YORUM | TARIK TOROS
Hz. Ömer, Basra valisi Ebu Musa el-Eşari’ye geçtiği talimatla özetle der ki:
-Adaletle hükmedeceksin.
-Önüne bir dava gelirse dikkatle muhakeme edeceksin.
-Hükmü mutlaka uygulayacaksın, çünkü en doğru kararlar bile uygulanmadıkça boşunadır.
-Her iki tarafa eşit muamele et ki fakirler adaletinden şüphe etmesin.
-Hakimler mağrur olmamalı, gerçeğin ifadesi karşısında tatmin olmamış görüntü vermemeli.
-Ahlaksızlığı tescilli, yalancı şahitliği tespit edilmiş olanlar tanık olamaz.
-Suçu delillendirme görevi, suçlayana aittir. Aksi takdirde zanlı beraat eder.
-Mahkemeleri tekrar edebilirsin, yeniden dava görmek adaletsizlikte ısrardan iyidir.
-Şikayet sahibine süre ver, yeterli sürede delil toplayamaz davasını ispatlayamazsa davayı düşür.
**
Dünya kurulalı beri “suçun şahsiliği” ve “kanunların geriye yürümezliği” temel anlayıştır.
O sebeple “kanunsuz suç olmaz” diyen son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına seviniyor olmak tuhaftır biraz da… Üzerine durup düşünmek icap eder.
**
Türkiye’de hukuk yoktur, mahkemeler 2016’dan bu tarafa kelimenin tam anlamıyla adalet dağıtıyor olmaktan çıkmıştır.
Yargı, ülkeye musallat olmuş gangster çetesinin kapıkuludur.
Sadece mahkemeler değil yüksek yargı organları da (içindekilerle birlikte) infazlar, linçler, çökmeler, esir almalar, sürmeler ve ihraçlar için sözümona “resmi” kılıf uyduran bir aparattırlar.
Böyle bakarsanız, AİHM kararını ve karara tepkileri sağlıklı yorumlarsınız.
Elbette hukuki bir metindir fakat Türkiye gerçeklerini adeta tüm dünyanın yüzüne çarpan bir manifestodur.
**
Özetle, “Yüzbinlerce mağdur için adil yargılama ilkesi ihlal edilmiştir” diyen AİHM kararına yarım cümleyle bile temas etmeyen siyaset ve medya, “rejim çökecek” telaşındadır.
Buna “muhalif” politikacılar ve basın da dahildir.
Bir avuç insan dışında ses veren çıkmadı.
Korkudan değil, işlerine gelmediği için.
Zira suya sabuna dokunmadan da olsa söz söyleme ve yazma becerileri var.
Yapmıyorlar çünkü yapmak istemiyorlar.
**
Hiçbir yargı kararı ölenleri geri getirmez, sağlığını yitirenlere şifa olmaz ve hayatları boyunca bu travmayla yaşayacak aileleri mutlak rahatlatmaz.
Ve hiçbir tazminat bu tahribatı ödeyemez.
Mağdur milyonlar elbette gereğini yapacak ve uluslararası bağlayıcılığı, yaptırımı olan bu kararı kendi süreçlerine tatbik edecekler.
AİHM kararı, asıl zalimler ve işbirlikçileri için bir fırsattır.
Yarın kendilerini de yutacak girdaptan çıkış için şanstır.
**
Kararı uygulamak zorundasın.
Devam eden davalar düşmüş, tümü için yeniden yargılama kapısı açılmıştır.
“Çıkıyorum, oynamıyorum kardeşim” deme şansınız yoktur.
Çıksanız bile önceki tüm eylemlerinizden sorumlusunuz.
Bir süresi de yok, karar sizi hayat boyu takip edecek çünkü.
Yol yakınken kendinizi daha fazla üzmeyin.
**
Hukuk uyur ama ölmez.
Lafın sahibi Ahmet Altan’a selam olsun.
“Köprüden önceki son” çıkış geçileli çok oldu
Türkiyede bütün halkın(80 milyonun) desteğiyle bu zülüm icra edilmektedir
Tıpkı orta çağda yapılan cadı avı gibi
Tıpkı 31 Mart vakası gibi
Tıpkı Ermeni ve Rum katliamları sürgünleri gibi
Tıpkı Cumhuriyet dönemi Yahudi katliam ve sürgünleri gibi
Tıpkı Dersime Kimyasal bomba atılarak bir topluluğun yok edilme çabaları gibi..
Tıpkı çeşitli isyanlar çıkartılarak halkı birleştirme kabiliyetine sahip iyi insanların katledilmesi gibi
Tıpkı 12 eylül öncesi sağ/sol katliamları gibi
Psikolojik Harp taktikleriyle halkı bibirine düşürmek konusunda çok mahir bir derin yapı var…
Halk birleşirse aslına rücü eder tekrar güçleniri istemeyenlerin yaptıkları oyunlar
Acımasız, Merhametsiz, Azılı din düşmanı ittihat terakkinin(Kamalizmin) son kalesidir AKP
Şimdiye kadar derin dünya ile islamcı-ışidli yapı birlikteydi. Derin dünya çekilince geriye basit hukuk kuralları bile uygulayamayan Işid zihniyeti ve terörü kalacak.
PKK Hizbullah JITEM İŞİD hatta partiler MSP(mnp) MHP AKP derin devlet tarafından kurulmuştur, derin devlet nasıl çekilecek onu anlamadım?
Avrupada hukuk işlemeye başladı. İslamcılar yaptıklarıyla baş başa kalıyorlar. Kötü bir görüntü ortaya çıkıyor. Avrupada bu projenin içindeydi. Şimdi hukuk kılıfında çekiliyorlar.