YORUM | HAKAN TANER
Dünya yansa yıkılsa, kıyamet bile kopsa önceliği ve gündemi hiç değişmeyen bir iktidar var.
Yeni tip Koronavirüs Kovid-19 başladığında artık kanal İstanbul bir daha gündeme gelmez diyenler fena halde yanıldı.
Virüsün en can alıcı noktasında maske ile yapılan bir rant paylaşımı olarak tarihe yazıldı kanal İstanbul ihalesi.
Ölümün kol gezdiği alanların başında cezaevleri geliyor. Virüs sebebiyle çıkartıldığı iddia edilse de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve ortağı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) içerideki adamlarını çıkarmak için uzun süredir bir salıverme taslağı üzerinde çalışıyordu.
CEZAEVLERİNDE MUHALİFLER İÇİN YER AÇTILAR
Virüs baş gösterince bu taslağın insani bir hüviyete bürünmesi beklenebilirdi. Ta ki AKP’yi tanımıyor olsaydık.
AKP her zamanki gibi yine şaşırtmadı ve küçük müttefiki ile birlikte kendi elemanlarını kapsayan ve yerine yenilerinin doldurulacağı ve bunların muhaliflerden oluşacağı bir taslağı yasalaştırdı.
Belki bir umut diye bekleyenler bir kez daha hayal kırıklığına uğradı.
Bu dönemde yaşanan dramları kamuoyu gündemine taşımaya çalışan siyasetçi ve sivil toplumcuların görüş ve önerileri de duymazlıktan gelindi.
İnfaz Kanunu’nda yapılan değişiklikler sonrası 60 bin uyuşturucu suçlusu da serbest.
Mafya zaten olmazsa olmaz. Kadına şiddet uygulayanlar, Çiftlikbank kuranlar, dolandırıcılar, hırsızlar… Hepsi serbest.
Bütün bu olup bitenler içerisinde toplum sadece bir konuyu kendine yakın olarak seçti.
İktidarın daha önce birkaç kez gündeme aldığı ve tepkiler üzerine geri çektiği çocuk tecavüzcüleri yasası da bu defa arada kaynadı.
Düşünce suçlusu (her ne demekse) için ses etmeye korkanlar, taciz/tecavüz yasası üzerinden eleştirilerini sıralarken aslında bu durum hükümetin de hoşuna gitti.
Düşüncesi ve siyasi görüşü sebebiyle özgürlüğü elinden alınan on binler böylece kamu oyu gündemine bile gelmemiş oluyor be da iktidarda fazlasıyla memnuniyet uyandırıyordu.
Hoş tepki olsa da kendi gündeminde oynayan iktidarı umurunda bile olmuyordu.
Af aslında muhaliflere de bir gözdağı arz ediyor zira artık size de yer var mesajı veriliyor.
Bu arada halk çocuk tacizleri konusunda yerinde bir soru yöneltiyordu: “Niçin bu tasarıyı sürekli gündeme getiriyorsunuz? İçeride kimin yakını var ve bu kanunla kimi dışarı çıkarmak istiyorsunuz?”
Bu suale cevap verme nezaketini gösterirler mi? Hiç sanmam.
Bu arada başka şeyler de oldu. İktidar ve ortağı azılı suçluları salıvermek için tam bir disiplin örneği gösterirken, muhalefetten oylamaya sadece 51 milletvekilinin katılması da ayrıca ele alınması gereken bir durum olarak kayıtlara girdi.
İktidarın tek gündemi var: Rant.
Bütün bu hengame içerisinde ayakla basmanın bile yasak olduğu Burdur’daki Salda Gölü’ne dozerlerini göndererek orada da bir doğa katliamının çalışmaları sınırsızca devam ederken bu kez bir başka noktadan dozer görüntüleri geldi.
Toplumun kafası çalışan her kesiminin Atatürk Havalimanı açılsın çağrılarına hükümetin cevabı çok anlamlı oldu.
Virüs bahane edilerek havalimanı arazisi ranta kurban edilmekle kalmadı bir daha kimse böyle bir talepte bulunmasın diye pistlere de dozerler sürüldü.
Türkiye tarihinin en ağır travmasını yaşıyor. Bu travma sonrası hayatta kalanlar bile sağlıklı ve sağlam bir şekilde hayatlarına devam edemeyecek zira bu travma Koronavirüs’ten beter bir şekilde insanların tüm belleği ve benliğini teslim aldı.
Geriye en önemli şeyi, umudu kırılmış bedenler kaldı.
Tek gündem olan Korona bizi teslim alsa da bazıları için gündem hep aynı: Rant.
Rantsız yaşayamayan bir iktidar elinde herkes bir nebze tutsaktır aslında.