Ana Sayfa HABER Ya İmamoğlu’nun söylediğini yapın ya da siyaseti bırakın!

Ya İmamoğlu’nun söylediğini yapın ya da siyaseti bırakın!

M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Özgür Özel’in şahin görünümlü serçe olduğu, CHP’nin liderlik koltuğuna oturduğu günün hemen ertesinde ortaya çıktı. Geçen yapılan 31 Mart yerel seçimlerinde halkın kendisine bağladığı umudu, götürüp Tayyip Erdoğan’ın önüne ‘kırmızı halı’ olarak serdi. CHP’nin ve belki ülkenin yeniden demokrasiye dönmesinin yolu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Beşiktaş’ta yaptığı çıkışta saklı…

İktidarın muhalif belediyelere yargı eliyle yaptığı milli irade gaspının sonunun gelmeyeceğini yıllardan bu yana yazıp çizdik. Beştepe Sarayı’nda oturan ‘Tek Adam’, ülkedeki her şeye hakim olmasına rağmen İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları olan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’tan çok korkuyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’tan birinin, yapılacak bir seçimde karşısına çıkmalarını engellemek amacıyla her yola başvuracağını 6 yıl önce ortaya koymuştu. Devletin bütün imkanlarını kullanarak, dahası her türlü ‘kirli’ oyuna başvurarak ülkeyi seçime götürmüş buna rağmen seçmen, büyük şehirlerde oyunu iktidar dışındaki partilerin adaylarına vermişti.

2019 yerel seçimlerinde “Benim şehrim!” dediği İstanbul’da yenilgiyi kabullen(e)memiş ve hiçbir yasal temeli olmayan bir gerekçeyle seçimleri yeniletmişti. Gerisini hepimiz hatırlıyoruz. İmamoğlu, yenilenen seçimde oy farkını 61 kat artırarak 800 binin üzerine çıkarmıştı.

İMAMOĞLU SİYASİ YASAKLA, MANSUR YAVAŞ YOLSUZLUKLA…

İktidar, İmamoğlu korkusunu saklama gereği duymuyor. Hangi yola başvururlarsa başvursunlar, kurdukları oyunlar karşı tarafın işine yarıyor. Bunu bildikleri için kendilerince köklü bir çözüm bulma yoluna gittiler. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya aynı kelimelerle verdiği yanıt, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret gibi gösterilip İmamoğlu’na siyasi yasak getirilmeye çalışılıyor. Mahkemenin hakimi ceza verilecek bir suç unsuru olmadığı kanaatine vardığı anlaşılınca, hakim sürgüne gönderildi ve ceza verecek ‘mutemet’ bir hakim bulundu.

Yerel mahkemenin verdiği 2 yıl 7 ay hapis cezası, önümüzdeki günlerde İstinaf Mahkemesi tarafından da onanırsa, İmamoğlu’na siyasi yasak getirilecek.

İmamoğlu’na siyasi yasak getirilirse, Mansur Yavaş’ı görevden almak çok daha kolay olacak. Mansur Yavaş da muhtemelen hazırlanacak bir yolsuzluk dosyası gerekçesiyle görevden alınıp hapse atılacak. Dosyaya öyle “belgeler” konacak ki, yandaş medyanın yaydığı hava sayesinde topluma, “Vay anasını be! Dürüst denilen Mansur’un yaptığına bak sen!” dedirtilecek.

İMAMOĞLU’NUN ÖNCE ÇEVRESİ BOŞALTILIYOR

‘İmamoğlu korkusunu’ üzerinden atamayan iktidar, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına karşı İsrail’in Suriye’ye karşı uyguladığı politikayı izliyor. İsrail’in Suriye’yi nasıl çökerttiğini hatırlayalım. Netanyahu hükümeti, bir türlü deviremediği Suriye lideri Beşar Esad’ı çökertmek için ABD’nin kas gücünü de kendi gücü gibi kullanarak, İran’ın kolunu kanadını kırdı.

Yetmedi, İsrail’e bölgede ilk kez yenilgi tattıran Hizbullah’ın komuta kademesini yok etti. Bu da yetmedi, Lübnan’ı felç eden hareketlere girişti. Uygulanan ambargo sayesinde Suriye açlığa mahkum edildi. Esad, kendi subaylarını bile doyuramaz hale geldi. Sonunda bir fiske vurmak gerekiyordu, sorumluluk Türkiye’nin sırtına yüklenip HTŞ eliyle Esad devrilmiş oldu.

Beştepe Sarayı’nın İmamoğlu’na karşı yürüttüğü yöntem de tam böyle. DEM Partili belediye başkanlarına karşı hukuk kılıfı altında kayyım atamalarına, Esenyurt’tan başlanarak CHP’li belediyeler de eklenmeye başlandı.

31 Ekim 2024 tarihli İstanbul’a kayyım; sıra CHP’ye geldi! başlıklı yazımda, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden alınıp yerine kayyım atandıktan sonra hapse atılmasıyla esas mesajın İmamoğlu’na verildiğini anlatmıştım.

ESENYURTLU, BEŞİKTAŞLI DERKEN HEDEFTE İMAMOĞLU

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Polat’ın şafak vakti evi basılarak alınıp götürülmesi, iktidarın İstinaf Mahkemesi’nden İmamoğlu kararına altyapı hazırlığı olduğu tartışılmaz. Bunu görmemek için insanda CHP lideri Özgür Özel iyimserliği olması gerek.

Ekrem İmamoğlu, oynanan oyuna karşı gözünü yummayı değil, üstüne gitme yolunu seçti. Beşiktaş Belediye Meclisi kürsüsünden açık ve net konuştu. İmamoğlu’nun bu konuşması, tarihi bir niteliğe sahip. İktidarın kirli hesaplarının üzerine giderek, milletin iradesine sahip çıkıp “Hodri meydan!” deyip “Mert olun!” çağrısı yaptı. ‘Korkunun ecele faydası yoktur’ yaklaşımının doğru örneklerinden birini sergileyen İmamoğlu, Özgür Özel tarzı politikalarla bir yere varılamayacağını biraz geç olmakla birlikte iyice kavramış olmalı.

Kendini iktidarın maşası yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i doğrudan hedef alan bir çıkış yapan İmamoğlu, “Bana hayatı dar etmeye çalışana meydan okuyorum.” dedi. İmamoğlu net konuştu: “Hedefiniz İBB’ye ve bana ulaşmaksa, benim yol arkadaşlarıma ve ailelerine çile çektirmenize gerek yok! Siyasi yasak davam orada! Madem hedefiniz benim, mert olun, benim cezamı onayın.”

İmamoğlu, Alman ilahiyatçı Martin Niemöller’in (1892-1984) Nazilere karşı pişmanlığını yaşamak istemiyor:

“Önce Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü ben Yahudi değildim.
Sonra komünistler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü komünist değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, sendikacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım.
Sonra benim için geldiler, ses çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Ekrem İmamoğlu, muhalif belediye başkanlarına hukuk maskesi adı altındaki siyasi darbeye karşı açık ve net olunmazsa kazanılacak hiçbir şeyin olmadığını, aksine kalanların da kaybedileceğini gördü. Tek başına kurtuluş olmadığını dile getiren Ekrem İmamoğlu, “Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Bu kadar!” diye sözüne son noktayı koydu.

“İnsan, umursamadığı her şeyin galibidir.” İmamoğlu, bu tavrını takınır ve yanlış yapmazsa, siyasete bir yol açmış olur. Yoksa bu ülkede muhalefetin liderliği şahin görünümlü serçelere kalırsa, siyasetin çıkış kapısı bulunamaz.

HENÜZ YORUM YOK