildğini ayrıntılı olarak anlatıyor)
  • Eşim Ülkü Ocaklar Genel Başkanlığı yapmış ve ömrünü Ülkücülük davasına adamış birisi olarak Ülkü Ocakları tüzel kişiliğine bir zarar vermek istememesi sebebi ile kendisine karşı yapılan bu itibar suikastlarına ve karalama çalışmalarına, bu çalışmaları yapan Ülkü Ocaklar Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’a, yönetiminde yer alan kişilere ve MHP Mersin milletvekili ve eşimden önceki Ülkü ocakları genel başkanı Olcay Kılavuz’a karşı bir hasımlık gütmemiş, hukuk dışı hiçbir yola tevessül etmemiştir.
  • 10 Mart 2022 tarihinde Ankara Ülkü Ocakları’nın kullanımında bulunan 06 AT 2020 plakalı Volkswagen marka siyah araç ile eşimin kullandığı ofisin önüne dört kişinin geldiğini ve ofis binasının önünde beklediklerini eşim bana söylemişti. Bu konuda arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir’e 10 Mart 2022 tarihinde Whatsapp uygulamasından ofis önünde bekleyen aracın resmini göndererek “Ankara Ocak, Silahlı 4 kişi göndermiş” seklinde mesaj göndermiş. Bu konuşmaya ilişkin ekran resmini de ifademin ekinde sunuyorum.
  • Eşimin bana anlattığından aktarmam gerekirse; Orhun Haber isimli haber sitesi Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yönetilmektedir. Ülkü Ocakları mensupları da Ocak Genel Merkezi yöneticileri tarafından aranarak ve ocak mensuplarının yer aldığı WhatsApp gruplarından talimatlar yazılarak Orhun Haber isimli internet sitesinin sosyal medya hesaplarını takip etmeye ve rahmetli eşim aleyhinde paylaşımlar yapmaya zorlanmışlardır.
  • Sunmuş olduğum paylaşım içeriklerindeki benzerliklere bakıldığında da eşim aleyhine yapılan paylaşımların bir merkez tarafından yönetildiği açık ve net bir şekilde ortadadır. Eşimin telefonu adli emanette ve incelemede olup WhatsApp uygulaması üzerinden kendisine gönderilen mesajlar incelendiğinde bu hususta kendine gönderilen mesajların olduğu görülecektir.
  • Rahmetli eşim döneminde Mersin Ülkü Ocaklar Başkanı olarak görev yapan ve eşimden sonra görevden alınan Çağrı Ünel de kendi sosyal medya hesabından eşime destek niteliğinde paylaşımlar yapmıştı. Bunun üzerine Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı olan Ömer Şanlı isimli şahıs Çağrı Ünel’i arayarak eşime destek olmamasını, yaptığı paylaşımları kaldırmasını istemiş. Çagrı Ünel de paylaşımlarını kaldırmayacağını, rahmetli eşimin arkadaşı olduğunu, kendisinin de artık Ocak Başkanı olmadığını ve kendisine talimat veremeyeceklerini söylemiş. Ömer Şanlı da “o halde bunun sonuçlarına katlanırsınız” şeklinde Ünel’i tehdit etmiş.
  • Bu konuşmayı Ünel, rahmetli eşimi benim yanımda olduğu sırada telefonla arayarak kendisine bu şekilde iletmişti. Eşim de “Bunlar iyice azıttılar, dur durak bilmiyorlar, aman kardeşim kendinize dikkat edin, Alah korusun!” seklinde uyararak kendisine dikkat etmesini tembihlemişti.
  • Eşim ile Ünel arasında geçen bu konuşmadan kısa bir süre sonra Mersin’de Ünel’e Adana ve Osmaniye Ülkü Ocakları’na mensup olduğunu duyduğumuz yaklaşık 10 kişi tarafından bıçaklarla ve sopalarla saldırı düzenlenmiş. Ünel kendisine yapılan saldırı ile oluşan arbede sırasında kendisini savunmak üzere silahını kullanmış ve olay yerinde Emrullah Kaplan isimli Kadirli Ülkü Ocakları mensubu olduğunu öğrendiğimiz bir genç hayatını kaybetmiş. Ünel’e yapılan bu saldırının Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın talimatı ile yapıldığı aşikârdır.
  • Yıldırım tarafından, Mersin’de yaşanan saldırı sonrası yaptığı basın açıklamasında, “Bu alçak saldırıyı azmettirip destek olan tüm odaklardan hukuki süreci de yakından takip ederek her türlü hesabi en ağır şekilde soracağız…” ifadelerini kullanarak yine rahmetli eşim hedef gösterilmek suretiyle her türlü hesabın en ağır şekilde sorulacağı yönünde eşim alenen tehdit edilmiştir.

Cahit’e de ekip yollamışlar!

Ayşe Ateş, eşi ile arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir arasında, Ünel’e yönelik saldırıdan bir gün sonra 16 Mart 2022’de gerçekleşen konuşmayı da sundu. Eşinin arkadaşlarından Cahit Özdemir’in de saldırıya uğradığını kaydeden Ayşe Ateş’in sunduğu yazışmalara göre ikili arasındaki konuşmada Sinan Ateş, Özdemir’e şunları söylüyor: “Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar Ömer abi, sürekli geriyorlar ortamı. Sağa sola haber yolluyorlar, arıyorlar bilmem ne. Havlamasını bilmeyen köpek sürüye kurt getiriyor, yeni insanlar ölsün istiyorlar. (…) Orası öyle, Reis 18-19 yaşında çocukları gaza getiriyorlar, Cahit’e de ekip yollamışlar, Mersin’de olan Bursa’da olursa, Allah korusun.”

Ayşe Ateş ifadesine şöyle devam etti:

  • Eşimin mesajlarda kastettiği kişiler Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve yönetiminde yer alan kişilerdir. Mersin’de yaşanan olayın yanı sıra yine rahmetli eşimin şahsi arkadaşı olan, kendisinin Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptığı dönemde dönemde Bursa Ülkü Ocaklar Başkanı olarak görev yapan Cahit Özdemir de rahmetli esim hakkında yapılan asılsız haberler üzerine sosyal medya hesaplarından rahmetli eşime destek paylaşımlarında bulunmuştur.
  • Paylaştığım mesaj içeriğinden Cahit Özdemir’e de esimi desteklediği için saldırı düzenlenmek istendiği açıkça anlaşılmaktadır. Eşim bu süreçte kendisinin takip edildiğini, kendisine bir saldırının olabileceğini bana da ifade etmişti. Ömer Çağrı Özdemir ile yaptığı yazışmada “Beni öldürmeye karar vermiş arkadaşlar Ömer abi” şeklinde ifadeler kullanmak suretiyle kendisine yönelik takiplerin ve ölüm tehditlerinin olduğunu açıkça ifade etmiştir.”

Ayşe Ateş, eşi ile Özdemir arasındaki bir başka konuşmayı da dosyaya sundu. Eşinin bu yazışmada kendisine gönderilen bazı mesajları Özdemir’e ilettiğini belirten Ateş’in sunduğu yazışmalara göre, Mersin’de Ünel’e gerçekleştirilen saldırı olayına ilişkin olarak ikili arasında şu konuşmalar geçiyor:

“Gaziantep’ten senin Tayfun. Mersin’ de öyle konuşulduğunu söylüyor”

“Olcay, Ahmet, Doğan Güzelay ve bir kişi daha Ejder demiş olabilir, olaydan bir gün önce oturdular diye konuşuluyormuş”

“KRT’ yi aramışlar haberi niye böyle yaptınız yoksa yaptırdılar mı demişler”

  • Bu mesajlardan da Mersin’de gerçekleştirilen saldırı öncesinde MHP Mersin Milletvekili ve esimden önceki dönemde Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı olan Olcay Kılavuz, mevcut Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı olan Ahmet Yiğit Yıldırım, Doğan seklinde bahsedilen bir şahıs, Ülkü Ocaklar Eğitim ev Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Deniz Güzelay ve yine Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ensar Ejder isimli şahısların bir araya gelerek Mersin’de Çağrı Ünel’e karşı gerçekleştirilecek saldırı olayını planladıklarının konuşulduğu anlaşılmaktadır.
  • Rahmetli eşim; kendisine karşı medya üzerinden yapılan saldırıların, Mersin’de meydana gelen olay ve devam eden süreçlerde yaşananların ve kendisinin aleyhine gerçekleştirilen faaliyetlerin mevcut Ülkü Ocaklar Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkan olan Ahmet Yiğit Yıldırım ve kendisinden önce Ülkü Ocaklar Eğitim ev Kültür Vakfı Genel Başkanlığa yapan halen de MHP Mersin Milletvekili olan Olcay Kılavuz’ un birlikte hareket etmek suretiyle planlandığını defalarca kez bana ifade etmişti.

Ocak onun kalemini kırdı!

Davanın iddianamesinde azmettirici olarak görünen Tolgahan Demirbaş’ın, eşinin arkadaşı olan Haluk Türk’e giderek, kendisinin Ahmet Yiğit Yıldırım ve Olcay Kılavuz tarafından elçi olarak gönderildiğini söylediğini aktaran Ayşe Ateş, şöyle devam etti:

  • Bu şahıs eşimin arkadaşına “Sinan Ateş’in yanında durma abi, Ocak onun kalemini kırdı, sen de zarar görme” demiş. Haluk Türk bunu eşime söylemiş, eşim de bana söylemişti. Tolgahan Demirbaş isimli şahsın kendisinin yanına gelerek esim hakkında söyledikleri dışında eşim tarafından kendisine karşı gerçekleştirilen tehditlerle ilgili paylaşımlarda bulunmuş olabileceğini düşünüyorum.
  • Dosya şüphelisi Tolgahan Demirbaş’ın Haluk Türk’e esimin öldürülmesi kararı alındığını kimlerin söylediğini, şahsın kendisine başka neler anlattığını ve rahmetli eşime karşı gerçekleştirilen tehditlerle ilgili olarak varsa sahip olduğu bilgileri anlatması hususunda Haluk Türk’ün ifadesine başvurulmasını talep ediyorum.
  • Rahmetli esim kendisine gerçekleştirilen suikasttan bir gün önce İstanbul ilindeydi. Orada çekilmiş olduğu bir fotoğrafını olayın gerçekleştiği 30/12/2022 tarihinde Cuma kutlaması mesajı ile birlikte sosyal medya hesaplarından yayınlamıştı. Bu paylaşımı üzerine çoğunluğu Ülkü Ocakları İstanbul il Başkanlığı mensubu olan bir takım kişiler tarafından eşimin ölümle tehdit edildiği açıkça anlaşılan tehdit ve hakaret içerikli paylaşımlar yapılmıştır. Bu paylaşımları da sunuyorum.
  • Aynı hesaplar eşime gerçekleştirilen suikasttan sonra bu paylaşımlarını kaldırmışlardır. Bu paylaşımlardan anlaşılacağı üzere Ülkü Ocakları mensubu olan bir takım kişiler tarafından eşime karşı uzun süredir husumet güdülmekte ve kendisi her fırsatta tehdit edilmektedir. Eşimin öldürülmesi olayında dahli olan kişiler ile öldürüldüğü gün bu paylaşımları yapan kişiler arasında bir bağlantının olup olmadığının araştırılmasını talep ediyorum.
  • Rahmetli esim bana kendisinin aleyhinde yapılan asilsiz haberleri Ülkü Ocaklar Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ve yönetiminde yer alan birtakım kişiler ile Olcay Kılavuz’un birlikte hareket ederek kurguladıklarını, Olcay Kılavuz’un da kendisine hasmane hareket ettiğini ve bu kişilerin beraber hareket ettiklerini söylemişti. Rahmetli eşimin öldürülmesi olayında tutuklu olan Tolgadan Demirbaş’ın eşime karşı gerçekleştirilen suikastın hemen akabinde basında yoğun bir şekilde tetikçinin olay yerinden kaçırılması, saklanması ve Olcay Kılavuz’un evinde yakalanarak gözaltına alınması seklinde adı geçmiştir.
  • Bu şahıs, basından öğrendiğim kadarıyla iki kez gözaltına alınarak serbest bırakılmış, üçüncü kez gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştır. Tolgahan Demirbaş’ın ilk olarak Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığı, hatta Olcay Kılavuz’un kendisinin milletvekili dokunulmazlığı bulunması nedeniyle evini aratmak istemediği, bu şahsı kolluk güçlerine teslim etmek istemediği gibi haberler eşimin öldürüldüğü günden bugüne basında sıklıkla ifade edilmektedir.
  • Hatta Tolgahan Demirbaş isimli şahsın Olcay Kilavuz’un evinden gözaltına alındığına dair kolluk tutanağının Savcılık dosyasında bulunmadığı da basında sıkça ifade edilmektedir. Bu hususta Savcılık dosyasında söz konusu yakalama tutanağının bulunup bulunmadığı, bu tutanak bulunuyor ise Tolgahan Demirbaş isimli şahsın nereden gözaltına alınarak yakalandığı, söz konusu tutanakta bu şahsın gözaltına alındığı yerin bir konut ya da birine ait ev olup olmadığı, bir konuttan alındıysa Olcay Kılavuz isimli sahsa ait olup olmadığı, Olcay Kılavuz isimli şahsın o konutta bulunup bulunmadığı hususlarının aydınlatılmasını ve bu şahsın ilk gözaltına alındığı tutanağın bir nüshasının tarafıma verilmesini talep ediyorum.
  • Eşime karşı gerçekleştirilen suikast sonrasında yine basında 06 AT 5021 plakalı koruma tahsisli bir aracın tetikçileri İstanbul ilinden eskortluk yaparak getirdiği ve olay sonrasında faillerin kaçırılmasında yine eskortluk yaparak kullanıldığı iddialar yer almaktadır. Bu iddiaların doğruluğu ve soruşturmanın aydınlatılması adına bu aracın kim adına kayıtlı olduğu, kimler tarafından kullanıldığı olay tarihi öncesi, olay günü ev olay sonrası, gişe geçiş bilgileri, Plaka Tanıma Sisteminden geçiş güzergâhlarının, o tarihlerdeki kullanıcısının, bu araçta kimlerin yer aldığının tespit edilmesini, tespit edilecek güzergah ve bu araçta yer alan kişi bilgileri doğrultusunda bu şahısların diğer şüpheli şahıslar ile baz istasyonu karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilmesini talep ediyorum. Ayrıca bu konuda başka araçlarda var ise ayni tespit ve araştırmaların bu araçlar hakkında da yapılmasını talep ediyorum.

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. polisiye filmlerde bir cinayetten sonra hep su soru sorulmaz mi: ” esinize husumet duyan kimse var miydi, suphelendiginiz kimse var mi?”
    burada hanimefendi, gayet net ifade ediyor, savci ise dikkate almak biyana, ustunu ortuyor…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin