‘Ayna’da ne var?

ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yıllık İnsan Hakları Raporu’nu incelerken son bir yılı ağır çekimde bir daha yaşadım diyebilirim. Zira rapor, Erdoğan rejiminin hak ihlallerini tek tek kayda geçiriyor. Hükümetin sakladığı,sansürlediği, konuşulmasına izin vermediği ne kadar ‘yamukluk’ varsa gözümüzün önüne getiriyor.

Yetmiyor dünya sahnesine de çıkarıyor.

Bu çalışma bir nevi ülkenin röntgenini çekiyor ve aynaya yansıyan tablo hiç parlak değil. Keyfilik, hukuksuzluk, despotluk kanserli bir hücre gibi her yeri sarmış. Türkiye, ilaç tedavisinin artık işe yaramayacağı komalık bir hasta gibi.

Abarttığımı düşünen varsa rapor şurada; okumak için tıklayın…

Detaylara geçmeden şunun da altını çizmekte fayda var; bu raporlar referans çalışmalardır. Uluslararası arenada yerinizi belirler. Bir çok ülke -ekonomik yatırımlar dahil- planlarını, projelerini yaparken bu raporlardan yararlanır. O yüzden aklı başında her ülke bu raporlara yansıyan tabloyu önemser. Karnesinin kırıklarla dolu olmasını istemez.

Türkiye, Çin’i bile geride bıraktı!

Gelelim raporun ne dediğine?

86 sayfalık raporda özgür ve adil olmayan seçimlerden mültecilerin durumuna, Gülen Cemaati mensuplarının uğradığı yaygın hukuksuzluklara, siyah transporterlarla adam kaçırmaktan AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmamasına Erdoğan rejiminin tüm icraatları var.

ABD hükümeti bu raporu önemsiyor ve her yıl dışişleri bakanları bizzat açıklıyor. Yaklaşık 200 ülkede  tek tek ele alınıyor.

Bu nokta da dikkatimi çeken bir detayı da not edeyim. Raporun Türkiye bölümü 86 sayfa. Acaba iç savaşın olduğu Suriye gibi ülkelerde ya da Kuzey Kore gibi katı diktatörlüklerin olduğu ülkelerde durum nasıl diye baktım. Tablo gerçekten vahim. Irak ya da Çin gibi ülkelerde bile Türkiye’dekinden daha az ihlal var.

İran gibi bir ya da iki ülkenin raporu Türkiye’den daha az kapsamlı. Erdoğan rejimi ne kadar övünse azdır!

ABD Dışişleri Bakanlığı bu raporları hazırlarken yereldeki insan hakları örgütleri, barolar ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarından yararlanıyor. Yani ülkede ne olmuşsa rapora da o yansıyor.

AKP rejimi ve bürokrasisi gerek AB gerekse de ABD raporlarına ‘yok hükmünde’ muamelesi yapıyor. Ancak onlar “Tanımıyoruz!” dediği zaman bu raporlar ortadan kaybolmuyor. Referans olma özelliklerini kaybetmiyorlar.

Raporun neyine itiraz ediyorsunuz?

İmkan olsa ve AKP kurmaylarına sorsak mesela; bu raporda itiraz ettiğiniz neresi var diye?  Mesela yurt dışından adam kaçırma ve sınır ötesi baskı yok mu? Kaçırılan öğretmenlerin, doktorların veya işadamlarının işkence görmüş fotoğraflarını bizzat MİT servis etmiyor mu? Rejime biat etmeyen medya kurumlarına çöküldüğü, bağımsız gazetecilerin ya hapse ya da sürgüne gitmek durumunda kaldığı mı yalan? Sokakların mafyaya teslim edildiği doğru değil mi?

İnternet özgürlüğüne dair kısıtlamalar mı abartı?

On binlerce insanın hayatını kaybettiği 6 Şubat depreminden sonra interneti kesip insanların ölüme terk edildiğini tüm dünya görmedi mi? Yolsuzlukların yaygın olduğu, bürokrasinin hükümetin kontrolünde olduğu ve insan hakları ihlallerine karışan kamu görevlerinin cezalandırılmadığı mı gerçeğe aykırı?

Malum olduğu üzere ABD, Gülen Hareketi’ni terör örgütü olarak kabul etmiyor. Bu durum raporun bu yılki versiyonun da da değişmedi. Raporun bir çok yerinde Gülen Cemaati’ne yönelik hak ihlalleri, kötü muameleler ve işkenceler anlatılıyor.

Rapora burun kıvıran yandaşlara sormak lazım; kermese börek açtığı ya da Bank Asya’ya para yatırdığı için tutuklanan on binlerce insan mı abartılı geldi size?

Can Atalay, Osman Kavala ve Ekrem İmamoğlu’na yönelik hukuksuz uygulamalar yok mu? Bu davalar Saray’ın talimatıyla ve politik amaçla açılmadı mı ? Selahattin Demirtaş siyasi rehine değil mi? Raporda yer aldığı gibi AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması mı yalan?

Kısacası; Türkiye’de ne yaşanıyorsa uluslararası raporlara da o yansıyor. Eğer bir yerlerde ‘devlet aklı’ diye bir şey varsa şapkasını önüne koyup düşünmeli; her anlamda her alanda çöken bu ülke nasıl toparlanır?

 

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

4 YORUMLAR

  1. Amerika senatörler Meclisine yanina Abdulhamit Bilici yide al git orada Filistinede yapilan zülmüde anlat Türkiyedeki zulümleri antattigin gibi sana inanaliim bundan sonra.
    Enes Kanteride yanina almayi unutma! Öylece secmece zülüm olmaz! Hamasin icine hangi ajanlar girmis arastir.
    Demokratik ülkeler diye sabah, aksam Tesbih cekerken 3 kere düsün. Tefekkür et!

  2. Türk Milleti Adına,
    KARAR
    Yaz evladım. “Merhamet etmeyene, merhamet edilmez.”
    Alayını cezaevlerine atın.
    Yaşattıklarını, yaşamadan ölmesinler.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin