Gazeteci-yazar Ekrem Dumanlı, Okuma Zamanı programının son bölümünde alternatif tarih ve distopyalar üzerine önemli eserleri ele aldı. Program boyunca Dumanlı, tarihin akışının farklı şekilde gelişmesi durumunda ortaya çıkabilecek senaryoları tartışarak, bu türün edebiyat ve sinemadaki yansımalarını izleyicilere aktardı. Özellikle Robert Harris’in Fatherland ve Philip Roth’un The Plot Against America adlı eserlerine odaklanan Dumanlı, bu kitapların yalnızca birer kurgudan ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve politik meseleleri ele alan güçlü düşünsel egzersizler sunduğunu belirtti.
“Alternatif Tarih, Bir Beyin Egzersizidir”
Alternatif tarih türünün temel amacının, “Gerçekleşmiş olaylar farklı şekilde gelişseydi ne olurdu?” sorusuna yanıt aramak olduğunu belirten Dumanlı, bu türün önemini şu sözlerle ifade etti:
“Bunlar sadece romanlar değil, bunlar aslında birer beyin egzersizi. Tarihin akışının farklı bir yöne kayması durumunda nasıl bir dünya ile karşılaşırdık? İnsanlar, siyasi yapılar, toplumsal ilişkiler nasıl şekillenir, hangi felaketler önlenebilir ya da hangi yeni felaketler doğabilirdi? İşte alternatif tarih, bu sorulara cesurca cevap arayan bir türdür.”
Dumanlı, alternatif tarih konusunun yalnızca romanlarda değil, sinema ve televizyon dünyasında da sıkça işlendiğini vurgulayarak, daha önce programlarında The Man in the High Castle dizisinden bahsettiğini hatırlattı. “Tarih bir dönemeçtir” diyen Dumanlı, bu tür eserlerin insanlara tarihsel olayların önemini ve kırılma noktalarını anlamaları için fırsat sunduğunu söyledi.
Fatherland: Naziler Kazansaydı Dünya Nasıl Olurdu?
Dumanlı, programda Robert Harris’in ünlü romanı Fatherland üzerine detaylı bir inceleme yaptı. Kitabın, “Nazi Almanyası İkinci Dünya Savaşı’nı kazansaydı dünya nasıl bir yer olurdu?” sorusunu merkezine aldığını belirten Dumanlı, romanın başlangıcını şu sözlerle özetledi:
“Roman bir dedektif hikayesi gibi başlıyor. Bir cinayet işleniyor. Genç bir subay, sabah koşusu yaparken nehre atılmış bir cesetle karşılaşıyor. Olayın sıradan bir cinayet olmadığı, işin içinde Nazi Almanyası’nın en üst düzey yetkililerinin olduğu ortaya çıkıyor. Ama asıl mesele, geçmişte işlenen savaş suçlarının gizlenmesi ve bunların nasıl örtbas edildiğidir.”
Dumanlı, Fatherland‘in HBO tarafından mini diziye uyarlandığını da hatırlatarak, izleyicilere YouTube üzerinden ücretsiz olarak diziyi izleyebileceklerini söyledi. “Eğer romanı okumaya zamanınız yoksa, en azından dizisini izlemenizi öneririm” diyerek, bu distopik evrenin düşünsel derinliğine dikkat çekti.
“Amerika’da Faşizm Yükselseydi?”
Programda ele alınan bir diğer eser Philip Roth’un The Plot Against America (Amerika’ya Komplo) adlı romanıydı. Dumanlı, kitabın “Eğer Franklin D. Roosevelt seçimleri kaybetseydi ve yerine Nazi sempatizanı bir başkan gelseydi Amerika nasıl bir yer olurdu?” sorusuna cevap aradığını belirtti:
“Roman, popülist bir liderin yükselişi ve Amerika’da faşizmin adım adım nasıl yayıldığını anlatıyor. İnsanları kışkırtan, yabancı düşmanlığını körükleyen, basını susturan bir yönetimin toplumda nasıl bölünmelere yol açtığını çok iyi gözler önüne seriyor. Özellikle Yahudilere karşı yürütülen sistematik baskı ve propagandalar, günümüz dünyasında da halen geçerliliğini koruyan meseleler.”
Dumanlı, Roth’un bu romanında, faşizmin yalnızca Almanya’da değil, Amerika gibi bir ülkede de nasıl kök salabileceğini ustalıkla ele aldığını belirtti. Ayrıca, kitabın HBO tarafından mini diziye uyarlandığını ve merak edenlerin YouTube üzerinden bazı sahneleri izleyebileceğini ekledi.
“Gerçek Tarihin Silinmesi ve Manipülasyonlar”
Dumanlı, programın ilerleyen dakikalarında Jason Stanley’nin How Fascism Works (Faşizm Nasıl İşler?) ve Erasing History (Tarihi Silmek) adlı eserlerine de değindi. Özellikle “Günümüzde tarihi çarpıtma çabaları sadece kurgusal eserlerde değil, gerçek hayatta da mevcut” diyerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Jason Stanley’nin yeni kitabı ‘Erasing History’, faşizmin tarihi nasıl yeniden yazdığını ve manipüle ettiğini anlatıyor. Özellikle Erdoğan rejimi altındaki Türkiye’de tarihsel gerçeklerin sistematik olarak nasıl değiştirildiğini ele alıyor. Türkiye’deki medya kontrolü, tarihsel olayların çarpıtılması ve toplumsal belleğin silinmeye çalışılması gibi konular, bu kitapta detaylıca inceleniyor.”
Dumanlı, bu kitabı tam olarak bitirmediğini, ancak gelecekte benzer kitaplarla birlikte daha kapsamlı bir şekilde ele alacağını söyledi.
Netflix Dizisi “The Night Agent” İstanbul’da Çekiliyor
Programın son bölümünde, Dumanlı Netflix’in popüler dizisi The Night Agent’tan da bahsetti. Dizinin ikinci sezonunun İstanbul’da çekilmeye başlandığını belirten Dumanlı, bu durumun ilginç olduğunu ve senaryonun İstanbul’a nasıl bağlanacağını merak ettiğini kaydetti:
“Dizinin ilk sezonunda Beyaz Saray etrafında dönen bir hikaye vardı. Ancak ikinci sezon, daha derin komploları ve uluslararası ilişkileri içerecek gibi görünüyor. İstanbul’un bu denkleme nasıl dahil edildiğini ilerleyen bölümlerde göreceğiz.”
Dumanlı, dizinin başrol oyuncusunun Taksim Meydanı’ndan paylaştığı videoya da değinerek, üçüncü sezon çekimlerinin başladığını ve Türk seyirciler için ilginç sahneler olabileceğini belirtti.
“Alternatif Tarih, Geleceği Anlamak İçin Bir Araçtır”
Programın sonunda, Dumanlı, izleyicilere şu mesajı verdi:
“Alternatif tarih, sadece bir edebiyat türü değil, aynı zamanda geleceği anlamak için bir araçtır. Geçmişi sorgulamayan toplumlar, gelecekte aynı hataları yapmaya mahkumdur. Bu yüzden bu tür eserleri okumak, izlemek ve üzerine düşünmek, yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda bir farkındalık meselesidir.”