1 Mayıs’tan 2 Mayıs’a ‘Baykallaşan’ Özgür Özel

M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

31 Mart seçimlerinin, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 7 Haziran 2015 seçimleri gibi hükümsüzleştirilmeye çalışacağına seçimlerin daha kesin sonuçları alınmadan dikkat çekmiştim. Pek çok yorumcu Erdoğan’ın yumuşayacağını anlatırken ben 1 Nisan tarihli yazımda, 17-25 rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarının ortaya çıktığı günlerdeki tavrını takınıp karşı hamle yapacağını anlatmaya çalıştım.

Erdoğan’ın neler yapabileceğine ilişkin tek yazdığım bununla sınırlı kalmadı. 4 Nisan’da, “Osmanlı’da oyun, Erdoğan’da kumpas bitmez!” diye kendimce bazı uyarılarda bulundum. Seçimin mağlubu olan Erdoğan’ın bunu unutturmak için farklı hamlelerde bulunacağını ve bu hamleleri boşa düşürme görevinin de ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel’e düştüğüne vurgu yaptım.

Özgür Özel’in, Erdoğan ile görüşme talebinde bulunması üzerine de endişelerimi daha net bir şekilde ortaya koydum. Bu görüşme ile Erdoğan’ın Özgür Özel’i 7 Haziran 2015 sonrasındaki tavrı ile Deniz Baykal’a çevirme peşinde olduğunu dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım.

Benim yazılarımda ifade etmeye çalıştığım riskleri elbette ki CHP’nin lideri Özel de biliyor olmalı. Ancak Özgür Özel, kavgacı bir lider görüntüsü vermemek için diyalog yolunu seçtiğini düşünüyor. Bu yaklaşım belki prensip olarak yanlış değil. Özel, topluma “Erdoğan ile olmaz” dedirtme peşinde. Yalnız içinde Erdoğan’ın ABD’li başkanlara karşı beslediği ezikliğe benzer bir duyguyu Özel de Erdoğan’a karşı taşıyor gibi.

23 Nisan resepsiyonu sırasında çekilen yukarıdaki fotoğrafta iki liderin yüz ifadelerini dikkatlice inceleyin lütfen. Özel, bütün samimiyetiyle elini uzatmış durumda. Gardını açan boksör gibi. Uzatılan eli tutan Erdoğan ise gözünü rakibinin gözlerinin içine dikmiş ve “Sana siyaset dünyasını dar edeceğim!” diyor adeta.

ERDOĞAN YUMUŞAYACAK DİYENLER 1 MAYIS’I İYİ OKUMALI

Pek çok yorumcu, aldığı seçim yenilgisi sonrasında Erdoğan’ın koltuğunda rahat oturmak için yumuşamak zorunda olduğunu ifade etti. Ben de yukarıda linkini verdiğim yazılarda bu ihtimalin gündemde olduğunu ancak bildiğimiz Erdoğan’ın bazı alanlarda yumuşuyormuş gibi görünerek esas itibariyle daha da sertleşme yoluna gideceğine dikkat çekmeye çalıştım.

Dün 1 Mayıs İşçi Bayramı, bu iktidarın demokratlaşma görüntüsü verdiği dönemde Türkiye’de 2009 yılında “Emek ve Dayanışma Günü” adıyla resmi tatil olarak ilan edildi. Gezi Protestoları, Erdoğan’ın içinde unutamayacağı bir travma olarak durduğu için 2013 yılından bu yana Taksim’de 1 Mayıs kutlanmasına izin vermiyor.

Dün de farklı olmadı. Türkiye’nin sınırlarını yol geçen hanına çeviren Erdoğan hükümeti, Taksim’e giden bütün yolları tıkadı. Aksaray’dan giden yol daha Saraçhane’deki Bozdoğan Kemeri’nin önünde kesildi. Polis etten duvar ördü.

CHP lideri, günler öncesinden 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacaklarını duyurdu. Dün yanına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da alarak Taksim’e yürümek istedi. Kortej daha Bozdoğan Kemeri’ne varmadan durduruldu.

CHP lideri Özel, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 12 Aralık 2023’te verdiği Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili verdiği kararı hatırlattı. AYM, söz konusu kararda Taksim Meydanının emekçilerin ortak hafızası olduğuna vurgu yaparak, “1 Mayıs günlerinde Taksim Meydanının ifade ettiği anlamı doğrudan tecrübe etmek ve edindiği tecrübeyi kuşaklar boyunca aktarmak için orada bulunma hakkı vardır.” hükmüne vardı.

AYM’nin öteki konularda verdiği kararı yerel mahkemelere paspas ettiren iktidar, 1 Mayıs Taksim kararında da aynı yola başvurdu. Ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 1 Mayıs öncesinde çıkıp “Yasak!” dedi. İstanbul Valisi Davut Gül de, işçilere ve onların yanında olmak isteyenlere Taksim’i girilmez alana çevirdiler. Bu da yetmezmiş gibi şehrin ulaşımını felç edecek toplu taşıma araçlarını çalıştırmadılar.

“Taksim Meydanı miting yeri değildir.” diyen Erdoğan ve AK Partililer için her yer miting meydanı.

  • Anıtkabir miting meydanı
  • Galata Köprüsü miting meydanı
  • Ayasofya miting meydanı
  • Çamlıca Camii miting meydanı

13 Mayıs 2023 akşamı seçim yasaklarının olduğu saatlerde bile Ayasofya’yı miting alanına çevirmekten çekinmedi.

Ana muhalefet partisini lideri Özgür Özel de kalkıp bugün Tayyip Erdoğan ile sözüm ona daha demokratik bir anayasa için masaya oturacak. Hiçbir muhalif partinin lideri, böyle bir keyfi rejimi bu topluma reva gören bir liderle yeni anayasa konusunu görüşmez.

Erdoğan ile bu dönemde yeni anayasa yapmaya kalkmak boynunu cellada uzatmaktan farkı olmaz. Sadece kendi boynunu değil, toplumun kendisine umut bağlayan milyonlarını ve ülkeyi aynı konuma düşürmek anlamına gelir.  Hangi anayasa yapılırsa yapılsın, Beştepe Sarayı’nın sakini o anayasanın işine gelen maddelerini uygulayacak, işine gelmeyen hükümlerini yok sayacak.

Erdoğan, Özel’e randevuyu AK Parti Genel Merkezinde vererek talebini karşılamış ve iki parti genel başkanının görüşmesi gibi algılanmasını bir rüşvet olarak sundu. Esas amacı, tıpkı yeni anayasa konusunu gündeme getirmesinde olduğu gibi, seçimlerdeki hezimeti unutturmak ve zaman içinde yok hükmüne getirmek.

Belki 1 Mayıs öncesi Erdoğan ile görüşmesi doğru yönetilebilmesi şartıyla yanlış olmazdı. Ancak, CHP Genel Başkanı olarak AYM Kararına rağmen Taksim Meydanına gidemeyen Özgür Özel, bugünkü randevuya gidip Erdoğan ile görüşürse ve bunu da bir başarı gibi kamuoyuna sunarsa telafisi mümkün olmayabilecek yara alır.

Sana ve işçilere Anayasanın 34. Maddesinde güvence altına alınan gösteri ve yürüyüş hakkını kullandırmayan bir liderle görüşülmez.

31 Mart seçimlerinden birinci çıkan partinin lideri olan Özel, İBB Başkanı İmamoğlu’nu da yanına alarak yola çıktı. Sonrası malum. 1 Mayıs iktidar için utanç, CHP lideri için acizliğin sergilendiği bir gün olarak geride kaldı.

Özgür Özel’in görüşmeye giderken koltuğunun altında onlarca konu olabilir. Bunlar ülke için son derece hayati konular da olabilir. Ancak bunların, muhatabının nezdinde hiçbir değeri yok. Erdoğan’ın gündeminde tek bir konu var. O da yeni anayasa.

Yeni anayasayı gündemine getirmekteki tek amacı da seçim yenilgisinin konuşulmasının önüne geçmek.

Sahi bu ülke Özgür Özel’in Erdoğan’la görüşme talebinde bulunduğu günden bu yana ülkenin gündeminde 31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin uğradığı hezimet konuşuluyor mu?

Cevabınız “Konuşulmuyor.” ise bu Erdoğan’ın, planlarını tıkır tıkır işlettiği anlamına gelmez mi?

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin