Yandaşlar, Türkiye aleyhtarı protestoların şifresini çözdü

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Suriye konusunda 10 yıldır takip edilen yanlış politika sonucu ortama dolan zehirli gaz, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Muhalifleri, yönetimle barıştırmalıyız” çıkışıyla patlamaya başladı. Yandaşlar ise sorumluları buldular ve taraftarlarını ikinci bir patlamaya kadar uyutmaya çalışıyorlar.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun muhalif Suriyeliler arasında infiale yol açan sözleri, iktidar yandaşları tarafından önce inkar edildi. Ardından yanlış anlama olarak nitelendirilerek durum savuşturmaya çalışıldı.

Bakan Çavuşoğlu’nun kendi sosyal medya hesabından paylaştığı konuşmaya göz atalım. Sabrı olanlar, 24 dakikalık konuşmanın tamamını izleyebilir. Ancak, ben sadece söz tartışmalı konuşmanın dakikasını vereyim.

Konuşma 16’ncı dakikanın 19’uncu saniyesinde başlıyor. Videoda da görüleceği gibi Çavuşoğlu bu konuşmayı 13. Büyükelçiler Konferansında yapıyor.

Çavuşoğlu, konuşmasının bir başka yerinde de Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdat ile 10 ay önce Belgrad’daki Bağlantısızlar Toplantısında ayaküstü yaptığı görüşmeye atıfta bulunuyor.

İşte ne olduysa bu konuşmanın Suriye’deki muhalifler arasında duyulmasından sonra oldu. Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kontrol altında tuttuğu ve Türkiye’nin organize ettiği yardımlarla hayatlarını sürdüren muhalifler, birden Türkiye aleyhine harekete geçti.

Türk bayraklarını gönderden indirdiler, yaktılar, TSK’ya ait araçları taşladılar, “Türkiye defol” sloganları attılar. Cuma namazı sonrasındaysa, farklı yerleşim yerlerinde kitlesel gösteriler yaptılar.

Bu yapılanlarda muhalif Suriyelileri suçlamak işin kolaycılık tarafı. Onları aklamak veya masum olduklarını iddia etmek gibi bir konumda kendimi bulmak istemem. Bu insanlar rejim muhalifleriydi. Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminden başlayarak bu insanları, kendi kirli emellerine alet etmek amacıyla Esad’a kinli düşman haline getirdi.

ERDOĞAN KULLANAYIM, DERKEN EMPERYAL GÜÇLERİN ALETİ OLDU

2010’dan sonra kendini ülkenin sahibi gibi gören Erdoğan, “Yeni Osmanlı” hülyaları kurmaya başladığında bu hırsını kullanmak isteyenler oldu. Emperyalist güçler, hazırladıkları ortamla Erdoğan’ı bir şekilde iştahlandırdılar.

Ülkeyi yönetenler, Türkiye’nin, Suriye’nin içişlerine karışmaması yolunda hemen her kesimden gelen uyarıları dikkate almadı. Bu uyarı sahiplerini kimi zaman korkaklıkla, kimi zaman ülkenin çıkarlarını bilmemekle suçlayıp durdular.

Gözü dönmüş muktedirler, “Yapmayın, bu bataklığa girmeyin” diyenleri, “vatan haini” ilan edecek kadar ileri gittiler. Uyarılar aslında yalnızca Türkiye’deki akl-ı selim sahipleri tarafından yapılmadı. Atlantik’in öte yanından da uyarılar net uyarılar geldi.

Sonrasında emperyalizmin dünyadaki en büyük temsilcileri bölgeye yerleşti. Bir tarafa ABD, diğer tarafa Rusya oturdu. Suriye’de savaş 11 yılı geride bıraktı.

O günden bu yana ne bir ABD’li Rus askerini, ne de bir Rus ABD askerini öldürdü. Suriye’nin batı petrollerini ve limanlarını Rusya, doğu petrollerini ise ABD kontrol ediyor.

Sorunlar görüşmelerle ve siyaset yoluyla çözülebilecekken, Suriye halkını birbirine kırdırdılar, halen de devam ediyorlar. Bu tabloda kaybeden sadece Suriye olmadı. Türkiye’nin payına da 7 milyonu bulan (Suriye sınırları içinde bakılanlar dahil) sığınmacı düştü. Türkiye Suriye bataklığında 506 askerini kaybetti.

YANDAŞLARA GÖRE PROTESTOLARI KİM YAPTI?

Her şeye bir kılıf hazırlayan ve kendine bağlı mankurtlaştırdıkları kitleleri inandırmanın yolunu bulan yandaşlar, Suriye’deki öfkenin altında yatan nedeni de ortaya çıkardılar.

– Kitlesel eylemlere binlerce kişi katıldı.

– Sloganlar binlerce kişi tarafından haykırıldı.

– Yapılan parklar tahrip edildi,

– Türk bayrağını yakanı alkışlayanların sayısı belirsizdi.

Adına Ankara’nın “Suriye Milli Ordusu” diye uydurduğu çeteler birliği açıklama yapmış. Kimine göre de açıklamayı yapan Sultan Murat Tümeni.

Türk bayrağını yakanlar ve kitlesel eylemleri düzenleyenler 15 kişiymiş. Bunların hepsi yakalanmış ve ifadeleri alınmış. Hepsi de PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’li olduklarını itiraf etmişler.

Hurraaaaaa! Bu açıklama, bizim mankurtlara yetmiş. Yandaşlar, “Gördünüz işte! Eylemleri yapanlar muhalifler değil, ABD destekli PYD’lilermiş” diyerek AK Parti’nin başından bu yana yanlış üzerine yanlış yaptığı Suriye politikasını aklamaya çalışıyorlar.

Esad’la görüşüleceğini duyunca Azez’de sokağa dökülenler, Karkamış Sınır Kapısına gelip saldırmaya çalışan kitleler de ABD destekli ajanlardı. Saldırmak isteyenleri seyreden ÖSO elemanlarına ne demek lazım acaba?

Yapılan bir yanlışlık ya da ortaya saçılan bir pislik gün yüzüne çıkınca, bir yolunu bulup “dış güçler” ile izah ettiniz mi bütün sorun çözülüyor. Hatta dış güçlerden hareketle yapılanlara eleştiri yönelten muhalefeti de katınca, ülkenin üçte ikisini hain bile sayabilecek gücü bulabilirsiniz.

Oysa Türkiye’ye yönelik taşkınlık yapan Suriyeliler, satranç tahtasındaki piyon konumundalar.

Yanlış olan AK Parti iktidarının 10-12 yıldan bu yana sürdürdüğü dış politikalardır. Bir ülkenin bayrağı, kendini bilmez birilerinin yere atmasıyla, yakmasıyla değerinden bir şey kaybezmez. Bir ülkenin bayrağı;

– O ülkeden adaleti ortadan kaldırmakla,
– Bütün varlığını yok pahasına yabancılara peşkeş çekmekle,
– Devleti ayakta tutan sistemini yok etmekle,
– İnsanlarını başkalarına kul etmekle değersizleşir.

Uyarılara kulak tıkayıp daha düne kadar Suriyelilere oturum ve vatandaşlık vermeye devam edeceklerini duyuranlar ülkeyi bu hale getirdi.

Olsun, bizim muktedirlerin kase yalayıcıları, Suriye’deki kitlesel eylemlerin sorumlularını bulmuş. Artık bir sorun kalmadı.

Yürüyün, kim tutar sizi.

– Hurraaaa!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin