ÖZEL HABER | İLKER DOĞAN
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde 9 yaşındaki Suriye uyruklu Vail El Suud’un, ‘okulda dışlandığı’ için kendini asması ve Mersin’de Ürdünlü annenin yanında küçük çocuğuna atılan ölümcül tokat gözleri yeniden yükselen ‘ırkçılığa’ çevirdi. Özellikle Kocaeli’deki intihar, ırkçılığın ‘ilkokul’ seviyesine kadar indiğini göstermesi açısından önemli. Suriyeli sığınmacı çocuklar sadece sınıf arkadaşlarının değil, öğretmenlerinin de ırkçı taciz ve fiziki şiddetine maruz kalıyor. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde, Suriyeli çocuklar Türkiye’deki okullarda yaşadıkları ‘ırkçı’ saldırıları ağlayarak anlatıyor. Mersin’deki olayda kavga eden çocukların anneleri tartışırken araya giren bir babanın Ürdünlü küçük çocuğu tokadıyla yere düşürmesi ve annesini iteleyerek ‘defolun buradan’ demesi nefretin boyutlarını bir kez daha gösterdi. Suriyelilere yönelik ‘nefret’ söylemleri ‘münferit’ vakıalar olmaktan çıktı. İktidarın yanlış ve tutarsız sığınmacı politikası ‘ırkçılığı’ körüklerken, ülkeyi içinden çıkılmaz bir toplumsal sorunla karşı karşıya bıraktı.
AKP rejiminin en büyük destekçisi Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in söylemiyle ‘siyasetin köpeği’ haline gelen yargıdan sonra Türkiye’nin en büyük sorunu Suriyeli sığınmacılar. Türkiye, Suriyeli sığınmacılar sorununu siyasal, toplumsal ve ekonomik olarak iliklerine kadar yaşıyor.
3,7 MİLYON SURİYELİ
Mülteciler Derneği’nin rakamlarına göre Türkiye’deki kayıtlı Suriyelilerin sayısı 19 Eylül 2019 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 16 bin 309 kişi artarak toplam 3 milyon 666 bin 59 kişi oldu. Bunların yüzde 98’den fazlası şehirlerde kontrolsüzce yaşıyor. Geriye kalan yüzde 2’den daha az bir kısmı ise kamplarda hayatını sürdürüyor. Yaklaşık iki ay önce yaşanan İdlib krizi ile birlikte Türkiye’deki Suriyeli sayısına bir o kadarının daha eklenme tehlikesi var.
Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde 9 yaşındaki Suriye uyruklu Vail El Suud’un, ‘okulda dışlandığı’ için kendini asması ve Mersin’de Ürdünlü annenin yanında küçük çocuğuna atılan ölümcül tokat gözleri yeniden yükselen ‘ırkçılığa’ çevirdi
Tr724 ÖZEL HABER 👉 https://t.co/TwUhssE7kM pic.twitter.com/NeuDZkYzAl
— Tr724 (@Tr724) October 7, 2019
BATIYI TEHDİT ARACI
Türkiye’nin AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her şeyi olduğu gibi Suriyeli sığınmacıları da siyasi tehdit aparatı olarak kullanmaktan çekinmiyor. Daha geçtiğimiz Eylül ayının başında iki ayrı programda yaptığı konuşmada, “Güvenli bölge olmazsa kapıları açmak zorunda kalırız. Oldu oldu, olmadı biz de kapıları açmak zorunda kalırız.” ifadelerini kullanmıştı.
40 MİLYAR DOLAR HARCADIK!
Batı’nın Suriyeliler konusunda verdiği sözleri tutmadığını ileri süren AKP’li Erdoğan, sadece Türkiye olarak Suriyeliler için bugüne kadar 40 milyar dolar harcadıklarını savunuyor. Ancak bu paranın nereye, nasıl harcandığını kimse bilmiyor. Eski Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, söz konusu harcamalarla ilgili bir açıklama yapmıştı aslında. Şöyle demişti 2017 yılının kasım ayındaki açıklamasında; “Genel bütçeden memurlara, öğretmene, doktora maaş veriliyor. Onlar da insanlara hizmet ediyorlar. Doğrudan doğruya götürüp Suriyelilere bunu vermiyoruz. Yol yapıyoruz. Onlar da o yolun üzerinden geçiyorlar.”
1 YILDA 5 MİLYAR DOLAR!
Bu arada Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ocak 2019’daki konuşmasında, “Suriyeli kardeşlerimize 35 milyar dolar kaynak aktardık.” demişti. Erdoğan’ın iki açıklaması arasında sadece 9 ay var. Buna göre Türkiye, 9 ayda Suriyeli sığınmacılar için 5 milyar Dolar harcamış olmalı! Eski parayla 30 katrilyon!
ENTEGRASYON PROGRAMI YOK
AKP rejimi ‘yarattığı’ sorunu çözmekten çok uzak. İktidar temsilcilerine göre ortada sorun bile yok! Sorun olmadığı için ‘entegrasyon’ programına bile gerek duyulmuyor. Sınır kapısından geçen Suriyeliler ülkenin her yerine kontrolsüz bir şekilde dağılıyor. Kamuoyunda ‘farkındalık’ oluşturmaya yönelik atılan hiç bir adım yok! Bu da varolan sorunun zamanla içinden çıkılmaz hale gelmesine neden oluyor.
SURİYELİLER KALICI!
Rusya ve İran’ın da desteğini alan Esed rejiminin kısa dönemde ‘devrilme’ olasılığı yok. Dolayısıyla Türkiye’deki Suriyeliler daha uzun yıllar burada kalacak gibi görünüyor. Zaten yapılan araştırmalar da ortaya koyuyor ki, Türkiye’deki Suriyelilerin büyük bir kısmının ‘gitmek’ gibi bir neyitleri de yok. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın geçtiğimiz haftalarda yayınlanan araştırmasında, Suriyelilierin yüzde 72’si savaş bitse bile ülkelerine dönmek istemiyor. AKP rejimi öncelikle bunu kabullenerek ‘sürdürülebilir olmayan’ dış politikasını değiştirmek için gerekli adımları atmak zorunda; aksi halde Türkiye yakın bir tarihte çok büyük toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalacak.
Ekonomik kriz, nefreti körüklüyor
İktidara göre ortada bir sorun yok! Ancak sorun olduğunu görmeniz için İstanbul, Hatay, Şanlıurfa, Bursa, Mersin, Gaziantep, İzmir, Adana gibi Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı illerde sokağa çıkmanız yeterli.
İşsizliğin artmasından, kiraların yükselmesinden ve daha pek çok ekonomik göstergeden Suriyeliler sorumlu tutuluyor. Araştırmalara göre ekonomi dibe vurdukça, Suriyelilere olan öfke büyüyor. Özellikle ekonomik kriz derinleşip, işsizlik yükseldikçe toplumda Suriyelilere olan tepki daha da artıyor. Üç yıl önce Suriyelilerle aynı şehirde yaşayabileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 72 seviyelerindeydi. Bugün bu oran yüzde 40’lara kadar geriledi. Aynı apartmanda yaşamak istemeyenlerin oranı ise 3 yılda yüzde yüzde 59’dan yüzde 79’a fırladı.