AKP, özgürlükçü anayasa yapabilir mi, Erdoğan’ın amacı ne? 

NECİP F. BAHADIR | YORUM

‘Yeni anayasa’ siyasetin bitmeyen hikayesidir. Belirli aralıklarla gündeme gelir, konuşulur, tartışılır hiçbir sonuca ulaşmadan unutulur gider. AKP kaç kez anayasa hamlesi yaptı? Günün sonunda kısmi değişikliklerle yetindi. Yeni anayasa bir süredir Erdoğan’ın dilindeydi, yeniden ısıttı.

Önümüzdeki hafta CHP lideri Özgür Özel’le yapacağı görüşmenin gündemini ‘yeni anayasa’ olarak belirledi. Irak dönüşü gazetecilere özgürlükçü ve yenilikçi bir anayasa için Özel’den destek isteyeceğini söyledi. Ve Ankara’da siyasetin gündemi bir anda tekrar ‘yeni anayasa’ oluverdi.

AKP ve MHP koalisyonu özgürlükçü anayasa yapabilir mi? İlk soru bu… Erdoğan ‘özgürlükçü’ derken neyi kastetti? Neyin özgürlüğü? Kime özgürlük? Mevcut anayasa ve yasalar, AKP’nin politikaları icabı özgürlükçü bakış açısı yerine dar, baskıcı yorumlanırken yeni anayasa nasıl özgürlüklerden yana olacak?

Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı yok mu? Elbette var. Hem de her zamankinden daha fazla. Demokratik, özgürlükçü, sivil, reformcu, çağdaş bir anayasaya kan kadar gereksinimi var ülkenin… Kısmi değişikliklerle 12 Eylül askeri darbesinin ürünü mevcut anayasa yamalı bir bohçaya benzedi. AKP’nin eline fırsatlar geçti fakat rejim bu imkanı sadece iktidarını güçlendirmek ve kalıcı kılmak için kullandı.

Amaç sistemi ‘revize’ etmek!

Olağanüstü halin şartlarından yararlanarak parlamenter sistemi kökten değiştirdi, ‘tek adamlığa’ yol açan ucube yönetim biçimini getirdi. Şimdi ne hikmetse tekrar ‘yeni anayasa’ iştahı kabardı. Erdoğan’ın dilinin altında ne var acaba?

Tahmin etmek zor değil; sistemi revize etmek… Yüzde 50 artı 1 barajını yüzde 40’a indirmek… Bir kişinin iki dönemden fazla seçilmesine imkan sağlamak… Başörtüsü serbestliğini anayasaya koymak…

Nereden mi biliyoruz? AKP’lilerin daha önceki açıklamalarından… Erdoğan yenilikçi ve özgürlükçü anayasa derken kastettiği bunlar. Allah aşkına bunlar Türkiye’nin ihtiyacı mı? Bugün başörtüsü sorunu mu var? Olası bir iktidar değişikliğinde bir risk mi var? Hayır. Başörtüsü sorunu bir daha geri gelmemek üzere ülkenin ve siyasetin gündeminden kalktı.

Erdoğan ‘yeni anayasayı’ Türkiye için değil, ‘kendisi için’ istiyor. Bu gerçeği görmek veya anlamak için feraset sahibi olmak gerekmiyor. Ortalama bir zeka düzeyi ve siyasi gündeme ilgisi olan herkes Erdoğan’ın niyetini çözer. İktidar ortaklarından muhalefet blokuna kadar bütün partiler de Erdoğan’ın dilinin altındaki baklayı biliyor.

AKP milletin memleketin hayrına olacak özgürlükçü ve demokratik bir anayasa yapamaz. Peki kendi ajandasına göre bir yeni anayasayı Meclis’ten geçirmeye gücü yeter mi?

MHP, yüzde 40+1’e kapı açar mı?

31 Mart siyasetin dengelerini değiştirdi. AKP artık siyasetin de Meclis’in de tek patronu değil. AKP ve MHP’den oluşan cumhur ittifakı geriledi, başını ana muhalefetin çektiği CHP gücünü arttırdı. Sonucun doğrudan Meclis’in aritmetiğine yansımadığı doğru fakat 10 ay önce oluşan parlamentoyu da yaraladı. Bir bakıma ‘topal ördek’ durumuna düşürdü.

Bakmayın Erdoğan’ın ‘31 Mart sadece yerelle sınırlıydı’ dediğine… O da farkında AKP’nin kar gibi eridiğinin… Düştüğü yerden bir daha kalkmasının mümkün olmadığının… Bozgunun sebebi bizzat kendisi ve politikaları. Kendisini değiştiremeyeceğine göre halkın onu değiştireceğinin…

31 Mart hezimeti olmasaydı Erdoğan, CHP Lideri Özgür Özel’e kapılarını açar mıydı hiç? 23 Nisan resepsiyonunda çay içmeye çağırır mıydı? Erdoğan’ın liderler zirvesinden anladığı Bahçeli ve diğer küçük bileşenleriyle bir araya gelmekten ibaretti. 31 Mart’la muhalefeti hatırladı. Bunlar hep, kelebek değil sandık etkisi…

Biricik ortağı MHP’nin bile AKP anayasasına itirazı var. Geçmişteki tartışmalarda cumhurbaşkanlığı barajının yüzde 40 artı 1’e indirilmesine bizzat Bahçeli karşı çıkmıştı. AKP’nin niyeti MHP’den kurtulma çabası olarak yorumlanmıştı. MHP de derhal o kapıyı kapattı. Tekrar açar mı? MHP, AKP’nin kendisine mahkum olmasından, haliyle mevcut sistemden pek memnun. AKP’nin yeni anayasa konusunda MHP ile birlikte bile hareket etmesi çok zor. Ayrıca MHP’nin Anayasa Mahkemesi’ni kapatmak gibi akla ziyan talepleri var. AKP buna ‘evet’ diyebilir mi? Erdoğan’ın iktidarı karşılığında vermeyeceği taviz yok. AYM’yi kapatmaya AKP bile yanaşmaz.

Devlet Bahçeli, ‘sınırları’ fazlasıyla zorluyor!

Devlet Bahçeli birkaç gün önce siyasi ortaklığı bombalarcasına Erdoğan’ın ekonominin patronluğuna getirdiği Mehmet Şimşek’in ‘yerel halk’ ifadesini topa tuttu: “Müfsit zihniyetin son günlerde maruz kaldığımız skandalların asal sorumlusu olduğunu hiç kimse inkar edemeyecektir.” Bahçeli, Erdoğan’ın Şimşek’inden vurdu. Hem de ne vuruş…

Normal bir siyasi ortamda bu sözlerden sonra herkes kendi yoluna gider. Ne ortaklık kalır ne ittifak ne de siyasi menfaat. Erdoğan’ın ‘kurtarıcı’ diye ekonomiyi teslim ettiği Şimşek’e, ortağı Bahçeli’nin layık gördüğü sıfat ‘müfsit’… İfsat edici yani, bozucu, çürütücü… Erdoğan’ın tahammül kapasitesi yüksekse sırf iktidarını sürdürme kaygısından. Bülent Arınç gibi bir ismi MHP’ye kurban verdi fakat Şimşek söz konusu olduğunda işin rengi değişir. Bahçeli, Şimşek’e ‘müfsit’ diyerek sınırları fazla zorluyor.

Kim bilir belki bu sistemi revize edecek ‘yeni anayasa’ arayışına bir tepkidir. Siyasette ‘sağ gösterip sol vurmak’ olağan karşılanır. Bahçeli’nin Şimşek rahatsızlığının altında başka sebepler aramak daha doğru gibi geliyor bana.

Bu iktidar ikliminden yeni bir anayasa çıkar mı? Şair bile demiş ki; “Böyle gecenin hayr umulur mu seherinde?”

Özgür Özel, cevabını verdi: Önce eldeki Anayasa’ya uyun!

Erdoğan, başörtüsü konusuyla ‘gel gel’ çektiği Deva, Saadet, Gelecek gibi partiler üzerinden ‘sayısal hesap’ yapıyor olabilir. Ajandasında dağılma sürecindeki İYİ Parti’den ‘milletvekili transferi’ yazabilir. Hafta sonu yapılacak kongreden sonra İYİ Parti’de istifa furyasının başlaması muhtemel. AKP, MHP ile anlaşamazken bu kadar fazla partiyle asgari müşterekte buluşabilir mi? CHP listelerinden Meclis’e giren muhafazakar partiler başörtüsüne ‘evet’ dese de sistemin AKP lehine revize edilmesini neden kabul etsin? Hepsinin gözü AKP’nin çözülmesinde… Ki boşalttığı alanı kendileri doldurabilsin.

Erdoğan – Özel zirvesinin gündeme ‘yeni anayasa’ olacak mı? AKP iktidarı kendi bünyesinde bütünlüğü sağlayabilmiş değil. Özel daha görüşme olmadan verdi cevabını: “Değiştireceğiniz anayasayı ne yapacaksınız? Uymak için değiştireceksiniz. Geçen sefer değiştirdiğiniz anayasaya niye uymuyorsunuz? Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız önce mevcuduna uyun da onu görelim!”

Bu sözlerin anlamı açık; CHP, AKP’nin ‘yeni anayasa’ önerisine kapalı. Anayasa ve yasalar Erdoğan’ın ayakları altında paspas oldu. Özgür Özel doğru yerden yakaladı.

CHP’siz anayasa olmaz mı? Matematiksel olarak mümkün ama siyasi olarak asla. 31 Mart’tan sonra hiçbir eskisi gibi olmaz. Meclis aritmetiği 10 ayda eskidi.

Eski hal muhal artık…

Siyasetin güç merkezi AKP’den CHP’ye doğru kaydı. CHP’nin, DEM’in içinde olmadığı bir anayasa çalışması yol alamaz. Erdoğan da bunun farkında ki Özel’le yapacağın görüşmenin ilk maddesi anayasa… Acaba Özel’in ajandasında öncelikli konu ne? Aslında bu daha önemli.

Özel’in ‘kutuplaştırıcı siyasete’ itirazı olacağını biliyoruz. Bu bir normalleşme arayışı. Can Atalay’ın dosyası… Yargının içler acısı hali… Hapishanelerden yansıyan insanlık dışı görüntüler… Can çekişen adalet… Kayyım politikası… CHP lideri, görüşmenin akışına ve rengine göre ‘erken seçimi’ gündeme getirirse sürpriz olmaz. Zirve hiç beklenmeyen sonuçlar doğurabilir. 31 Mart’tan sonra siyaset büyük gelişmeler gebe.

Yeni anayasa konusunun pek kendini okutmayacağının farkındayım. Ama siyasetin gündemi 10 gün boyunca yeni anayasa olacaksa bu meseleyi göz ardı mı etseydim? Yine de ufuk açar. Meselenin fotoğrafını değil röntgenini çektim çünkü.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Türk siyasetinin en büyük felaketi halkın da hakkettiği Tayyipin amacı hiçbir kısıtlama olmaksızın ölunceyekadar seçilebilmesinin anahtarı.Umarım ve dilerim yatağa çakılı halde çoookkk uzun bir ömür sürer.

  2. Türk siyasetinin en büyük felaketi halkın da hakettiği Tayyipin amacı hiçbir kısıtlama olmaksızın ölunceyekadar seçilebilmesinin anahtarı.Umarım ve dilerim yatağa çakılı halde çoookkk uzun bir ömür sürer.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin