Yargı mühendisliği ve hafıza kaybı

AV. NURULLAH ALBAYRAK | YORUM

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen tutuklama kararıyla birlikte Türkiye’de yargının siyasallaşması yeniden kamuoyunun gündemine girdi. Ancak bu tartışmalar, son yirmi yılda yargı alanında yaşanan dönüşümleri görmezden gelen, iktidarın şekillendirdiği gerçeklikle örtüşen bir söylem üzerinden yürütülüyor. Üstelik bu durum yalnızca iktidar çevreleriyle sınırlı değil; muhalefetin söylemlerinde de geçmişi silen veya unutan bir tavır söz konusu. Bu nedenle, özellikle mahkemeler özelinde yaşanan ‘yargı mühendisliğini’ yeniden hatırlamak gerekiyor.

Özel yetkili mahkemelerin tasfiyesi gerçekten demokratikleşme miydi?

AKP İktidarı 21 Şubat 2014 tarihinde kabul edilen 6526 sayılı kanunla yargının dizaynı adına çok ciddi değişiklikler yaptı. Bu değişikliklerden birisi de özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin (ÖYM) kaldırılması oldu. Bu değişiklik iktidar tarafından “demokratikleşme” olarak sunulsa da gerçekte, 17-25 Aralık 2013’teki büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarıyla birlikte doğrudan Erdoğan ve yakın çevresini hedef alan soruşturmaların önünü kesmek amacıyla yapılmış bir yargı mühendisliğiydi.

Oysa bu mahkemelerin tarihi daha eskilere uzanıyordu: 2004 yılında CMK’nın 250. maddesiyle kurulan özel yetkili mahkemeler, 2010 referandumu sonrası TMK 10. madde ile yeniden isimlendirilmiş ve aynı işlevle devam ettirilmişti. Özetle, yalnızca tabelası değişmiş ama pratiği değişmemişti.

6526 sayılı Kanun’un TBMM’deki komisyon görüşmelerine muhalefet partileri tarafından düşülen şerhler, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. CHP, TMK 10 mahkemelerinin kaldırılmasını olumlu bulmakla birlikte, bu yapılar eliyle yaratılan hukuki tahribatın telafisine ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamasını eleştirmişti. Ayrıca, bu düzenleme için neden yolsuzluk soruşturmaların beklendiğini de sorgulamıştı. MHP ise daha sert bir dille, bu düzenlemenin doğrudan yolsuzluk soruşturmalarının etkisini kırmak amacıyla yapıldığını ifade etmiş ve “yargıya karşı bir taarruz” olarak nitelendirmişti.

Dönemin HDP’si  ise yapısal bir eleştiri getirmiş; gerçekten bir yargı reformu yapılmak isteniyorsa bunun öncelikle Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılmasıyla başlaması gerektiğini vurgulamıştı. Zira, TMK yürürlükte kaldıkça, yargının baskı aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi mümkün değildi.

Bu şerhler, dönemin muhalefetinin durumu nasıl okuduğunu ve AKP’nin yargı alanındaki adımlarının kısa vadeli siyasi hedefler doğrultusunda şekillendiğini net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Kaldırılan mahkemelerin geri dönüşü

Bu görünürdeki “normalleşme” uzun sürmedi. ÖYM’lerin kaldırılmasından tam 11 ay sonra,17 Şubat 2015’te, HSYK kararıyla Türkiye genelinde bazı ağır ceza mahkemeleri “ihtisas mahkemesi” adı altında yeniden özel olarak yetkilendirildi. Terör ve siyasi suçlara bakmakla görevlendirilen bu mahkemelerle, aslında ÖYM sisteminin farklı bir isimle geri getirildiği açıktı. Çünkü, kapsamlı tasfiyeler neticesinde emniyet ve yargı bürokrasisi yeniden şekillenmiş, saraya bağlı ‘güvenilir’ yapılar ihdas edilmiş, Erdoğan için ‘yargılanma riski’ kalmamış ve sonunda da muhalefete karşı cadı avı başlatılmıştı.

Dahası, bu yetkilendirmeden yalnızca 12 gün önce, ilgili mahkemelerde görev yapan bazı başkan ve üyeler, görev süreleri dolmadan ve talepleri olmadan görevden alınmış; yerlerine 84 yeni hâkim atanmıştı. Bu atamalar, Erdoğan iktidarının yargı üzerinde nasıl kapsamlı bir dizayn gerçekleştirdiğinin somut göstergesiydi.

Sulh Ceza Hâkimlikleri: Kapalı devre yargı sistemi

Özel mahkemelerin yeniden tesisi sürecinin altyapısı ise aslında 6545 sayılı Kanun ile atılmıştı. 28 Haziran 2014’te yürürlüğe giren bu yasa ile yalnızca tutuklama, el koyma, kayyım atama ve erişim engelleme gibi kararları vermekle yetkili Sulh Ceza Hâkimlikleri (SCH) kuruldu. Bu hâkimlikler yalnızca kendi içlerinde denetime tabi olacak şekilde tasarlandı ve kapalı devre bir sistem oluşturuldu.

HSYK, yalnızca birkaç hafta içinde 653 sulh ceza hakimini bu yeni yapı içinde görevlendirdi. Erdoğan bu yapıyı “Bir proje yürütüyoruz!” diyerek kamuoyuna duyurmuştu. Böylece sürecin hukuki değil, siyasi bir hedef doğrultusunda yürütüldüğünü bizzat kendisi kabul etmiş oldu.

Nitekim İmamoğlu hakkında verilen tutuklama, mal varlıklarına el koyma gibi karaların yanı sıra, gazeteciler, sivil toplum aktörleri ya da muhalif siyasetçiler hakkındaki güncel veya eski çok sayıda karar; tam da bu dönemde kurulan bu özel yargı yapıları marifetiyle verildi.

Yargının gerçek mühendisi kim?

Tüm bu süreçler bir arada değerlendirildiğinde açıkça görülmektedir ki; Türkiye’de yargının araçsallaştırılmasının ve yapısının dönemsel siyasi ihtiyaçlara göre yeniden dizayn edilmesinin asıl sorumlusu ne cemaatler, ne vesayet odakları, ne de başka gruplardır. Bu sürecin esas mimarı, doğrudan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarıdır.

Erdoğan;

  • Önce CMK 250. maddeyle kurulan özel yetkili mahkemeler aracılığıyla askeri ve laik bürokrasiyi tasfiye etmiş,
  • 2010 referandumuyla TMK 10. madde kapsamındaki yeni özel mahkemelerle yargı sistemini yeniden şekillendirmiş,
  • 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sonrasında, kendisini hedef alan bu yapıyı ortadan kaldırmış,
  • Ardından Sulh Ceza Hâkimlikleri (SCH) ve ihtisas mahkemeleriyle yargıyı doğrudan kendi siyasi gündemine göre yeniden dizayn etmiştir.

Ortaya çıkan tablo, hukukun üstünlüğüne değil, yürütmenin mutlak kontrolüne dayalı bir yargı düzeninin inşa edildiğini net bir biçimde ortaya koymaktadır. Yargının bugün geldiği noktayı ve yaşanan hukuksuzlukları değerlendirirken, bu tarihsel gerçekliği göz ardı etmek; yalnızca iktidarın manipülatif söylemini tekrar etmek olacaktır.

1 Yorum

  1. Bence yapılan yasal hukuksuzluklar anlattığınızdan daha fazla. Ayrıca, bu yasal ama adil olmayan düzenlemeler yapılırken CHP başta, tüm muhalefetin ya doğrudan yada sessiz kalarak, gerekli itirazları yapmayarak verdikleri destekleri de iyice vurgulasaydınız keşke. Bugün bağırıp çağırdıkları hukuksuzlukların temelini iktidarla beraber attı bu sözde muhalifler.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin