‘Yumuşama’ mı dedi?

NECİP F. BAHADIR | YORUM

‘Boş koltuk’ gündemden çabuk düştü. Doğrusu sırrı da tam çözülemedi. Hikmeti neydi, anlaşılamadı. Özel’e bir mesaj mıydı yoksa basit bir hata mı?  AKP, “Özel bir anlam yüklemeyin!” deyince, iktidar kalemleri ‘dişe dokunur’ bir yorum yapmadı. En iyisi, “Hiçbir şey değilse bile bir şeydi!” deyip sırlarıyla birlikte tarihe havale etmek. Esrarı elbet bir gün faş olur.

Taraflar ‘içeriği ve sonuçlarıyla’ ilgili herhangi bir açıklama yapmamasına rağmen zirvenin yankıları tüm hızıyla sürüyor. Eskiden böylesi önemli ve tarihi görüşmelerin sonunda kamuoyu bilgilendirilirdi. AKP ile birlikte siyasette ‘sessiz kalma’ geleneği başladı. Erdoğan, Bahçeli’nin evine gitti, 45 dakika görüştü. Özel’le 1 saat 35 dakika konuştu. Ve sonrası ‘derin’ bir sessizlik.

Nedir bu suskunluk? Partiler neden medyayı veya kamuoyunu bilgilendirmekten ısrarla kaçınıyor? ‘Biden – Erdoğan’ buluşması olsaydı hiçbir açıklama yapılmayacak mıydı?  Erdoğan’ın medyayı önemsemediğini biliyoruz. Fakat CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özel’e ne oluyor? Zirvenin üzerindeki ‘sis perdesini’ aydınlatmaktan neden geri duruyor?

Tamam, her şey açıklanmaz. En azından genel hatları çizilir, konu başlıkları verilir. Medya mensupları satır aralarından yorumlar çıkarır, analizler yapar. Doğrusu zirve sonrası kısa açıklamayla birlikte üçer soruyu cevaplamak… Olmadı yazılı bir metinle kamuoyuna bilgi vermek. Konuşmaları alameti farikaları olan Erdoğan da, Özel de sustu.

AKP ve CHP her ne kadar kamuoyunu bilgilendirmekten kaçınsa da ‘ufak tefek bilgi kırıntıları, kırık dökük cümleler’ parti merkezlerinden, daha doğrusu CHP cenahından medyaya düştü. Özel’in ‘Gezi ve 28 Şubat mahpuslarını gündeme getirdiğini’ o yarım yamalak kulislerden öğreniyoruz. Doğruysa Özel, 15 Temmuz’la ilgili, “Ben hiçbir zaman tiyatro demedim.” diyesiymiş. Erdoğan ne cevap vermiş acaba?

Burası sorunlu alan… Ben Özgür Özel’in Erdoğan’ın gözüne girmek veya ‘aferin’ almak için gayretkeşlik içine gireceğine pek ihtimal vermem. Zirvenin ana gündemi ‘15 Temmuz’ değil çünkü. Acaba bir jest yapmak istemiş olabilir mi? Belki…

Erdoğan, Özel’den ne istedi?

CHP lideri, Meclis’in 15 Temmuz raporunu bile yayınlamadığını bilmiyor mu? 15 Temmuz büyük bir soru işareti… Çok bilinmeyenli bir denklem. Konuşmak, tartışmak şöyle dursun soru sormak bile yasak. “O gün ne oldu?” diye masum bir soru soran veya dava dosyalarını karıştırırken Hulusi Akar’la ilgili soru işaret koyanlar bile soluğu hapishanede alıyor.

Zirve Türk siyaseti için dönüm noktası değil mi? Öncesi ve sonrasında her iki partinin sözcüleri ‘büyük buluşma veya tarihi’ diye nitelemedi mi? Kamuoyunun bütün dikkatleri zirveye odaklanmadı mı?

Evet…

8 yıl aradan sonra iktidar ve muhalefet liderlerinin buluşması elbette çok önemli… Peki zirveden ne çıktı? Görüşmenin sonuçları neler? Zirvenin ardından Özel’e ‘İyimserim!’ dedirten unsurlar nedir?

İyi kötü Özel’in elini biliyoruz. Ajandasından az çok haberdarız. Erdoğan ‘yeni anayasa’ dışında ne söyledi? Özel’den anayasa konusunda ne istedi? Partili cumhurbaşkanından geri atmak mı? İki defadan fazla seçilme hakkı mı? Sistemin revizyonu gündeme ne şekilde hangi yönleriyle gündeme geldi? Özel, Erdoğan’a dedi? Kapıyı araladı mı yoksa ya da yeşil ışık mı yaktı? Erdoğan, Özel’le görüşerek CHP’nin içine elini mi soktu? Hedefi Özel’i öne çıkarıp İmamoğlu’nu pasifize etmek mi? 4 yıl sonra yapılacak seçimin ‘oyun planını’ bugünden mi kuruyor? 

Yazılarımda bu soruların cevabını vermeye çalışıyorum. Buna rağmen bu soruların hiçbiri gündemden düşmüş değil. Ve düşeceğe de benzemiyor.

Evet, Erdoğan ‘yeni oyun’ peşinde… Ama eli güçlü değil. Bırakın CHP’nin içini karıştırmayı partisini toparlayacak ve yeni seçimlere hazırlayacak mecali bile yok. Büyük bir çaresizlik içinde. Bizzat zirvenin kendisi çaresizliğin fotoğrafı. 31 Mart’a kadar Erdoğan kendisini ‘ölümsüzler katında’ konumlandırmıştı. Fanilerle işi olmazdı. O yüzden elini uzatmadı, görmezden geldi, yok saydı. 31 Mart bozgunu ile fanilerin arasına indi. Ve Özel’le görüştü. Artık o da bir fani veya ölümlü… Dokunulmaz, ulaşılmaz dönemi bitti.

‘Yumuşama’ siyasetinin ilk adımı ne olacak?

İnanabiliyor musunuz ‘yumuşama’ dedi. Cuma selamlığı sırasında ağzından çıkan cümle aynen şöyle: ‘Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum’. Erdoğan bugüne kadar gerginlikten beslendi, kutuplaşmayı AKP’yi büyütmenin temel stratejisi olarak benimsedi, kavgayla tabanını konsolide etti, iktidarını ancak olağanüstü iklimde sürdürebildi. ‘Bende Hazreti Ömer’in öfkesi var’ dedi. Hazreti Ömer’den sadece öfkeyi aldı. Başta Adalet olmak üzere diğer meziyetlerini ayaklarının altında pas pas etti.

Şimdi ‘yumuşama siyaseti’ ha? Nasıl olacak bu? Türkiye’yi yoldan çıkaran tekrar rotasına oturtabilir mi? Ülkeyi normalleştirebilir mi? Yumuşama siyasetinin ilk adımı ne olacak mesela? AYM ve AİHM kararları dikkate alınacak mı? Erdoğan yargıdan elini çekecek mi? Hakim ve Savcıları kendi haline bırakacak mı? Ağzına kadar masumlarla dolu hapishaneler ne olacak? Adaleti olmayan bir ülkenin normalleşmesi mümkün mü? Yumuşama sözle olmaz, eylem gerekir.

‘Yumuşama politikası’ AKP’deki çözülmeyi durdurur mu? Erdoğan’ın derdi Türkiye değil, AKP’deki çözülme…. Fakat beyhude bir uğraş. Ne gerginlik, ne de yumuşama AKP’nin derdine deva olur. Acaba siyasete veda ederken iyi duygularla uğurlanmayı mı düşlüyor yumuşama mesajıyla? Belki, “Zararın neresinden dönersem kardır!” diyebilir. Ama artık çok geç. ‘Suç ve günah heybesi’ o kadar dolu ki gönülleri, duyguları lehine çevirebilmesi mümkün değil. Sebep olduğu acılar dinmez, açtığı yaralar kabuk bağlamaz. Önünde sonunda bu gerçeklerle yüzleşmek zorunda.

Artık çok geç, muhalefeti kendi rotasına çekemez

Zirvenin sadece ve sadece Erdoğan’ın ‘oyun planı’ kapsamında yorumlanması ve değerlendirilmesi bana çok doğru gelmiyor. Erdoğan’ın muhalefeti kendi rotasına çekmesi mümkün değil. Çünkü ortada rota falan kalmadı. Erdoğan yörüngesini yitirdi. Boşlukta savruluyor. Dalgaların önünde sürükleniyor. Zaman zaman da muhalefetin rotasına doğru yalpalıyor. Erdoğan’ın Ecevitleşme süreci başlamıştır. Geriye dönüşü yok.

‘Özel – İmamoğlu – Yavaş’ siyasi üçgeni problem potansiyeli barındırıyor elbette. Bunu ben de görüyorum. Fakat bunun sebebi Erdoğan’ın Özel’le görüşmesi falan değil. Siyasetin ve CHP’nin kendi iç dinamikleri. Erdoğan – Özel zirvesi olmasaydı da aynı senaryoları konuşuyor olacaktık. Siyasetin doğasında var bu. Siyasi geleceği rotasından çıkmış, yörüngesini yitirmiş AKP ve Erdoğan üzerinden değil, iktidar dışındaki siyasi odakları merkeze alarak yorumlamak lazım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Niye sadece chp ile yumuşuyor da hdp ile yumuşamıyor? çünkü mesele kürtler olacak. bence kürtleri devlet pkk ya çoktan teslim etti ama bunu senaryolaştıracaklar. süreçte chp ye ihtiyacı olacak. biraz ağır oldu ama suriye kürdistanında da türkiyenin katkısıyla oldu. ışidi önce pkk ya karşı kullandılar, pkk yı kahramanlaştırdılar ve kürdistanı kurdular. şimdi benzerini türkiye kurduracaklar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin