Alman istihbarat şefinin ve Trump’a yakınlığı ile bilinen Amerikan Meclis İstihbarat şefinin benzer açıklamaları Erdoğan ekibinde şok etkisi yapsa da tahmin edildiği gibi dış güçlerin ‘FETÖ’ye sahip çıkması basitliğinde olayı savuşturmaya çalışıyorlar. Erdoğan, içeride her türlü algıyı sağlayacak ve yönetecek enstrümanlara sahip. Darbeye ait kendi söylemlerinin tartışılmadan devam etmesini istiyor. Ancak Zeki Aksakallı’nın –mahkemeye gelmeye tenezzül etmedi ki gelse olayın şahitlerinin sorularına muhatap olacaktı– anlattıkları bile 15 Temmuz senaryosunun çok uzun sürmeyeceği bir gün her şeyin ortaya çıkacağını çok net gösteriyor.
AKP’nin hiç ama hiç istemediği bir şey var. 15 Temmuz’un tartışılması. 15 temmuz komisyonu bile olayları örtbas etmek için kuruldu. Gerçek bir muhalefet olmadığı, için ve korkudan kimse topa girmiyor. Darbe ile ilgili hiçbir büyükbaş ne komisyona ne de mahkemelere gelip ifade verdi, şahitlik yaptı. Ne Erdoğan, ne eniştesi, ne Hulusi Akar ne de Hakan Fidan.
Erdoğan için 15 temmuz ile ilgili halkın bilmesi gerekenler çok basit: Ordudaki Cemaatçi subaylar darbe yapmaya kalkıştı. Halk sokaklara çıktı. Darbeciler zavallı halka ateş etti. İnsanlar şehit düştü. Meclis’i bombaladılar. Polisi bombaladılar. Erdoğan’ı öldürmeye kalktılar. Darbe başarısız oldu. Şimdi hesap veriyorlar. Her Allah’ın günü saçma sapan vesilelerle bile 15 temmuz şehitlerini nazara vererek dökülen kanı unutturmamaya çalışıyorlar. Çünkü mücadele ettikleri Cemaat’e yapmadıkları hukuksuzluk kalmamıştı ancak asla psikolojik üstünlüğü ele geçirememişlerdi. Ta ki 15 temmuz’a kadar.
DARBE GECESİNDEN ÖNCEKİ ATMOSFER
15 Temmuz’dan önce Ankara’daki havayı hatırlayalım. Ankara’da herkesin yüksek sesle konuştuğu şey şu idi. Erdoğan bütün kurumları hakimiyetine aldı. Medyayı susturdu. Muhalefeti sindirdi. Ona karşı gelebilecek tek kurum var, o da ordu. Ordu rejim değişikliğine izin vermeyecek ve eninde sonunda Erdoğan’ın karşısına çıkacak. Bütün yandaşlar bile bir darbe beklentisi içerisindeydi. AKP’lilerin önde gelenlerinin yurtdışına kaçış hazırlıkları yaptığı, paralarını yurt dışına çıkardığı isim isim konuşuluyordu.
Erdoğan da elbette ordunun kendisine bir müdahalesinin olacağını biliyordu. Sadece Cemaat mensubu olanların değil ordudaki Kemalistler başta olmak üzere herkesin kendisinden pek haz almadığı bir sır değildi. Ordu’da tasfiye yapmak diğer kurumlardaki gibi kolay değildi. Hem korktuğu şeyi hızlandırabilir hem de ters tepki yaratabilirdi. Tasfiye söylentisini köpürtüp, kontrollü yangını seçtiler. Bir grup darbeye kalışacak ve kan dökülecekti. Orduda işler emir komuta üzerine işlediği için bazılarını tuzağa düşürmek kolay olacaktı. Önceden hazırlanmış listeler vardı ellerinde. Yoksa ordusunu kışladan çıkarmamış, darbeye karşı durmuş insanları neden tutuklasınlar ki?
Yıllar önce Afganistan’da şehit düşmüş askerin bile kapısına darbeci diye dayandı polis. Listeyi MİT, Ergenekoncularla birlikte hazırlamıştı. Haliyle Ergenekonculara dokunmadılar. Akçeli işlere karışan, sicili bozukları da Cemaat’ten olamaz diye elediler. Listede kalanların çok büyük ihtimalle kendilerine karşı isimler olacağından emindiler. Ve emir komuta zincirinde başladığı zannedilen darbede aslında bazılarının çoktan sattığını öğrendiklerinde epey geç olacaktı.
UZMANLIK GEREKTİRMEYEN SORULAR
Şimdi bu senaryonun defalarca yazılmış ama yeterince cevaplanmamış sadece ana hatlarını tekrar hatırlayalım. Hiçbir uzmanlık gerektirmeyen şeyleri. Bunlara tatmin edici bir cevap alınmadığı sürece AKP’nin düşünen kimseyi ikna edemeyeceği aşikar:
1: Cemaat inisiyatifi ile darbe yapıldığını varsayalım. Darbecilerin, can düşmanları Erdoğan’ı darbe planının ilk başına yazacağından hareketle onun nasıl ele geçirileceğini düşünmemiş olabilirler mi? Erdoğan otelinden ayrıldıktan saatler sonra onu almaya bir timin gitmesi sizi de güldürmüyor mu? Erdoğan’ı bu kadar acemice ele geçirmeye çalışmak çok şaşırtıcı değil mi? Erdoğan’ın Marmaris’te olduğu iddia edildiği öğlen saatlerinde cuma namazı için gideceğini söylediği camiye gitmemesine hiçbir cevap gelmedi Erdoğan’a darbe yapıyorsunuz ama onu nasıl tutuklayacağınızı planlamamışsınız? Bırakın subayı, Cemaate sempatizan bir erin bile aklına gelecek bir şeyi kurmaylar düşünememiş öyle mi?
Erdoğan’ın bütün yaverlerinin darbeci olduğu yazıldı çizildi. Eğer Cemaat bu kadar şeytanlaştırdıkları bir yapı ise o zamana kadar Erdoğan’dan kurtulmak çok zor olmasa gerekti!
O gece Erdoğan’ın uçağının istanbul’a inmesi nasıl mümkün oldu? Vızır vızır geçen F-16’ların havada tespit edemediği yalanına inanırsak indiklerinde de görmemeleri mümkün mü? Bilal Erdoğan, Yeni Şafak’a babasını karşılamak için havaalanına gittiklerinde tepelerinde helikopterlerin uçtuğu ve silahlarını kendilerine doğrulttuğunu söylüyordu.
2: Bir tane bakanı ya da bürokratı gözaltına almayan darbeciler Meclisi bombalıyor öyle mi? Bakanlar rahat rahat televizyonlara canlı yayınlara bağlanırken darbecilerin Meclisi bombalamalarının mantığı nedir? Meclis’ten askerlere ateş mi açılmış? Yüce Meclis, Milli İrade bombalandı diye üzerinde tepinecekleri şeyi çok önceden mi planlamışlar acaba? Bakın ben size söyleyeyim. Eğer Cemaat darbe yapsa idi, eğer onların resmetmeye çalıştığı gibi bir yapı olsa idi, o gece Saray diye bir şey kalmazdı Ankara’da. Külliye falan toz duman olurdu. Halka ateş açacak kadar gözünü karart ama en baş düşmanın en sembol olmuş yapısına dokunma. Belli ki birileri Sarayına kıyamamış.
3: Bir kere köprüler neden tutuldu? Hiçbir pratik anlamı olmayan sadece bir tarafın trafiğe kapatıldığı bir müsamere neden yapılır? Askerlik yapanlar bilir. Askerin elinde polisten çok daha fazla gaz bombası ve kitlelileri dağıtacak mühimmat vardır. Ordu ihtiyaç anında polise destek vermek için kitlesel gösterilere karşı hazırlıklıdır. Ve stoklarında epey mühimmat vardır. Orada biriken kalabalığı silahsız dağıtmak da çok kolaydı. Hele hele TSK’nin açıktan halka ateş edeceğini düşünmek orduyu hiç tanımamak demektir. Ordu hiçbir şeyi düşünmüyorsa halkın nezdinde algısını düşünür. Yeni askere başlayan erlerin ailelerine yazılan saçma sapan mektuplardan tutun da şehit ailelilerine ilgiye kadar halkın gözündeki algıdan başka bir şey düşünmez. Ordunun Meclisi bombalayıp, ‘açıktan’ halka ateş etmesini asla darbeler yapmış TSK’nın geleneği ile açıklayamazsınız.
4: Komutanlar düğüne nasıl gider? Kışlalarda hareket var, Hakan Fidan saatlerce karargahta kalıyor. Akar, Türkiye genelinde uçuş yasağı koyuyor. Bütün tanık ifadelerinde üst düzey komutanların bir takım hareketlilikten haberdar oldukları anlaşılıyor ve bu komutanların en rütbelileri karargahı terk edip bir düğüne gidiyor. Bu kadar hayati bir günde düğüne gitmeleri mümkün mü?
5: Tasfiyeler ne kadar hızlı oldu değil mi? Darbenin olmasından 24 saat geçmeden binlerce hakim ve savcı nasıl görevden atılıp tutuklanmaya başlayabilir? Kimin darbe ile ilgisinin olup olmadığına nasıl bu kadar hızlı karar verildi. Darbe gecesi izinli olan askerlerden tutun da birliklerini kışlasından çıkarmamış komutanlar dahi tutuklandı. Bu kadar çok generali olan bir yapı bu kadar az katılımlı bir darbe nasıl icra eder?
6: Bir tane sivil AKP’nin önde gidenini tutuklanmadığı bir darbe planı olmaz arkadaşlar. Bu ordunun bir tek şey biliyorsa darbe yapmayı bilir. Bütün darbelerin senaryolarında en basit isimlere kadar plan yapılır. Balyoz planlarını hatırlayın İSKİ’sine kadar plan yapan askerlerin bu kadar kaba bir şey yapmaları mümkün mü? Darbe gecesi bütün iletişim araçları vızır vızır çalışamaz. Erdoğan, CNN Türk’e bağlandığında MİT’in basın sorumlusu Nuh Yılmaz, Hande Fırat’ı arıyordu. Hakan Fidan’ın darbe günü Erdoğan’a ulaşamadığı yazılıp çizilirken adamının Erdoğan’ın konuşacağı gazeteci ile temasta olması neden açıklanmıyor. Aydın Doğan’ın Hande Fırat’a bu işi hallet çeyizin benden demesini gerektirecek ne vardı?
7: Cemaat darbe yapıyor ama neredeyse bütün mensupları Cemaat’ten olduğu iddia edilen Emniyet’ten bir kişi bile darbecilere destek vermiyor. Aksine darbecilerle çatışıyor. Darbeyi Cemaat adına yönetmekle suçlanan adam ele geçiriliyor ama erler bile tutuklanırken bu adam nedense daha o saat serbest bırakılıyor.
8: Ve efsane soru. Erdoğan, darbeyi eniştemden öğrendim dedi. Enişte köprüde askerler çıkınca beni arayanlar oldu ben de Erdoğan’ı aradım diye ifade verdi. Halbuki askerler köprüye çıktığında televizyonlar canlı yayına geçmişlerdi bile. Bu kadar basit bir yalanı söylemeye neden ihtiyaç duyuluyor?
9: Erdoğan basın toplantısı yaparken otelinde çatışmalar olduğunu söyledi. Halbuki tanık ifadelerinde o zaman otelde bir hareketlilik olmadığı anlaşılıyor. 17 Aralık sabahı sesi tir tir titreyen Erdoğan’ın rahatlığı ve damadı Berat’ın etrafa gülücükler saçması pek bir darbe gecesi görüntüsüne uymuyor nedense.
Şimdi bu kadar çok soru işareti var ve hiçbirine cevap verilemiyor. Sonra kalkmış yok Alman istihbaratçısı bunu diyor elin Amerikalısı bunu diyor diye şikayet ediyorsun. Madem herkesin şefi konuşuyor, o zaman senin MİT başkanın da çıksın hiçbir soru işareti kalmayacak şekilde olayları anlatsın bilelim.