Yassıada cinayetlerini işleyenler nasıl ödüllendirildi?

YORUM | İDRİS GÜRSOY

Yasısada’daki işkenceler, İmralı idamları ve hukuk cinayetlerinin hesabı soruldu mu? Hayır. Peki bu suçları işleyenler nasıl ödüllendirildi?

15 Eylül’de Cumhurbaşkanlığına tahsis edilen Savarona gemisi Yassıada’ya yanaştı. İdam kararlarını veren mahkeme üyelerini aldı. Marmara Denizi’nde gezintiye çıkarılan üyeler en üst protokolle ağırlandılar.

İş bununla kalmadı.

Yassıada’nın hâkimleri, savcıları ve soruşturma kurulu üyeleri jet hızı ile adalet sisteminin en üst mertebelerine atandı. 1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Hâkimler Kurulu üyeleri, darbeciler tarafından atanan üyelerden oluşturuldu. Anayasa Mahkemesi’nin ilk heyetindeki 15 asıl üyeden 4’ü Yassıada Mahkemesi’nde görev alanlardan seçildi.

Yassıada Mahkemesi Başhâkimi Salim Başol, Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı. Yassıada Mahkemesi Başsavcısı Ömer Altay Egesel Yargıtay üyeliğine atandı. Egesel, 27 Mayıs öncesi sıradan (İzmir Cumhuriyet Savcısı) bir savcı idi. Egesel, 1977’de  Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına getirildi.

Yassıada’da görev yapanlardan bir bakan bir de başkan çıktı.

Yassıada Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi askeri Hakim Necdet Darıcıoğlu, Askerî Yargıtay üyeliğine getirildi. Darıcıoğlu’nun yükselişi sürdü; 1977’de Anayasa Mahkemesi üyeliğine, 1990’da Anayasa Mahkemesi Başkanlığına geldi.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi üyesi olan Necdet Menteş, Yassıada Mahkemesi Yüksek Soruşturma Kurulu üyesi yapılmıştı. Menteş, 1972-1980 arası iki dönem Yargıtay Başkanlığına seçildi. 12 Eylül darbe yönetimi sırasında kurulan Bülent Ulusu Hükümeti’nde ise Adalet Bakanlığı koltuğuna oturtuldu.

Diğer bazı üyelerin ödülleri de şöyleydi.

İbrahim Hilmi Senil Danıştay Başkanı, Anayasa Mahkemesi üyesi ve daha sonra Anayasa Mahkemesi Başkanı yapıldı.

Ferruh Adalı, Yargıtay 1. Başkanlığına getirildi.

Abdullah Üner, önce Yargıtay 2. Başkanı, sonra da Anayasa Mahkemesi üyesi oldu.

Nihat Saçlıoğlu, Askerî Yargıtay’da üyelik, Daire Başkanlığı, 2. Başkanlık ve Başsavcılık yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirildi.

Hasan Gürsel, Askerî Yargıtay Daire Başkanlığı’nın ardından Anayasa Mahkemesi üyeliğine getirildi.

Servet Tüzün, Askerî Yargıtay üyeliği yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi.

Hikmet Kümbetlioğlu, Danıştay 8. Daire Başkanlığına; Fahrettin Kıyak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına; Fazlı Öztan, Yargıtay 2. Başkanlığına, Anayasa Mahkemesi üyeliğine; Vecihi Tönük, Danıştay 6. Daire Başkanlığına; Fahrettin Öztürk, Danıştay 1. Mürettep Daire Başkanlığına; Mustafa Hayrettin Perk, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına; Ziya Kayla, Maliye Müsteşarlığına; Hakkı İsmail Beşe, Kurucu Meclis üyeliğine; Mustafa Karaoğlu, Danıştay üyeliğine, Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine getirildiler.

27 Mayısçı diğer aktörler de devlette zirveyi tuttu. Milli Birlik Komitesi Başkanı orgeneral Cemal Gürsel, Ali Fuat Başgil’in adaylığı tehditle engellenerek cumhurbaşkanı seçtirildi. Komite üyeleri, kendilerini yeni kurulan senatoya “tabii üye” yaptılar.

Siyaset kadroları 27 Mayısçılarla doldu. Kapatılan DP’nin oyları bir partide toplanmasın diye dinci ve milliyetçi partiler kurduruldu. Adalet Partisi’nin başında emekli general Ragıp Gümüşpala vardı. Genelkurmay Başkanlığı’na Cevdet Sunal getirildi. Vali, belediye başkanı, kaymakamlar ve önemli kamu kurumlarının başına hep 27 Mayısçılar getirildi.

Yassıada ve İrtibat Bürosu’nda çalışan bazı subaylar da daha sonraki dönemlerde ordunun ve bürokrasinin kritik kademelerinde karşımıza çıktılar. Ada komutanının sağ kolu Teoman Koman, MİT Müsteşarlığı yaptı. Genelkurmay eski başkanları emekli orgeneraller İsmail Hakkı Karadayı ve Necip Torumtay, Kara Kuvvetleri eski komutanları Kemal Yamak ve Namık Kemal Ersun, Deniz Kuvvetleri eski komutanları İlhami Erdil ve İrfan Tınaz, Yassıada’da görevliydi. Yassıada İrtibat Bürosu komutanı, Albay Namık Kemal Ersun’du. Celal Bayar’ın torunu Emine Gürsoy Naskalı, bir görüşmemizde, “Bazı subaylar ve askerî öğrenciler Çengelköy’den gemiye bindirilip Yassıada’ya götürülüyor, orada prova yapılıyor. Işık Koşaner, Veli Küçük gibi isimler var bunların arasında,” demişti. Kara Harp okulu darbede önemli görev üstlenmişti. O dönem darbede aktif rol alanlar daha sonra TSK’da komuta kademesinde önemli yerlere geldiler.

Yüksek yargı organlarına seçilecek üyeler cumhurbaşkanlarının atadığı Yüksek Hâkimler Kurulu tarafından belirlendiği için 27 Mayıs ideolojisi özellikle yüksek yargı organlarında hiç bozulmadan yıllarca devam etti.

Yassıada’nın açtığı yaralar hiç kapanmadı. Bazı mağdur yakınlarının, insanlık suçu işleyenlerin isim isim deşifre edilip yargılanmaları talepleri sonuçsuz kaldı. Olağanüstü mahkemeler kurma ve yargılama ise, gücü ele geçirenlerin başvurduğu bir yöntem olarak günümüze kadar geldi.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin