ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM
İster siyasi zeka deyin ister tecrübe; AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası performansına şapka çıkarmamak mümkün değil. Her türlü devlet imkanını arkasına alarak girdiği özgür ve adil olmayan seçimden tarihi bir yenilgi ile çıkan Erdoğan, partide yaşanan bozgunu dağıtmak için ‘siyasette yumuşama’ diye bir söylem ortaya attı.
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel ise seçim zaferinin rantını toplamak, yakalanan rüzgarla partisinin yelkenlerini şişirmek yerine Erdoğan’ın tuzağına balıklama atlamayı tercih etti. Bir önceki yazıda da CHP liderinin takip ettiği stratejinin yanlışlığına dair kapsamlı bir yazı yazdığım için burada tekrar etmeyeceğim.
Zaten o yazıdan sonra MHP lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşme ön görülerimi teyit etmiş oldu. Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin dolmuşuna binen Özgür Özel, hızını alamayıp ‘Ak Trollerle’ görüşmeye başladı. Hatta kendine ağır hakaretler eden Aktrollerle güle oynaya fotoğraflar da verdi.
Tabi ki CHP liderine siyaset öğretecek, tavsiye verecek durumda ve konumda değilim. Ancak Erdoğan ve AKP çevresini ondan daha iyi tanıdığımı hatırlatırım. Erdoğan tıpkı Haziran 2015 seçimleri sonrasında ‘iştikşafi görüşmeler’ diyerek muhalefeti oyaladığı gibi şimdi de aynısını yapıyor.
Özgür Özel ve CHP kurmaylarının anlamak istemediği şey şu; kolunuzun altına dosya yapıp gittiğiniz sorunların kaynağı bizzat Erdoğan ve kurduğu rejim. Bu rejimi de 15 Temmuz kumpasının üzerine inşaa etti.
Sorunu çıkarana çözüm makamı muamelesi yaparsanız hiç sonuç alamazsınız. Ayrıca seçmen Erdoğan’da, Bahçeli’de ya da onların çürümüş mafyatik düzeninden çare umsaydı, oylarını CHP’ye değil onlara verirdi. Ne diyelim; Erdoğan bir kez daha oyun kurup gündemi belirlemeyi başardı.
Tabi bunu söylerken eskiyle kıyaslamıyorum. Zira Erdoğan hem siyaseten hem de bedenen eski gücünden çok uzak. Şu an söylem üretemediği gibi gündem belirlemekte de zorlanıyor. Ancak unutmayın, zayıf ve tökezleyen hali bile güçlü. Sonuçta 22 yıllık bir iktidar ve devlet bütün bileşenleri ile emrinin altında.
Erdoğan, istese de yumuşayamaz!
Gelelim ‘yumuşama’ söylemine…
Peşinen söyleyelim; Erdoğan yumuşayamaz. Ortaya attığı ‘siyasette yumuşama’ söylemi taktik bir manevradan ibaret. Zamana oynuyor. Herşeyden önce Erdoğan bu yola yani tek adam tek parti rejimine giden yola bilerek isteyerek girdi.
2013 büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası anayasal darbe yapıp bürokrasiyi dağıttığında, yargıya müdahale ettiğinde bugünlere geleceğimiz belliydi. Erdoğan bugün istese de ‘yumuşayamaz’ çünkü kurduğu rejim ülkeyi ‘demir yumrukla’ yönetmek zorunda. Ayrıca Erdoğan’ın kafa yapısını bunca senedir öğrenemediyseniz bu saatten sonra da öğrenmeniz mümkün değil.
Mevzu şu; Erdoğan ‘siyasette yumuşama’ söylemiyle partideki çözülmeyi durdurmaya, CHP’nin içine fitne bombası atmaya ve para bularak ekonomiyi toparlamaya çalışıyor. Gündemi domine etme hali de cabası.
Yoksa ‘yumuşama’ sadece dilde ve söylemde. Gerçekte durum tam tersi. Mesela ‘yumuşama’dan bahseden bir iktidar DEM Parti’ye kapatma davasından ve belediyelere kayyum atamaktan bahsedebilir mi?
Liseli çocuklara gözaltı!
Ama bu konuda hazırlıklarını bitirdiler bile. Ağzından ‘yumuşama’ çıkan Erdoğan’ın polis ve yargı eliyle yaptığı zulümler hız kesmiyor. Hatta vites yükselttiler. Yıllardır yaşlı kadın çocuk çoluk gözaltına alan, tutuklayan, işkence eden, cezaevinde öldüren Erdoğan-Ergenekon-MHP ittifakı dün yeni bir aşamaya geçti.
Bugüne kadar yüz binlerce masum insanı keyfi olarak gözaltına alan, günlerce kötü muamele eden, yıllarca hapiste yatıran Erdoğan rejimi bu kez liseli kız öğrencileri gözaltına aldırdı. Evet, yanlış duymuyorsunuz. Devlet çocuk avında!
Gülen Cemaati’ne yönelik soykırıma devam eden Erdoğan rejimi, İstanbul’da 38 masum insanı gözaltına aldırdı. Bunların 14’ü 15 yaşlarında lise öğrencisi. Anneleriyle birlikte gözaltına alındılar. Çocuklar 4 günlük gözaltı süresini Çocuk Şube’de geçiriyor. Diğerleri ise KOM şubede. Yüzbinlerce insana yapıldığı gibi deli saçması şeylerle suçlanıyorlar.
Annesi babası cezaevinde olan çocukların barınmasına ve iaşesine yardımcı olan kişiler gözaltına alındı. Polisin maharetmiş gibi övünerek duyurduğu ‘operasyon’ uzun süren teknik ve fiziki takip sonunda yapılmış.
Mafyanın sokakları rehin aldığı, uyuşturucu tacirlerinin ülkeyi parsellediği, her köşe başında bir çetenin türediği Türkiye’de polis işi gücü bırakmış mağdur çocuklara barınma ve iaşe desteği veren insanları takip ediyor.
Ülkenin ana muhalefeti, medyası, aydını ve STK’ları üç maymunu oynuyor. Oysa ki haber duyulur duyulmaz herkesin emniyetin önüne yığılıp ‘çocukları rahat bırakın’ demesi gerekirdi.
Öte yandan Tayyip Erdoğan için ne hazin bir durum; siyasi -belki de fiziki- ömrünün sonuna yaklaştığı şu günlerde resmen Kenan ‘Evrenleşti’. Darbeci Kenan Evren, Erdal Eren’in yaşını büyütüp idam ettirmişti. Erdoğan ise liseli çocukların peşinden koşuyor.
Lafta, “Siyasette yumuşamaya ihtiyaç var!” diyor ama pratikte çocukların peşinde koşan Firavuna özeniyor. Evet, ‘yumuşamış’ Erdoğan’ın nezarethaneleri liseli çocuklarla dolu. Ne kadar övünseniz az!
Özgür Özel sanki saflığından ve siyaset bilmezliginden bu işleri yapıyormuş gibi yazmışsınız. Halbuki o da diğerleri gibi mevcut rejimin devamı için çalışıyor, çok açık değil mi?
Olacak olan, ya yine kontrollü bir muhalefet ile ya da sadece vitrini değiştirip rejimin devam edeceğidir. Özelin bu gezileri, “ben iktidar olsam da size ve özellikle de 15 Temmuz rejimine halel getirmem” demek için yapılan yumuşamalardan ibaret.
En geç yarına kadar o liseli çocukları açıktan savunan bir açıklaması olmazsa bilin ki durum böyle. O yüzden boşa heveslenip sukut-ü hayale uğramayın.
ERDOĞAN’ın Gideceği SON MENZİL: NERONLAŞMA
Yumuşama, Uzlaşma ancak Adaletin tekrar tesisi ile mümkün.
Fakat Adaletin tekrar işlemeye başlamasını istecek en son kişi Erdogandır.
Kendisi çok iyi biliyor başına gelecekleri, Adalet karşısına çıktığında. Zira 80 Darbesinden 30 ,35 yıl sonra darbe yapanları bizzat kendi yargılattı. Darbecilerin Anayasa ya koydukları “yargılanamazlık” maddesi bir çırpıda kaldırıldı.
Bu açıdan son günlerde ortaya atılan Erdoğan ve tüm suç ortaklarının da suçlarını affettirecek GENEL AF iddiasının hayata geçeceğini sanmıyorum.
Bu sadece insanlara verilen bir umut, yani Havuç gösteriliyor. Yapacağı melun icraatleri için zaman kazanıyor, ağını örüyor sakince, yumuşak gözükerek. Allah’tan Türkiyenin çeşitli kesimlerinden bir çok tecrübeli yazar, düşünür bu tuzağı gördüler ve buna karşı insanları uyanıklığa davet ediyor.
Tarihi bir düstur : Hiç bir Diktatör demokrasiye Hukuka dönerek makamını bırakmamış, bırakmaz da.
Geriye kalan sadece, Erdoğan’ın kendini kurtarma arayışlarının Ülkeyi bir yangına bir yıkıma adım adım götüren NERONlaşma süreci..
Hırsız delilleri ortadan kaldırmak için hırsızlık yaptığı evi ateşe verdiği de olur.