NECİP F. BAHADIR | YORUM
Genç kuşaklar bilmez, Erdoğan’ın Türkiye’ye en büyük vaadi; ‘3Y’ ile mücadeleydi. ‘Y’ harfi ile başlayan 3 tema; Yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk… Boşuna denmemiş; “İnsan iddiasıyla sınanır!” diye. Bir başka söz de “Allah insanı iddiasından vurur!” İktidarının ilk yıllarında AKP sözcüleri 3Y’li vaatlerini sık sık tekrarlardı. Bülent Arınç’ın, “Yasakları yasaklayacağız.” sözü halâ hatırımda. Arınç acaba şimdi ne düşünüyordur?
Evet, köprünün altından çok sular aktı. Ve bugün… AKP bu Y’lerden hangisinin bayraktarlığını yapabilir? Yolsuzluğun mu? Eskiden ‘hortum’ kelimesi de kullanılırdı. Siyasetçinin hırsızlığı, yolsuzluğu için ‘hortumlamak’ denirdi. İktidarının ilk döneminde ‘yolsuzlukla mücadele’ komisyonu kurdu. Siyasetçilerin yolsuzluğu araştırıldı.
Sonuçtan Erdoğan hoşnut olmadı. Komisyonda aktif olarak çalışanlar bir daha milletvekili listesine konmadı. Başkan, Azmi Ateş çıkıp konuşsa… Anlattıkları belki bugün dikkate alınmaz ama en azından tarihe belge olur. Devr-i iktidarında AKP’nin hırsızlığı, ‘yolsuzluk’ ve ‘hortum’ sınırlarını çoktan aştı.
Türkiye’de talan var!
AKP’nin hırsızlığını anlatmak için başka kelimelere ihtiyaç var. Yoksa eskilere haksızlık olur. Mesela ‘talan’… Bugün Türkiye’de ‘talan’ var. Devlet her şeyiyle ‘talan’ edilmekte. Moğolların istilası gibi.
Keşke sadece maddi şeyler ‘talan’ edilseydi. Değerler, ilkeler ve hatta kutsallar da ‘talan’ edilmekte, yağmalanmakta… Dünya böyle bir talanı çok az gördü. Anadolu’nun Moğollardan sonra yaşadığı en büyük ‘talan ve yağma’ hareketi. En tepeden en alta yolsuzluk AKP döneminde ‘altın çağını’ yaşadı. Ve talana terfi etti.
Demokrasisi gelişmemiş ülkeler, iktidarlarının işgali altındadır. AKP’nin yaptığının Moğollardan bir farkı var mı? Seçim, sandık… Yetmez. Hitler de seçimle geldi. Esad da Sisi de Saddam da sandık koydu halkın önüne. Hitler gibi Erdoğan da demokrasiyi seçime indirgemenin ne kadar hatalı olduğunu gösterdi.
Anadolu en ‘yoksul’ dönemini yaşıyor
Diğer Y, ‘yoksulluk’ konusunda AKP’nin söyleyecek hiç sözü yok. Para küçük bir azınlığın elinde toplandı. Özal’ın orta direk dediği geniş halk kitlelerinin durumu felaket. Hayat pahalılığı, enflasyon ve döviz artışı savaş halindeki ülkelerden bile daha kötü. Rusya ve Ukrayna’da hatta Suriye’de Türkiye’deki kadar enflasyon yok. Bugün Anadolu tarihinin en fakir ve yoksul dönemini yaşıyor.
2024 güya ‘emekliler yılı’… Diğer yıllara göre emeklilere ‘pozitif ayrımcılık’ yapılacağı umuluyordu.
Fakat, ne gezer…
AKP’li kodamanlara gelince para çuvalla, emeklilere gelince para yok! Ne var? Orta vadeli ekonomi programı. Emekliler, sabit gelirliler, memurlar kısaca halk AKP’nin iktidarı devraldığı 2002 öncesini arar durumda. ‘Yoksullukla mücadele’ diyerek iktidar olan AKP kendisi dışında herkesi yoksullaştırdı. O kadar ki üç büyük sendikayı bir araya getirmeyi başardı.
Avrupa baharı kısa sürdü!
Ve ‘yasaklar’… AKP’nin en büyük vaadi. Seçmen AKP’yi 28 Şubat sürecinin ‘panzehiri’ olarak gördü. Büyük destek verdi, kuruluşunun senesi dolmadan iktidara taşıdı. Doğrusu ilk döneminde ‘AB sürecini’ bahane ederek hak ve hürriyetlerin standartlarını Avrupa çizgisine taşıdı. Ancak, Avrupa baharı kısa sürdü.
Özellikle son 10 yılın politikaları 28 Şubat sürecini bile aratır hale geldi. Saadet Partili Mustafa Kamalak, “28 Şubatçılar sizden daha şerefliydi.” sözünü söyledi. Abdullah Gül’ün eşi Hayrunnisa Hanım, “28 Şubat’tan beter şeyler yaşadık.” dedi. İsrail’e ticareti kesmesi için protesto eden ve bu nedenle yerlerde sürüklenen başörtülü gençler, “28 Şubat’ta yerlerde sürüklenmedik…” açıklamasında bulundu. AKP döneminde Türkiye, 28 Şubat’tan bile geriye düştü.
AKP’yi ‘terörle’ ilişkilendirmek için çok daha fazla belge var!
Bunca sözü AKP’li Hüseyin Yayman’ın TikTok çıkışını yorumlamak için ettim. Tabii daha öncesinde Instagram yasağı var. Geçen hafta Cuma gününe ‘Instagram yasağı’ ile uyandık.
Gerekçe karışık; Hamas, Filistin, Haniye derken bir de buna terör konusunda görüş ayrılığı eklendi. İnstagram sadece PKK’yı terör örgütü olarak görüyormuş. ‘The Cemaat’e itiraz ediyormuş. AKP’nin demesiyle herhangi bir grup ‘terör örgütü’ olmaz. Elinizin altındaki polis ve yargıyı politikalarına alet edebilirsiniz. Ama dünyayı inandıramazsınız. Bugün AKP’yi evrensel kriterlere vurduğunuzda, ‘terör’ ve ‘terör örgütleriyle’ ilişkilendirmek için çok daha fazla bilgi ve belge var.
Bakan Instagram’la yürütülen görüşmelerde ‘ilerleme sağlandığını’ duyururken bir mahkeme, daha çok çocuklara hitap eden oyun platformu olan Roblox’a erişim yasağı getirdi. Kapattı yani.
Kamuoyu daha ‘Roblox’ yasağını sindirememişken AKP Hatay milletvekili Hüseyin Yayman’dan ‘TikTok’ çıkışı geldi. Hem de ne çıkış… Yayman sıradan bir milletvekili değil. TBMM Dijital Mecralar Komisyon Başkanı… Akademisyen kökenli ve medyada köşe yazarlığı da yaptı. Söyledikleri bir iletişim kazası değil. Ne anlama geldiği, kamuoyu ve medyada nasıl algılanacağını bilir.
2024 Türkiye’sinde Yayman’ın şu sözlerine bakar mısınız; “Sokakta bana diyorlar ki, bu TikTok’u kapatırsan Cennet’in kapısını aralarsın. TikTok maalesef şeytanın avukatlığını yapıyor. Ben bunları özgürlük alanı olarak görmüyorum.”
Beğenmediğini kapat!
Bir işaret fişeği mi bu? Sıra TikTok’a mı geldi? Beğenmediğini kapatmak çözüm mü? Hangi yasak, hangi kapatma beklenen sonucu verdi? TikTok videolarından hoşnut olmayabilirsiniz başka mecralara atlarsınız. Kapatmak ne demek? İnternet siteleri, televizyonlar çok mu nezih? AKP’nin yayın organı Sabah ve ATV’nin sayfa ve ekranlarının TikTok’tan ne farkı var.
TikTok’u kapatmakla Cennet’in kapısını aralamak mümkün değil. Eğer AK Parti dönemi olsaydı, Yayman’ın partiye özel olarak sokulduğunu düşünürdüm. Trafikleri, fazla ilişkileri olan, başka dünyaların insanı çünkü. İçeriden AK Parti’yi çökertmek için böyle konuştuğunu söylerdim. AK Parti, ilkesiz, ahlaksız, kutsalsız AKP’ye inkilap etti. AKP’ye Hüseyin Yayman da yakışır. Onun içi, “Bahçeli dışarıdan. Yayman içeriden AKP’yi bitiriyor.” diyemiyorum.
Yayman ile Cennet’in kapısı arasında çok mesafe var. Bunu bilerek söylüyorum. Suç ve günahları paçalarından akıyor. AKP’nin saf ve meczup kitlelerine öyle sempatik görünmeye çalıştığına, dinden diyanetten ve cennetten bahsettiğine bakmayın. Bu sadece retorik… Söz yani. Ötesi yok.
Son bir haftanın icraatlarına bakarak bile AKP’nin boynuna ‘Yasakçı!’ yaftasını yapıştırmak mümkün. Tarih ve kader yapıştırdı bile. Hem yolsuzluk yaptı hem halkı yoksullaştırdı, hem de yasakladı.
Doğrusu ‘3Y’ AKP’ye pek yakıştı.