YORUM | HAKAN TANER
Kolay bir hayatı seçmedik, lakin yaşadığımız günler de bizim seçimimiz değildi.
Katlanmak düştü payımıza.
“Eyvallah” dedik ve şikâyetçi olmadık.
Hâlbuki bütün bu olup bitenlerde zerre bir katkımız yoktu, bir anda olanlar oldu ve adeta dünyanın altı üstüne geldi.
Global dünya sınırların kalkmasını konuşurken, kimse evinden çıkamaz oldu. Sınır evin kapısı oldu.
Bu safhadan sonra global olarak büyük değişimlere hazırlıklı olmalıyız.
Önce Türkiye olarak çıkarmamız gereken ders bir iken bin oldu.
İlk ders; bize öğretilen ve kulağımıza üfürülen her şeyin yanlış, yanlı ve eksik olduğunu bilmek.
Yeni baştan bir inanç, felsefe, bilim ve bilinç geliştirmek, hazır olarak sunulan hiçbir şeye itibar etmemek, aklını inancını kimseye ipoteklememek ve hiç kimsenin çöplüğü haline getirmemek…
Eğer bunca olup bitenden sonra hiçbir şey olmamış gibi bildik kavramların üstüne yatarak iyileşme bekliyorsanız siz zaten kronik bir Kovid-19 hastasısınız demektir ve iyileşme şansınız ancak uyanmanızla beraber başlayacaktır.
Global olarak ne kadar güçlü olursanız olun bir gün gelip Musa ile Firavun misali bir masal kahramanına dönüşmeniz işten bile değil.
Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin ve İngiltere olmak üzere bütün kibir abideleri virüs karşısında çaresiz kaldı.
Global olarak bir şey daha oldu. Bütün dünya aşıyı, çareyi din adamlarından değil, bilim insanlarından bekliyor. Şu ana kadar din adamlarının iyileştirdiği bir virüslü hastaya rastlanmadı, bilakis onlar konuşmaya başlayınca milletin olmayan psikolojisi de bozuluyor.
BU İŞİN FİNALİ
Coğrafya fark etmeksizin, herkes üretimin, çevrenin, sağlığın ve dayanışmanın önemini anlayacak.
Birçok ülke, şirket ve birey batacak.
İşler uzamaya başlarsa kimsenin kimseye yardım edecek gücü kalmayacak.
Ekonomist bir arkadaşla sohbet ederken, “Bu hâdise birkaç ay daha uzarsa market yağmalamaları başlar.” dedi Ben de ona, “Marketlerde yağmalanacak ürün kalacak mı?” diye sordum.
Zira daha şimdiden tükenen birçok ürünün yerine yenisi konulamıyor, biten ürünün yerine konulan her ürün en az yüzde 15 zamlanmış olarak rafa giriyor.
Bunun bir de makro ölçeği var. Dolar 7 TL ve Türkiye’nin bu yıl ödemesi gereken kısa vadeli borç Merkez Bankası tablosuna göre şubat ayı itibarıyla 122,5 milyar dolar. Toplam dış borç 453 milyar dolar.
Turizm gelirleri ve ihracat gibi buna benzer hiçbir döviz gelirinin gelmeyeceği düşünüldüğünde, para basma sonucunda enflasyon ve kurun da zıvanadan çıkabileceği hesaba katıldığında bizi nelerin beklediğini az çok herkes hesap edebilir.
Bilvesile hayırlı Ramazanlar…