Ekrem Dumanlı, TR724’te yayımlanan Okuma Zamanı programında yalnızca edebiyat değil, günümüz dünyasının sosyo-politik dinamiklerini de ele alarak izleyicilere farklı perspektifler sunmaya devam ediyor.
Dumanlı, bu hafta iki önemli konuyu ele aldı: Robert De Niro’nun başrolünde oynadığı Zero Day dizisi ve Mark Twain’in klasikleşmiş eserleri. Program boyunca Dumanlı, hem sinema hem de edebiyat alanında önemli noktalara değinerek izleyicilere farklı bakış açıları sundu.
Zero Day: Dijital Kıyamet Senaryosu
Dumanlı, programın ilk bölümünde Netflix’in yeni mini dizisi Zero Day hakkında detaylı bir değerlendirme sundu. Dizinin başrol oyuncusu Robert De Niro’nun performansını överek, “Bu yaştaki bir insanın bu kadar büyük bir performans göstermesi ve oyunculuk gücünden hiçbir şey kaybetmeden sanatını ortaya koyabilmesi bambaşka bir hikâye” ifadelerini kullandı.
Dizi, bir dakikalık bir siber saldırının tüm dijital sistemleri çökertmesiyle başlayan kaos ortamını konu alıyor. Elektrik kesintileri, trafik sinyallerinin bozulması ve kitlesel panik gibi olaylar, Zero Day kavramının ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne seriyor. Dumanlı, “Düşünün ki Amerika Birleşik Devletleri’nde bir dakika boyunca tüm elektrik ve bilgisayar sistemleri duruyor. Peki, ya bu saldırı bir gün ya da bir hafta sürerse ne olur?” diyerek dizinin ana temasına dikkat çekti.
Dizide eski bir ABD başkanının, bu olayın sorumlularını ortaya çıkarmak için özel yetkilerle donatılmış bir komisyona liderlik etmesi anlatılıyor. Komitenin araştırmaları sırasında ortaya çıkan devletlerarası komplolar ve istihbarat savaşları, hikâyeye çok katmanlı bir yapı kazandırıyor. Dumanlı, şunları anlattı: “Bu sadece bir siber saldırı hikâyesi değil, aynı zamanda devlet refleksleri, komplo teorileri ve siyasi manipülasyonların iç içe geçtiği bir senaryo.”
Mark Twain ve Gilded Age’in Günümüzle Bağlantısı
Programın ikinci bölümünde Dumanlı, Amerikalı yazar Mark Twain’in hayatına ve eserlerine değindi. Twain’in toplumsal gözlemlerini, hiciv yeteneğini ve Amerikan toplumunun ekonomik-sosyal yapısını ele alışını detaylıca inceledi. Özellikle Gilded Age adlı eseri üzerinde duran Dumanlı, “Bu eser, Amerikan tarihindeki büyük ekonomik büyüme ve sosyal eşitsizliklerin çarpıcı bir şekilde işlendiği bir başyapıt. Aslında Twain, dönemin toplumsal yapısını ve politik yozlaşmayı çok iyi gözlemleyerek bunu hiciv dolu bir dille okuyucuya aktarıyor” ifadelerini kullandı.
Gilded Age dönemi, 19. yüzyılın sonlarında Amerika’da yaşanan büyük ekonomik genişlemeyi tanımlayan bir terim olarak biliniyor. Ancak Dumanlı, bu dönemin sadece ekonomik büyümeyle sınırlı olmadığını belirterek, “Amerika’da bu dönemde fabrikalar açılıyor, göçmen işçi sayısı artıyor ama aynı zamanda zenginler ile fakirler arasındaki uçurum da derinleşiyor. İşte Twain, tam olarak bu çelişkiyi gözler önüne seriyor.” dedi.
Dumanlı ayrıca, kitabın büyük sermaye grupları ve politikacılar arasındaki yozlaşmış ilişkilere ışık tuttuğunu vurgulayarak, “Bugün bile küresel şirketlerin politikaya olan etkisini sorgulayan birçok insan var. Twain’in yazdığı dönemden bugüne çok şey değişmiş gibi görünüyor ama aslında temelde aynı sorular hâlâ geçerli: Ekonomik güç, siyasi gücü nasıl etkiliyor?” şeklinde konuştu.
Programdan Çıkarılacak Dersler
Okuma Zamanı‘nda Zero Day gibi günümüz teknolojik tehditlerine dair bir yapım ile Gilded Age gibi tarihsel bir eserin aynı programda ele alınması, izleyicilere hem geçmiş hem de günümüz hakkında önemli dersler sunuyor.
Dumanlı programı şu sözlerle kapattı: “Bu iki eser, modern dünyada bireylerin ve devletlerin karşılaştığı büyük sınavları gözler önüne seriyor. Teknoloji ve güç dengesinin nasıl şekillendiğini anlamak istiyorsanız, hem bu diziyi izleyin hem de Twain’in eserlerine göz atın. Çünkü tarih, dikkatle okunduğunda bize çok şey anlatır.”