HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
Asgari ücret tartışmaları başladı. İktidara yakın gazeteler yüzde 35-40 oranında bir zammın mümkün olduğunu yazıyor. Dış politika ve ekonomide köşeye sıkışan iktidarın, olası bir seçim öncesinde işçilerin ‘gönlünü’ kazanmak için asgari ücrette yüzde 35’lik bir artış yapma ihtimali elbette var. En azından yüzde 30’luk bir zamma kesin gözüyle bakılıyor. Ancak sorun şu ki söz konusu ‘düzeltme’ kalıcı bir iyileşme sağlamayacak.
İktidarın son 45 yıldaki en büyük asgari ücret zammına hazırlandığı aktarılıyor yandaş medyada. Yazılanlara ve söylenenlere bakılırsa 2.825 TL olan asgari ücretin AGİ ile birlikte 4 bin lirayı geçme ihtimali bile var.
TÜRKİYE BU KONUDA BİR NUMARA!
Asgari ücret önemli zira DİSK’in araştırmasına göre asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan işçilerin sayısı 10 milyona dayanmış durumda. Türkiye’de asgari ücret özellikle son 10 yılda ‘ortalama’ ücret haline geldi.
Asgari ücret, işçiye verilecek en düşük ücret olarak tanımlansa da, Türkiye’de işçilerin yüzde 43’ü asgari ücret üzerinden maaş alıyor. Dünyada en fazla asgari ücretli Türkiye’de! Tüm bunlar asgari ücretteki artışı Türkiye için hayati derecede önemli hale getiriyor.
YIL BAŞINDAN BU YANA 92 DOLAR ERİDİ
AKP rejiminin yanlış para ve maliye politikası asgari ücretlinin maaşının da erimesine neden oldu. TL’nin değeri azaldıkça, maaşlı çalışanların alım gücü de azaldı. 2 bin 825 TL’lik asgari ücret yıl başında 383 dolara denk geliyordu. Bugünkü kurla 291 dolara geriledi. Yıl sonuna kadar muhtemelen 285 doların bile altına düşecek. Bu da kaba bir hesapla dolar bazında asgari ücretin yüzde 26 civarında eridiği anlamına geliyor.
TÜİK’E GÖRE 10 AYLIK ENFLASYON YÜZDE 15,7
Yılın ilk 10 ayında enflasyon TÜİK’e göre yüzde 15,75. ENAG’a göre ise 10 aylık enflasyon yüzde 40 civarında. Tıpkı yıllık TÜFE’de olduğu gibi burada da iki veri arasında uçurum var. Eldeki veriler ve market fişlerine bakınca ENAG’ın rakamlarının çok daha gerçekçi olduğu görülüyor.
Yıl sonunda asgari ücretteki erime en iyi ihtimalle bile yüzde 35’in üzerinde olacak. İktidar da bu gerçeği görüyor ve kabul ediyor olmalı ki yüzde 35-40’lık bir artıştan söz ediliyor. Peki yüzde 35-40’lık bir artış çözüm olur mu?
YÜZDE 35 ZAM ÇÖZÜM OLUR MU?
Yıl sonunda enflasyonu yüzde 35 bile kabul etseniz -ki oran çok daha fazla- asgari ücretin 2021 yılı başındaki alım gücüne kavuşması için 3 bin 800 liranın üzerine çıkarılması gerekiyor. Buna yüzde 10’luk refah payını da eklediğinizde rakam neredeyse 4 bin 100 lirayı buluyor.
Ancak burada da başka komplikasyonlar çıkıyor karşınıza. Uzmanlara göre 4 bin TL ve üzerinde bir asgari ücret enflasyonu da tetikleyecek. Zaten yüksek olan enflasyon daha da artacak. Dolayısıyla işçiye verilen zam bir kaç ay sonra enflasyonun etkisiyle sıfırlanmış olacak.
İŞVERENİN YÜKÜ ARTACAK
Meselenin bir de işveren boyutu var. Şu anda bir asgari ücretlinin işverene maliyeti 4 bin 200 lira. Asgari ücretin brüt 5 bin liranın üzerine çıkması durumunda işçinin toplam maliyeti 6 bin liraya dayanacak. Burada devletin devreye girmesi ve elini taşın altına koyması gerekiyor. Devlet, işçinin firmaya maliyetini azaltacak düzenlemeler yapmalı. İşe yüzde 15,5 olan SGK primini almaktan vazgeçerek başlayabilir.
Yukarıdaki tabloda da görüyorsunuz; devlet hem işçiden(yüzde 14) hem de işverenden SGK primi alıyor.
Devlet sadece işverenden aldığı SGK priminden değil, asgari ücret üzerinden işçiden aldığı vergilerden de vazgeçmeli. Bugün asgari ücretten vergi alınmasa işçinin cebine 751 lira fazla para girecek…