Ana Sayfa Ekonomi Yıkımın nedenleri raporlaştırıldı; zemin kapasitesinin yetersizliği, kolon zayıflığı, kalitesiz malzeme

Yıkımın nedenleri raporlaştırıldı; zemin kapasitesinin yetersizliği, kolon zayıflığı, kalitesiz malzeme

Fotoğraf: Prof. Dr. Pelin Gündeş'in sosyal medya hesabından alınmıştır.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) akademisyenleri, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremlere ilişkin ön inceleme raporu hazırladı. Raporda, ‘binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği’ yıkımın en belirgin nedenleri arasında gösterildi.

Raporda, depremlerden etkilenen bölgelerde kentin yeniden yapılanma sürecine ilişkin inşa edilecek konutlarda, zemin koşulları ve benzeri birçok farklı koşul dikkate alınarak tünel kalıp ile inşa edilen taşıyıcı sistemler, prefabrike betonarme konutlar ve modüler çelik sistemlerin avantajlarına değinilerek, birlikte değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

İTÜ’den yapılan yazılı açıklamayla paylaşılan raporun ön sözünde Rektör Prof. DR. İsmail Koyuncu’nun değerlendirmelerine yer verildi. Koyuncu, depremlerin hemen ardından inşaat mühendisliği, jeoloji mühendisliği, jeofizik mühendisliği, mimarlık gibi alanlardaki uzman isimlerden oluşan İTÜ’lü bilim insanlarının, gruplar halinde bölgedeki şehirlerde inceleme ve gözlemlerde bulunduklarını belirtti.

FAY HARİTASI İLE YÜZEY KIRIKLARI FARKLI ALANLARDAN GEÇİYOR

Türkiye saati ile 04.17’de ve 13.24’te merkez üssü Pazarcık ve Elbistan olan iki deprem (Mw 7,8 ve Mw 7,7) meydana geldiği hatırlatılan raporda, “Bu depremlerin sonucu çok geniş bir alanda uydu görüntülerinde yüzey kırığı haritalanmıştır. Arazide fayın belirli kesimlerde yüzey kırığı gözlenmektedir. (…) Birbiriyle ilişkili segmentlerin atım dağılımı, bölgede aynı anda Amanos Segmenti’nin 2, Çardak Fayı’nın 2, Pazarcık Segmenti’nin 1, Gölbaşı Segmenti’nin 1 bağımsız depremle aynı anda kırıldığını düşündürmektedir. Diğer dikkati çekici bir unsur Türkiye aktif fay haritası ile yüzey kırıkları birbirlerini üzerlememekte ve farklı alanlardan geçmektedir.” ifadelerine yer verildi.

DEPREMLERİN BÜYÜKLÜĞÜ 7.8 VE 7.7 OLARAK HESAPLANDI

Raporda, uzak ve yakın alan sismolojik (BB ve SGM) ve jeodetik (GPS) veri ve gözlemlerin ortak ters çözümü ile 6 Şubat Nurdağı-Pazarcık ve Ekinözü depremlerine ait aletsel moment büyüklüklerinin sırasıyla 7.8 ve 7.7 olarak hesaplandığı aktarıldı.

Modelleme sonuçlarının Nurdağı-Pazarcık ve Ekinözü depremlerinin kırılma sürelerinin sırasıyla yaklaşık 100 ve 60 saniye olduğunu ortaya koyduğu belirtildi.

Statik değerlendirmeye göre, her iki deprem sonrasında en büyük yatay yer değiştirmenin 4,7 metre ile Ekinözü istasyonunda elde edildiği, Malatya, Gaziantep ve Osmaniye istasyonlarındaki yatay yer değiştirme değerlerinin ise sırasıyla 69,9, 39,6 ve 29,2 santimetre olarak bulunduğuna

YIKIMIN NEDENLERİ; KOLON YETERSİZLİĞİ, KALİTESİZ MALZEME

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde sırasıyla 7.8 ve 7.7 büyüklüğünde oluşan şiddetli depremlerde Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki 10 ilde çok sayıda betonarme binanın yıkılarak enkaz haline geldiği hatırlatılan raporda, şu değerlendirmelere yer verildi:

  • Yıkılan binaların enkaz haline gelmesi hususunda birçok parametre etkin olmakla beraber binaların yaşı, temellerin oturduğu zeminlerin taşıma kapasitelerinin düşük olması, inşaatlarda kullanılan malzeme kalitesinin, kolonlar ve kirişlerin en kesit boyutlarının ve donatı miktarlarının yetersizliği, inşa edildiği yıllarda yürürlükte olan yönetmeliklere uygun olarak taşıyıcı sistem elemanlarının inşa edilmemiş olmaları, diğer yapım kusurları ile bitişik nizamda inşa edilen binaların kat seviyelerinin farklı olmaları gibi hususlar en belirgin yıkım nedenleri olarak görülmüştür.
  • Kahramanmaraş ve Adıyaman’da enkaz halindeki binaların büyük çoğunluğunun ilk katlarının ya tamamen veya kısmen kat mekanizma durumuna gelerek tüm katların üst üste sandviç şeklinde ya da yan tarafa doğru toptan veya kısmen dönerek göçme durumlarının oluştuğu görülmüştür.
  • Hatay-Antakya ve Adıyaman-Gölbaşı gibi bölgelerde zemin sıvılaşması etkisiyle binaların temel sistemi özelliklerine bağlı zemine batarak ya binanın tamamı yana yatarak ya da kısmen sıvılaşan zemine batarak eğik vaziyette göçtüğü de görülmüştür.
  • Bu depremler sonucunda, betonarme binalar gibi tüm yapıların yönetmeliklere uygun olarak zemin kapasiteleri yüksek olan bölgelerde projelerine azami ölçüde uygun olarak inşa edilen hastaneler ile bazı kamu binaları, böylesine şiddetli depremler sonucunda binalarda oluşabilecek yapısal hasarların çok sınırlı ölçülerde kalabileceğini bir defa daha göstermiştir.

İMAR BARIŞI GİBİ DÜZENLEMELERE SON VERİLMELİ

Depremlerden etkilenen ve 13,5 milyon kişinin yaşadığı bölgenin deprem öncesi ve sonrası durumu değerlendirilen raporda, imar affı uygulamasına son verilmesi gerektiği belirtildi. Raporda, “Bilimsel temele dayanmayan imar affı, imar barışı gibi mühendislik hizmeti almamış, sağlıksız ve güvensiz yapı stokunu yasallaştıran düzenlemelere son verilmeli, doğal eşikler yeniden yapılanma sürecinde esas alınmalı, yeni planlama sürecinde kültür varlıkları hariç bu alanlarda yapılaşmalara izin verilmemelidir” önerisinde bulunuldu.

TAHMİNİ ATIK MİKTARI EN AZ 50 MİLYON TON

Deprem atıkları miktarı ön hesaplamaları yapılarak il bazında oluşacak tahmini atık miktarının hesaplandığı kaydedilen raporda, şu bilgilere yer verildi: “Toplam deprem atıkları miktarının 50 milyon ton ile 110 milyon ton aralığında olacağı öngörülmektedir. Deprem atığının en fazla oluşması beklenen iller depremden en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Gaziantep ve Adıyaman’dır. O nedenle bu illerde deprem atıkları için gerekli geçici ve nihai depolama alanı ihtiyacı en yüksek düzeydedir”

HENÜZ YORUM YOK