ADEM YAVUZ ARSLAN, NEW YORK, Tr724
Reza Zarrab’ın tanık olduğu ve Halkbank Müdürü Mehmet Hakan Atilla’nın tek tutuklu sanık olduğu ABD’deki davanın 15. günü bugün tamamlandı. İran ambargosunun delinmesi iddiası ile New York’ta devam eden mahkemenin Cuma sabahı başlayan 14. gün oturumunda Hakan Atilla tanık küsrüsüne çıkmıştı. Bugün Atilla’nın tanık kürsüsünde ifade süreci devam etti. Gün içinde avukatların ardında Savcılık da çapraz sorguya başladı. Savcılığın çapraz sorgusu yarın da devam edecek.
Gün içindeki duruşlada Hakan Atilla tanık olarak ifade verirken Trump tarafından görevinden alınan duruşmanın eski başsavcısı Preet Bharara, salonuna girdi. Ardından verilen arada herkes salondan çıkarılıp kapalı oturum başladı. Bharara, savcı yardımcılarıyla buluştu.
Bharara, öğle yemeği arasından hemen önce duruşma salonuna girdi, bir süre davanın tek tutuklu sanığı olan Mehmet Hakan Atilla’nın kürsüde vermekte olduğu ifadeyi dinledi. Ardından da kendisini fark eden Türk basın mensuplarının sorularına çok kısa yanıtlar verdi.
Bharara, ABD Başkanı Donald Trump tarafından New York Güney Bölge Federal Savcılığı görevinden alındıktan sonra “İlk kez binaya ve mahkeme salonuna geldiğini” söyledi.
“Neden geldiniz” sorusuna ise, “Bir uğrayıp bakmak istedim” yanıtını verdi.
Türkiye’de AKP ve yandaşların kendisinden sonra, davayı devralan yardımcısı, Savcı vekili Joon Kim’i de hedef alan açıklamalar yaptıklarını, Türk mahkemelerinin Joon Kim hakkında soruşturma başlattığının hatırlatılması üzerine ise Bharara, “Bu konuda yorum yok” dedi. Ardından mahkemenin güvenlik görevlileri Bharara’yı Türk basın mensuplarının yanından alarak, savcıların durduğu bölüme götürdüler ve duruşma salonunu da boşalttılar.
Cuma günkü duruşmada yargıç Richard Berman Atilla’nın avukatlarının, Hüseyin Korkmaz’ın ifadeleri nedeniyle davanın düşürülmesi talebi reddetmişti. Yargıç Berman, eski polis Hüseyin Korkmaz’ın ifadelerinin geçerli sayılması gerektiğini söyledi. Berman, “Korkmaz, denetlediği bir polis soruşturmasına dair ilk elden bilgileri anlattı” demişti.
Savunma avukatları, Korkmaz’ın Atilla’ya karşı sunduğu kanıtların yasadışı yollardan elde edildiğini, bu nedenle de davanın düşürülmesi gerektiğini savunmuştu. Ancak Berman, bu yolları kullanan kişinin ‘adaleti sağlamayı amaçlamasının’ hafifletici olduğunu söyledi.
Hakimden Atilla’nın avukatlarına ‘sahte mektup’ fırçası
Hakim Berman, ret kararını açıklarken, dün Atilla’nın avukatlarının mahkemede gösterdiği photoshoplu Gülen mektubundan dolayı savunma ekibini çok sert şekilde uyardı. Amerikan mahkemelerinin ciddiyetine uymayan tavır sergilendiğini söyleyen Berman, ‘Hiç inandırıcı ve hiç profesyonelce hazırlanmış bir delil değildi.’ ifadesini kullandı. Davayı takip eden tecrübeli yargı muhabirleri bu sertlikte bir fırça ile karşılaşmadıklarını sosyal medya hesaplarından paylaşmıştı.
[CANLI ANLATIM]
#ZarrabDavası 15.gün oturumu öğleden sonra neler yaşandı ?’ https://t.co/2lpnkUDuxE
— ADEM YAVUZ ARSLAN (@ademyarslan) 18 Aralık 2017
#ZarrabDavası 15.gün oturumu öğleden sonra neler yaşandı ?’ https://t.co/2lpnkUDuxE
— ADEM YAVUZ ARSLAN (@ademyarslan) December 18, 2017
New York’ta 4. haftasına giren ambargo davasında, Halkbank eski genel müdürü Hakan Atilla ifade vermeye devam ediyor.
Pazartesi gününkü duruşma, Atilla’nın avukatı Cathy Fleming’in, müvekkiline Reza Zarrab hakkında sorular sormasıyla başladı:
“Reza Zarrab’a herhangi bir talimat vermedim!”
Soru: Atlantis’in Reza Zarrab ile bağlantılı bir şirket olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?
Atilla: (Bu konuda) hiçbir bilgim yok.
Fleming, Atilla’ya, belgelerde varış yeri olarak ne yazacağı konusunda Zarrab’a talimat verip vermediğini soruyor.
Atilla: Reza Zarrab’a veya başka herhangi bir müşteriye herhangi bir talimat vermedim.
Fleming, Atilla’ya Zarrab’la konuşup konuşmadığını, konuşmalarında şifreli kelimeler kullanıp kullanmadığını soruyor. Atilla, Zarrab’la konuştuklarını ancak “hiçbir zaman” şifreli kelime kullanmadıklarını söylüyor.
Fleming, Atilla’ya, Şubat 2013’te Zarrab’la konuşup konuşmadığını soruyor. Atilla: Hayır, bu konuyla ilgili herhangi bir (görüşme) olmadı.
Fleming, Atilla’ya, Zarrab’ın, kendisinin ve şirketlerinin Halkbank’tan Euro ve TL cinsinden ‘birkaç milyar’ para çektiği yönündeki ifadesini soruyor.
Atilla: Evet, bunu yaptığını söyledi. O ifadesini hatırlıyorum.
Fleming, Zarrab’la, İran’ın işlemleriyle bağlantılı “birkaç milyar” konusunda bir görüşme yapıp yapmadıklarını soruyor.
Atilla: Reza Zarrab’la veya başka biriyle böyle bir görüşme yapmadım.
Atilla, Zarrab’ı kastederek, “Onunla hiç yemek yemedim, çay-kahve içmedim” diyor.
Fleming: Zarrab’ı sever miydiniz?
Atilla: “Severdim” diyemem ama ona bu yüzden farklı davranamazdım çünkü bankanın müşterisiydi.
Atilla: Birkaç bankada bir konsorsiyum tarafından mali kaynak sağlanması gereken bir proje olduğunda, kendi bankamızla diğer bankalar arasındaki görüşmelere destek veriyordum.
Fleming, Atilla’ya, Abdullah Happani, Hüseyin Necefzade, Rüçhan Bayar, Muhammed Zarrab veya Camelia Jamshidy adlı kişilerle hiç tanışıp tanışmadığını soruyor. Atilla, her bir isim için “Hayır” cevabını veriyor.
Atilla, Ahmet Alacacı’yı sadece banka müşterisi olarak tanıdığını söylüyor.
Soru: Süleyman Aslan sizden, Alacacı’ya, diğer müşterilerden farklı muamele etmenizi hiç istedi mi?
Atilla, “Hayır” diyor, bu hususta herhangi bir toplantı yapmadıklarını söylüyor.
Soru: Zarrab ile olan ilişkisi konusunda Süleyman Aslan’la hiç konuştunuz mu?
Atilla: Onunla, hakkında konuşabileceğimiz bir ilişkisi olduğunu bile bilmiyordum.
Yargıç Berman: Süleyman Aslan’ın şu anda ne yaptığını biliyor musunuz?
Atilla: Danışmanlık işine girdiğini biliyorum ama ayrıntılarını bilmiyorum. Kimlerle çalıştığını bilmiyorum…
Yargıç Berman, Aslan’ın danışmanlık işinde bankalarla çalışıp çalışmadığını soruyor. Atilla, “sanmıyorum” diyor çünkü Aslan bankalarla çalışsaydı bundan kendisinin de haberi olacağını söylüyor.
Atilla, Halkbank’ta ve tüm Türk bankalarında, yaptırımların uygulanmasını izleyen bir “uyum” departmanı olduğunu söylüyor.
Fleming, bu işlerde bilgisayar programı kullanılıp kullanılmadığını soruyor.
Atilla, “Evet, o tür şeyler kullanıyorlar” diyor ama programın adını bilmiyor.
Atilla genellikle OFAC (Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi), Hazine Bakanlığı ve elçilik yetkilileriyle bir araya geldiğini söylüyor. Atilla, “O kadar çok isim var ki hepsini hatırlayamıyorum” diyor ancak geçen hafta tanıklık eden David Cohen ve Adam Szubin ile görüştüğünü söylüyor. Atilla, tanık kürsüsüne çıktığında Szubin’i tanıyamadığını söylüyor.
Fleming, Hakan Atilla’nın Wikileaks’e düşen yazışmalarında yer alan bir belgeye ilişkin sorular soruyor. Atilla, belgede “Hazine Bakanlığı hakkında bazı bilgiler” ve “orada yaptığımız toplantılarla ilgili bazı bilgiler” olduğunu söylüyor.
Fleming, Atilla’ya Türkiye’deki bankaların gizlilik düzenlemelerini soruyor. Atilla, müşteri bilgilerinin gizliliği nedeniyle bilgilerin açıklanmasında kısıtlamalar olduğunu ancak bir kişinin bir banka ile çalışıp çalışmadığı konusunda belli bilgileri paylaşabileceğini söylüyor.
Fleming, OFAC’tan veya başka bir kurumdan birisinin, Atilla’ya Reza Zarrab ile iş yapmamasını söyleyip söylemediğini soruyor. “Hayır” yanıtı veren Atilla, “O şekilde bir uyarı yoktu. Nitekim 2012 civarında altın ihracatı yükselirken, ABD Hazine Bakanlığı durumun farkındaydı” dedi.
Atilla: Yaptırım listesine Reza Zarrab isminin eklenmesi yönünde bir karar almadıklarını söylediler.
Fleming, hükümetin sunduğu bir delilden bahsediyor. Atilla’nın ifadesine göre, sözü edilen delilde, Süleyman Aslan, David Cohen’e, bankanın petrol şirketlerine yönelik işlemlere aracılık ettiğini anlatıyor.
OFAC’ın eski direktörü Szubin’in ifadesine atıf yapılarak Atilla’ya sorular yöneltiliyor. Szubin ifadesinde Atilla’yı “Kenara çektiğini” söylemiş, “Atilla çok şaşırmış görünüyordu” demişti. Szubin “Atilla terliyordu” diye konuşmuş, Atilla’nın avukatları ise müvekkillerinin genel olarak gergin biri olduğunu savunmuştu.
Fleming: Bu duruşmada ifade verirken kendinizi gergin hissediyor musunuz?
Atilla: Evet, çok gergin hissediyorum
Yargıç Berman: Türkiye’de hükümette bankacılık bölümü var mı?
Atilla: Bankacılık mevzuatını [denetleyen] bir kurum var. (Atilla BDDK’dan bahsediyor)
Atilla, ABD’li bir şirketin Halkbank üzerinden İran’a gıda satması durumunda, bunu yaptırımlar kapsamındaki muafiyetler çerçevesinde yapabileceğini söylüyor.
“Bu ülke böyle. Burada yapmadığın bir şeyi yaptığını söylemelisin”
Davayı izleyen gazeteci Benjamin Weiser, duruşmada, Zarrab ve amcası arasında geçen 15 Eylül 2016 tarihli bir telefon görüşmesinin, Atilla’nın avukatları tarafından mahkemeye sunulduğunu aktardı.
Bu görüşmeye göre, Zarrab amcasına, “Burada hukukun üstünlüğü diye bir şey yok. Burada yapmadığın bir şeyi itiraf etmelisin” diyor.Atilla’nın avukatları çapraz sorgu sırasında, Zarrab’ın bu sözleri sarf ettiğini reddetmesine atıf yaparak, “Bu açıklamaları onun daha iyi bir anlaşma için yalan söylemeye hazır olduğunu ortaya koymaktadır.” diyor.
“Aslan, Zarrab’tan aldığı ödemelerin ‘üniversite için yardım amaçlı’ olduğunu söyledi.”
Hakan Atilla’ya, bankanın o dönemki genel müdürü Süleyman Aslan ile ilişkilerine dair sorulanları aktarıyor.
Aslan, 17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklanıp salıverildikten sonra kendisine, Reza Zarrab’tan aldığı ödemelerin “üniversite için yardım amaçlı” olduğunu söylediğini mahkemede açıkladı.
Atilla, “Türkiye’de gelenek olduğu için” Aslan’ın ailesini tahliyesi sonrası ziyaret ettiğini ifade etti.
Atilla, Süleyman Aslan’ın Reza Zarrab ile olan bağlantısına dair bir fikri olmadığını söyleyerek, “Bizim farklı hayat görüşlerimiz vardı.” ifadesini kullandı. Hakan Atilla, Zafer Çağlayan ile ikili bir ilişkilerinin olmadığını, bankanın sosyal etkinliklerinde bir araya geldiklerini söyledi
Hakan Atilla: ABD’den Reza Zarrab ile ilgili bir uyarı gelmedi
Hakan Atilla’nın avukatı olan Cathy Fleming, müvekkiline, “ABD’deki ilgili kurumlardan Reza Zarrab ile iş yapmayın” uyarısı gelip gelmediğini sordu.
Atilla bu soruya “hayır gelmedi” dedi.
Atilla, 2010’da OFAC’ın kendilerini bazı bankalar konusunda uyardığını ve o bankalarla çalışmayı bıraktıklarını söylüyor.
Atilla, İran’a yönelik yaptırımlarla ilgili düzenlemelerdeki değişiklikleri ve bunların Halkbank üzerindeki etkilerini ayrıntılı şekilde anlatıyor.
Atilla, İran’a yönelik yaptırımlara uyum için uygulanması gereken prosedürleri ayrıntılı şekilde anlatıyor. İfadesi teknik detaylarla dolu.
Fleming, jüri üyelerine yeni bir delil sunuyor: Atilla’nın Szubin’e Kasım 2013’te gönderdiği bir e-posta.
Atilla’nın ifadesine göre, ödeme, ihracatçı firmanın hesabına belli bir süre içinde geçiriliyor, ardından ihracatçı firma satış belgelerini ve bu işlemle ilgili elindeki sevkıyat belgelerini bankaya gönderiyor.
Fleming, Atilla’ya savunmaya ait bir delili gösteriyor. Belgenin henüz delil dosyasına eklenmediğini belirtiyor.
Bir saat öğle arası verildi.
Bharara salona geldi
ABD Başkanı Trump tarafından görevinden alınan duruşmanın eski başsavcısı Preet Bharara, Hakan Atilla ifade verirken duruşma salonuna girdi. Ardından verilen arada herkes salondan çıkarılıp kapalı oturum başladı. Bharara, savcı yardımcılarıyla buluştu.
Öğle sona erdi. Oturum devam ediyor.
Atilla: Bankalar altın ticareti için ödemeleri durdurunca, onlar da gıda ticaretine başladı. Dediğiniz doğru.
Hakan Atilla’nın Barselona seyahatiyle ilgili soru soruluyor.
Fleming, Atilla’ya, seyahatinden sonra Zarrab’la sahte gıda ticareti konusunu hiç konuşup konuşmadığını soruyor.
Atilla: Döndüğümden sonra da, başka herhangi bir zamanda da Zarrab ile böyle bir konuşmamız olmadı.
“Zarrab’la Konşimentolar hakkında konuştuk ancak konşimentoların izlenebilirliği konusunda konuşmadık” diyen Atilla, “Kendisinin bile konşimentoların izlenebilir olduğunu bilmediğini” savundu.
Zarrab ifadesinde, Atilla’nın büyük tonajlı gemilere ait konşimentoların izlenebilir olması konusunda endişelendiğini söylemişti.
Fleming, Atilla’ya 07.09.2013 tarihinde saat 08.36’da gönderildiği söylenen bir WhatsApp yazışmasını gösteriyor. Fleming, Atilla’ya, bu yazışmayı daha önce görüp görmediğini soruyor. Atilla “Hayır” diyor.
Soru: Zarrab’ın Çinli bankalarla ne yaptığı hakkında bilginiz var mıydı?
Atilla: Buraya gelmemden önce mi? Hayır.
Atilla, Süleyman Aslan ve diğer işadamlarının tutuklanmasına ilişkin haberleri, eşiyle kahvaltı ederken okuduğunu söylüyor.
Atilla daha sonra düzeltme yaptı: İşadamlarının tutuklandığı haberini sabah aldığını söylüyor. Gün içerisinde ise tutuklananlar arasında Aslan’ın da olduğunu öğrenmiş.
Atilla, başta meselenin vergi sorunu olduğunu sandığını söylüyor.
Haberi okuyunca “şaşırdığını” belirtiyor.
Fleming, Atilla’ya, birkaç hafta sonra polisin kendisiyle görüşüp görüşmediğini soruyor.
Atilla, “Evet” diyor, 31 Aralık günü polisin görüşmeye geldiğini söylüyor.
Atilla, yılbaşı olduğu için başka gün görüşmek istediğini ancak polis ısrar edince görüşmeyi kabul ettiğini söylüyor.
Fleming, Atilla’ya, polisle görüşmeyi reddetme hakkı olup olmadığını soruyor. Atilla, bunu hiç düşünmediğini söylüyor.
Soru: ABD Hazine Bakanlığı’nda kimlerle görüştünüz? Atilla: David Cohen ve başka kişilerle. Fleming, Ali Fuat’ı (Taşkesenlioğlu) soruyor.
Mehmet Hakan Atilla: Suçlu değilim
Fleming: Yaptırımları atlatmak için Zarrab veya bir başkasıyla işbirliği yaptınız mı?
Atilla: Hayatımda bu konuda kimseyle asla işbirliği yapmadım.
Fleming: Herhangi bir kanunu çiğnemeye niyetlendiniz mi?
Atilla: Asla.
Fleming: İddianamedeki suçlardan suçlu musunuz?
Atilla: Değilim.
Atilla sözlerini “Kesinlikle değilim” şeklinde sonlandırdı.
Adam Klasfeld’in bildirdiğine göre, doğrudan soru sorma kısmı kapandı.
Mehmet Hakan Atilla savcının sorularını cevaplıyor
Mehmet Hakan Atilla’ya avukatının ardından savcı sorularını sormaya başladı.
Savcı: İran hesaplarının Halkbank’a getirilmesinden siz sorumluydunuz, değil mi?
Atilla: Hesaplar otomatik olarak aktarıldı, benim yapmam gereken bir şey yoktu.
Savcı, Atilla’nın Süleyman Aslan’a gönderdiği bir e-postayı gösterdi.
E-postanın konusu İran’daki dış ticaret operasyonları. Atilla, bunu teyit etti.
Savcı, e-postanın birinci paragrafındaki ikinci cümleye işaret ediyor: “Fiyatlandırma, normal operasyonlardan daha yüksek seviyede olmalı.”
Atilla, “Evet, görüyorum” dedi.
Atilla e-postada, İran’a yönelik yaptırımlar nedeniyle bu işlemleri “başka hiçbir banka bizim ölçeğimizde” yapamaz diyor.
Atilla, burada bir çeviri hatası olduğunu söyledi.
Atilla: Bu bankaların yaptırımlar nedeniyle İran’la iş yapmadıkları anlamına gelmiyor. Sadece Halkbank ile aynı ölçekte iş yapmadıklarını ifade ediyor.
Atilla, belgede çeviri hatası olduğunu söylüyor.
Savcı devam ediyor: Sayın Atilla, uzman çevirmenin bunu yanlış çevirdiğinden emin misiniz?
Atilla: Evet, eminim. Bunun nedeni işimde ne yaptığımı biliyor olmam.
Savcının çapraz sorgusu bugünlük bitti. Duruşma yarınki savcılık sorgusuyla devam edecek.