HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Afrika ve dünya futbolunda esamesi pek okunmayan bir ülke olan Zambiya’nın futbol tarihinde Gabon’un ayrı bir yeri var. 1993’te milli futbolcularını Gabon’un başkenti Libreville yakınlarında düşen uçakta kaybeden Zambiya, 19 yıl sonra 2012’de aynı yerde oynanan 28. Afrika Uluslar Kupası finalinde Fildişi’ni saf dışı bırakarak mutlu sona ulaştı.
Tarih, 28 Nisan 1993… Afrika futbolunun yükselen yıldızı olma yolunda ilerleyen Zambiya, 1994 Dünya Kupası elemelerindeki rakibi Senegal ile karşılaşmak için başkent Dakar’a doğru havalanıyordu. Zambiya Millî Takımı’nı taşıyan uçağın uçuş planında Kongo ve Gabon’da yakıt ikmali vardı. De Havilland firması tarafından 1975’te üretilen DHC-5 Buffalo model askerî uçakta metal yorgunluğu had safhada. Öyle ki uçak 1992 sonlarından Nisan 1993’e kadar hiç kullanılmamış. Bakımları tamamlanıp iki deneme uçuşu yapan uçak, artık yolcularıyla havada.
Kongo durağı zor da olsa atlatılıyordu. Milli takım kafilesini taşıyan uçak, Dakar öncesi son durağı olan Gabon’un başkenti Libreville’ye ikinci yakıt ikmali için iniyordu. Kalkıştan bir süre sonra uçağın metal yorgunluğuna pilotun yorgunluğu da ekleniyordu. Denize çakılan uçaktaki 5’i mürettebat 30 kişi hayatını kaybediyordu. Ölenler arasında Zambiya’nın 18 millî futbolcusu da bulunuyordu. Kazadan kurtulan tek isim ise Hollanda’nın PSV Eindhoven takımında oynadığı için kafileye Dakar’da katılacak olan Kalusha Bwalya oldu. Kazadan sonra Zambiya Millî Takımı, Bwalya etrafında tekrar oluşturuldu. Bwalya, futbolu bıraktıktan sonra 2003-2006 yılları arasında Zambiya’nın teknik direktörlüğü ve 2008 -16 arasında ise Zambiya Futbol Federasyonu başkanlığını yaptı.
Tarih bu kez 12 Şubat 2012… Gabon ve Ekvator Ginesi’nin ev sahipliği yaptığı 28. Afrika Uluslar Kupası, Zambiya’nın şampiyonluğuyla sona eriyor. Aslında hiçbir ülke kupayı Zambiya kadar istemiyordu. Sebebi, girişte anlattığımız uçak kazasıydı. Kupanın en büyük favorisi Fildişi Sahilleri gösterilirken Gana, Mali ve Senegal de finale yakın diğer takımlar olarak zikrediliyordu. Zambiya’nın bırakın kupayı kazanmasını, çeyrek finale kadar yükselmesini bile kimse beklemiyordu. Finalin Gabon’un başkenti Libreville’de oynanacak olması, Zambiyalı oyuncuların en büyük motivasyonuydu.
A Grubu’nda Senegal, Libya ve Ekvator Ginesi ile mücadele eden Zambiya, topladığı 7 puanla gruptan çıkmayı başarırken Türk futbolseverlerin yakından tanıdığı Sow’lu, Niang’lı, Dia’lı Senegal sıfır puanla grupta sonuncu olarak hayal kırıklığı yaşatıyordu. Zambiya, çeyrek finalde rakibi Sudan’ı 3-0’lık net bir skorla geçip adını yarı finale yazdırırken rakibin adı güçlü Gana oluyordu. Muntari, Ayew, Gyan gibi kalburüstü yıldızları kadrosunda bulunduran Gana, Zambiya için güçlü bir rakipti. Artık herkes Zambiya için peri masalının sonunun geldiğine inanıyordu. Finalin adını Gana-Fildişi koyanlar haklı çıkmanın gururunu yaşamaya hazırlanırken Zambiya’nın ‘takım ruhu’ devreye girip finale adını yazdırıyordu. Zambiya, Mayaku’nun attığı golle rakibini 1-0 yenerek kupanın tartışmasız bir numaralı favorisi Fildişi’nin rakibi oluyordu.
Kupanın finaline Gabon’un başkenti Libreville ev sahipliği yapıyordu. Zambiyalı oyuncular, final için geldikleri Libreville’de önce millî oyuncuların hayatını kaybettiği deniz kıyısına gitti. Duygusal anlar yaşandı. 2016’ya kadar Zambia Futbol Federasyonu başkanlığını yapan 18 arkadaşını kaybeden Kalusha Bwalya etrafında toplanan oyuncular, arkadaşlarının aziz hatırası için kupayı kazanma sözü veriyordu. Kazanılacak sadece bir kupa değildi onlar için. Bir kazada yok olan bir millî takımın 19 yıl sonra yıkıldığı yerden kalkması demekti. Rakip ise hiç de kolay lokma değildi. Zambiya takım ruhuna güvenirken son 3 Afrika Uluslar Kupası’nı kazanan Mısır’ı örnek alıyordu. Mısır, yıldız oyunculardan oluşmuyordu. Ama takım ruhu ve dayanışma ile yıldızlar topluluğu ülkeleri geride bırakmayı başararak kupanın sahibi olmasını biliyordu.
Artık söz bitmişti. Her şey sahada belli olacaktı. 21 Ocak’ta başlayan kupa serüvenine son nokta 12 Şubat’ta konacaktı. Bir tarafta değeri 8,5 milyon Euro olan Zambiya, diğer tarafta 168 milyon Euroluk Fildişi vardı. Zambiya’nın tek yıldız ismi İsviçre’nin Young Boys takımında top koşturan Emmanuel Mayuka olurken Drogba, Solomon Kalou, Yaya ve Kolo Toure kardeşler, Gervinho, Tiote, Fildişi’nin dünya çapındaki yıldızlarıydı.
Senegalli hakem Badara Diatta’nın düdüğüyle final maçı başlıyordu. Fildişi dalga dalga Zambiya kalesine yüklenirken karşısında aşılmaz bir savunma buluyordu. 69. dakikada kazanılan penaltı için topun başına Drogba geçince herkes Zambiya için ‘Buraya kadarmış’ diyordu. Drogba, kalitesini tekzip edercesine topu kale yerine tribünlere gönderince Zambiya’nın kupa ümidi yeniden yeşeriyordu. Golsüz biten normal süre ve uzatma süresinden sonra, kupayı kazananı seri penaltı atışları belirleyecekti. İlk 5 penaltıyı iki takım da gole çeviriyordu. Atılan dokuzar penaltıda Zambiya adına Kalaba başarısız olurken Fildişi’nin usta ayakları Kolo Toure ve Gervinho’nun kaçırdığı vuruşlar kupanın sahibinin Zambiya olduğunu ilan ediyordu. Libreville’de bir tarih yazılıyordu. Zambiya, 19 yıl önce yıkıldığı şehirden, kupayı kazanmanın mutluluğu ile dönüyordu.
Zambiya’nın kupayı kazandığı finale Fransız teknik adam Herve Renard’nin davranışı damga vuruyordu. Şampiyonluğun ardından bütün Zambiyalı futbolcular kutlamaya başlarken maçın 11. dakikasında sakatlanarak oyunu terk etmek zorunda kalan Joseph Musonda arkadaşlarına katılamıyordu. Ancak bu noktada devreye Renard girdi. Musonda’yı kucağına alan 43 yaşındaki teknik adam, öğrencisini kutlama yapan arkadaşlarının yanına kadar taşıdı. Fransız teknik adamın bu davranışı, kupayı neden Zambiya’nın kazandığını anlatmaya yetiyordu. Zambiya hükümeti ise ülkeye tarihi başarıyı kazandıran oyunculara 59 biner dolarlık pirimi uygun görüyordu. Kişi başına yıllık 1500 doların düştüğü ülkede bu pirim hatırı sayılır bir rakam anlamına geliyordu.
Zambiya’nın futbol tarihine Gabon; acı ve başarının yaşandığı yer olarak geçiyordu. 2012’de kazanılan Afrika Uluslar Kupası sonrası Zambiya futbolu yeniden sessizliğe büründü. Ama önemi yoktu. Onlar en büyük hedeflerine 2012’de ulaşıp, 1993’te kaybettikleri oyuncularına vefa borçlarını ödemişti.