HABER-İZLENİM | ADEM YAVUZ ARSLAN, NEW YORK, Tr724
Reza Zarrab’ın tanık olarak kürsüye çıktığı ikinci oturuma rüşvet rakamları damga vurdu. Savcılığın 6 numaralı tanığı olarak sabah 10.30’da kürsüye çıkan Zarrab yemin ettikten sonra soruları cevaplamaya başladı. Üzerinde açık kahve cezaevi kıyafeti vardı. Savcının sorusuna ‘cezaevinde değil ama hala FBI gözetiminde olduğunu, serbest olmadığını’ söyledi. Tam işbirliği yapacağını, tüm suçlamaları kabul ettiğini anlattı. 7 ayrı suçlamayı da kabul etti. Bunların arasında ABD cezaevinde kendisine içki getirmesi ve telefonunu kullanması için gardiyana rüşvet vermek de var.
Savcılıkla cezaevinden çıkmak için anlaştım
Savcı Zarrab’a bir şema gösterdi ve şemayı açıklamasını istedi. Zarrab, bunun İran ambargosunu delmek için kullandıkları mekanizmanın şeması olduğunu teyit etti.
Bu esnada savcı, ‘salonda bu şemada olan kimse var mı?’ diye sordu. Zarrab, Hakan Atilla’yı eliyle de işaret etti, üzerindeki kıyafete kadar tarifini yaptı.
— ADEM YAVUZ ARSLAN (@ademyarslan) 29 Kasım 2017
Savcılığın ‘Yıldız Tanık’ olarak tanımladığı Reza Zarrab, ardından Aktif Bank ile olan temaslarını tek tek ifşa etti. İran ambargosunu delmek için Aktif Bank’ta hesap açmaya çalıştığını fakat banka müdürünün reddettiğini bunun üzerine dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın yardımını istediğini hatırlattı.
Egemen Bağış’ın devreye girmesi sonrası hesabın açıldığını söyledi. Savcı Egemen Bağış’ın fotoğrafını ekrana getirdi ve teşhis etmesini istedi. Zarrab ‘Evet o’ dedi.
Zarrab, İran’ın paralarını sisteme sokabilmek için çeşitli yollar aradığını bunun için Ahmedinecad’a mektup yazdığını ifade ederken, Savcı mektubun örneklerini ekrana getirdi. Zarrab’da bunları teyit etti.
Zarrab’a Hakan Atilla’nın görevini soran Savcı’ya Zarrab’ın cevabı oldukça ilginçti: ‘Atilla sistemin mimarıdır. Atilla, ABD ambargosunu çok iyi bilir. Bize de sistemi öğretti.’
Zarrab, Aktif Bank’ın ABD tarafından uyarılması ve Aktif Bank yöneticilerinin Zarrab yerine doğrudan İran ile ilişkiye geçmesi sonrası kendisiyle çalışmayı bıraktıklarını dile getirdi.
Döviz ve Bank Mellat üzerinden transferler
2010 sonrasında İran ile Türkiye arasında ticaretinin arttığına işaret eden ‘Yıldız Tanık’ kendisinin arayışta olduğunu aktardı. Bu esnada Halk Bank’a yanaştığını, ancak ilk randevu talebinde banka müdürü Süleyman Aslan’dan ret cevabı aldığını belirtti. Gerekçe olarak Zarrab’ın çok bilinen birisi olmasını göstermiş Aslan: ”Bunun üzerine Zafer Çağlayan’a gittim. Zafer Çağlayan ile toplantı yaptım, projeyi anlattım. Bunun üzerine Zafer Çağlayan, ‘sana dönerim’ deyip ayrıldı. Kısa bir süre sonra dönüş yaptı ve anlaşmayı kabul ettiğini söyledi.”
‘Zafer Çağlayan’a 50 milyon Euro rüşvet verdim’
Çağlayan’ın yüzde 50 yüzde 50 kar paylaşımı üzerine anlaştığını, akabinde Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’dan randevu aldığını ve çalışmaya başladığını aktardı. Bu esnada Savcı, ekrana bir excel dosyası getirdi. Zarrab bu dosyayı, ‘verdiğim rüşvetlerin dökümü’ diye tarif etti.
Listede Zafer Çağlayan’a defalarca ödeme yapıldığı yer alıyordu. Zarrab, tarih tarih ne kadar rüşvet verdiğini duruşma salonunda okudu: “37 milyon Euro, 4 milyon 696 bin Dolar, 2 milyon 465 bin tl… Toplamda Çağlayan’a 50 milyon Euro rüşvet verdim”
Savcının ‘neden böyle bir liste tuttun’ sorusuna ise şu karşılığı verdi: ‘Rüşvet miktarında bir karışıklık olmuştu. Anlaşmazlığı gidermek için tutmuştum.’
ÖĞLEDEN SONRAKİ OTURUMDA AMBARGOYU NASIL DELİKLERİNİ ŞEMAYLA ANLATTI
Öğleden sonra oturumunda Zarrab, savcının sorularını cevaplamayı sürdürdü. Mahkeme salonunun ortasında, pano üzerinde detaylı bir çizimle İran ambargosunu nasıl deldiklerini tek tek izah etti.
Bu sırada savcı ekrana bir dekont daha getirdi. Bu dekontta Zafer Çağlayan’ın kardeşine yapılan bir ödemenin bilgeleri vardı. Zarrab bunun da Çağlayan’a yapılan bir ödeme olduğunu, Çağlayan’ın aile fertlerine de ödeme yaptığını kayıtlara geçirdi.
Zarrab, Halk Bankası yöneticilerinin kendilerine koçluk yaptığını, şirketler üzerinden işlemlerin nasıl yapılacağına dair bilgi verdiğini , bu yüzden onların talimatlarına göre hareket ettiğini ısrarla vurguladı.
Zarrab konuşurken, savcı bir takım telefon tapelerini ekrana getirdi. Bu tapeler de Zarrab ile dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan arasında yapılan görüşmeler vardı. İran ambargosunu delmek için takip edilecek yöntem üzerine konuşmalara salon şahitlik etti.
İran’a altın gönderilmemiş
Zarrab öğleden sonra oturumunda detaylı bir şekilde İran ambargosunu nasıl deldiklerini, kurdukları paravan şirketler aracılığı ile gerçekte olmayan altın ihracatını ‘yapmış’ gösterdiklerini anlattı. Bu esnada savcılık Dubai ve New York arasındaki bir bankacılık işlemine dair detayları sordu. Amerika bankalarının kullanıldığı da böylece kayıtlara girmiş oldu.
Reza Zarrab ile Abdullah Happani arasındaki bir telefon tapesi de ekrana getirildi. Savcı bu tapeye dair sorular sordu. Bu tape de Halkbank yöneticilerinin talimatları doğrultusunda işlemlerin nasıl yapılacağı dikkate sunuldu.
Zarrab, Halkbank üzerinden kurduğu yöntemle çekilen paranın miktarını ‘bir kaç milyar euro’ olarak açıkladı.
Bir diğer çarpıcı itiraf ise İran’a gönderildi denilen altınlar konusunda geldi. Zarrab, hiç bir zaman İran’a altın gönderilmediği söyledi. İran’a gitmiş gözüken altınların Dubai’de kaldığını anlattı.
Zarrab ifadesine devam ederken, telefon tapelerinde yer alan ‘Çekinova’nın anlamı soruldu. Zarrab kendi aralarında, gerçekte olmayan paravan şirketler ve işlemler için bu ifadeyi kullandıklarını, bunun bir çeşit nickname olduğunu ifşa etti. Reza Zarrab zaman içerisinde, bankacılık mevzuatında yaşanan değişikliklerin kendilerine Hakan Atilla ve Süleyman Aslan tarafından iletildiğini, onlarda gelen talimatlara göre şirketleri yönettiklerini aktardı.
Bugün sorguya devam
Zarrab ifade vermeye bugün de devam edecek. Duruşma bitiminde, Zarrab tanık sandalyesinden kalkıp Hakan Atilla’nın önünden geçti. Zarrab Atilla’ya bakmazken, Hakan Atilla rahatsızlığını belirten şekilde kafasını iki tarafa sallaması dikkat çekti.
Hakim Berman, duruşmanın sonunda Zarrab’ın isterse cezaevi kıyafetini değiştirebileceğini, bir gömlek ve bir kıravat getirmesi için gerekli talimatı verebileceğini söyledi. ‘Cezaevinde kalmak zaten zor, daha da zorlaştırmanın gereği yok’ dedi.
Duruşma sonunda çıkışta gazetecilerin Hakan Atilla’ya suçlamaları kabul edip etmeyeceğine dair sorusuna Hakan Atilla, “Merak etmeyin ben iyiyim” cevabını verdi.
“”””Reza Zarrab ile Hakan Habbani arasındaki bir telefon tapesi de ekrana getirildi.””” diye yazmışsınız da merak ettim bu Hakan Habbani kim?
Turgut Happani
Abdullah Happani
M. Hakan Atilla
isimlerinden biri yazılacakken yazım hatası mı oldu, yoksa Hakan Habbani diye biri var mı? Tapelerden hatırlayamadım da