Yakılmasanız sorun yok aslında [Barbaros J. Kartal]

IŞİD’in 2 askerimizi diri diri alçakça yaktığı iddia edilen görüntüler ile ilgili olarak henüz kamuoyunu tatmin eden bir cevaba ve gerçeğe ulaşamadık. Bazı yabancı prodüksiyon şirketleri görüntünün maalesef gerçek olduğuna dair açıklama yaptılar. İnşallah gerçek değildir ve iki askerimiz bu kadar vahşi bir yöntemle öldürülmemişlerdir. Savaşa yolladıkları gençlerin onlar için hiçbir değerinin olmadığını zaten biliyoruz. Şehitlik gibi kutsal mertebe nedense hep fakir aile çocukları için. Sizin çocuklarınızın da bu yüce mertebeye erişmesini neden istemiyorsunuz?

Esas meselenin ne olduğunu hepimiz biliyoruz aslında, insan hayatının zerre kadar önemi olmaması. “Benim çocuğum neden ölüyor?” diye isyan eden yok. Kimseyi suçlamıyorum. Bunun birçok siyasi ve sosyolojik sebebi var. Ama senin canın ciğerin, beyzadeler ve çocukları rahat yaşasın diye için ölecekse o vatan neden sağolsun ya?

“Askerlerimiz nerede?” diye soranlar neden sadece hükümet muhalifleri? Neden hükümeti destekleyen bir tane vicdanlı biri çıkıp “N’oldu bizim çocuklara” diyemiyor?

Bakın, iki askerin yakıldığı iddia edilen görüntülerin yayınlandığı günlerde ne olmuştu?

“Suriye’nin El Bab kentinde bulunan Özel Kuvvetler (Bordo Bereliler) ve komando timleri, salı gecesi terör örgütü DEAŞ’ın cephanelik olarak kullandığı eski şehir hastanesine girme planı için harekete geçti. Terör örgütü DEAŞ, önce havan ve uçaksavarlarla saldırdı. Teröristler daha sonra sisli havayı fırsat bilerek bomba yüklü araçlar patlattı. Bu saldırılarda 14 Mehmetçik şehit düştü. TSK, dün yaptığı açıklamada 2 askerin daha şehit olduğunu bildirdi.” (Hürriyet, 23 Aralık)

16 şehit! Konuşan var mı? Yok. O kadar alışığız ki… Ancak askerler yakıldığı zaman ilgimizi çekiyor artık.

Bir de sisli havadan faydalanmak ne demek? Hangi çağdayız Allah aşkına! Çocukları nasıl gönderdiniz oraya? Termal kamera dediğin artık pazarda satılıyor. Yazık çok yazık…

 

ŞAKİR’E ÇAY YOK HA!

cumhuriyet çaycı“Hava soğuktu. Gözüm hep Cumhurbaşkanımız’daydı. Baktım ve üşüdüğünü hissettim. Zaten gündemi Çok yoğun çok koşturuyor. Dayanamadım. Çayımı demledim. Bir bardak çayımı koydum. Zaten çayı açık sevdiğini biliyordum. Tepsimi hazırlayıp balkona çıktım. Başkanım, buyurun. Sizin için çay demledim diye seslendim. Sesimi duyuramayınca reisim, çay içer misiniz diyerek elimle çay işareti yaptım. Cumhurbaşkanımız ikinci seferde fark etti” dedi. Erdoğan’ın korumalarının evine geldiğini söyleyen Çakır, “Tepsiyi onlara verdim. Onlar da çayı götürdü. ‘Cumhurbaşkanımı da buraya davet ediyorum, eğer müsaitlerse buyursunlar’ dedim. Daha sonra gündemi yoğun olduğu için teşrif edemediğini öğrendim. İşaretle beğendiğini dile getirince çok mutlu oldum. Sonradan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu evime geldi.” (Sabah, 26.12.2016)

Şükriye Çakır’ın geçen haftasonu Maltepe’de yaşadığı çay hikayesi. Okurken bile içiniz ısındı, gözleriniz yaşardı kabul edin. Aynı günlerde Cumhuriyet gazetesinin çaycısı Şenol Buran, gazetedeki sivil polisin ve güvenlik görevlisinin şikayetiyle “Cumhurbaşkanı’na çay vermem” dediği için Cumhurbaşkanı’na hakaretten gözaltına alındı.

İşte böyle! Cumhurbaşkanına çay verirsen bakan gelir evine, çay vermem dersen girersin cezaevine!

 

BÖYLE DAHA ZEVKLİ!

cnn doğanDoğan Grubu ayın 30 günü yaptığı ve yapmadığı  binlerce haber ile eğildikçe eğiliyor, kapandıkça kapanıyor yerlere. Bir gün bir bakıyorsun bir Bylock haberi yapıyor bütün senaryolar bitiyor. Katilin ablası ile konuşuyor bütün yalanlar ortaya çıkıyor. Hürriyet’in becerisinden değil bu, biraz habercilik yaptığınızda propaganda makinasının bütün dişlileri dökülecek ondan. Bu yüzden zaten ortalıkta bağımsız ve özgür kanal ve gazete bırakmadılar. İki dakika dürüst olup gerçekleri yazmakla, yayınlamakla ilgili bir şey.

Büyükelçi katilinin ablası ile görüşüp cemaate atfettikleri bütün yalanlar ortaya çıktı ya şimdi yeniden “Doğan Grubu’na el koyma” öfke nöbetleri başladı. Zaten Aydın Doğan’ın adamını içeriye atarak yeter şart oluştu. Ama sanki böyle daha iyi gibi Erdoğan için. Arada saçmalıklar yapsa da, her saçmalıktan sonra biraz daha ezikleşiyor grup. Hürriyet, Posta, Kanal D ve CNN Türk yaptıkları yayın ve varlıkları ile ülkede olanları meşrulaştırıyor. Nasıl olsa el koymanın da zamanı gelecek. Böyle her gün yaranmaya çalıştıklarını görmek çok daha fazla zevk veriyordur…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin