‘Vırt’

Yorum | Bülent Korucu

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyaretine damgasını vuran birkaç görüntü oldu. Söz konusu kareler Erdoğan’ın psikolojisinin ipuçlarını ele veriyor. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in onuruna verdiği yemekte, amiyane tabirle ‘Almanca parçalaması’ndan başlayalım. ‘Türk—Alman dostluğunun bozulmayacağını’ ev sahibinin diliyle söylemesi sık karşılaşılan bir jest denilebilir. Sondaki ‘wird’ kelimesini ‘vırt’ şeklinde telaffuz etti. Bu aslında zurnanın ‘zırt’ dediği yerdi. Türkiye’nin yaşadığı bütün sıkıntıların kaynağı olarak mitinglerde Almanya’yı yuhalattığı, gazetelerinde Merkel’i Hitler bıyığı ile çizdirdiği düşünülürse, o jestin çok küçük olmadığı anlaşılır. Süt dökmüş kedi şirinliği çok iğreti durdu.

Büyük çelişki Almanların daha doğrusu Merkel’in her sıkıştığında Erdoğan’a sun-i teneffüs yapması denilebilir. Uyanık borçlu iflas bayrağını erken çekmek ister akıllı alacaklı ise onu çalıştırarak tahsilata çabalar. Karaya oturan gemilerin yüzdürülmeli gibi. Merkel, Cumhurbaşkanı Steinmeier’i de böyle ikna etmiş anlaşılan. Ancak görüşmeden birkaç gün önce Türkiye’de bebeğiyle aylarca hapis yatan Meşala Tolu’yu kabul ederek mesaj Steinmeier, ‘bu görüşmeler normalleşme anlamına gelmez’ diyerek rezervini açıkça ilan  etti. Erdoğan’ın cevabı, “kapalı kapılar ardında söylediniz, bir de burada neden tekrar ediyorsunuz?” minvalindeydi. “Onların istediği üç—beş gazeteciyi biz saldık” açıklaması her açıdan sorunlu. Yargının emirle iş yaptığının itirafı olmasının ötesinde, o gazeteciler Almanya’da yargılamak için değil, Erdoğan yargısından kurtarmak için talep edilmişti. Yani Can Dündar’ı tam da bu sebeple geri vermiyorlar. Bağımsız olmadıklarını Erdoğan’ın her fırsatta davul zurnayla ilan ettiği yargıya kimse adam göndermez.

Basın toplantısından gazeteci attırmak…

Erdoğan bazen doğası gereği bazen de beni böyle kabul edin dayatmasıyla antidemokratik çıkışlarını göstere göstere yapıyor. Basın toplantısından gazeteci attırmak da böyle bir şeydi. Korumalar ‘gazetecilere özgürlük’ yazılı tişört giyen gazeteciyi yaka paça dışarı atarken Erdoğan’ın yüzüne, bilerek yaramazlık yapan bir çocuk gülüşü yansıdı. Merkel ise ‘bir çuval inciri berbat ediyorsun’ anlamına gelen yüz ekşitmesiyle karşılık verdi. Erdoğan, Merkel gibi az sayıdaki destekçisinin işini zorlaştırırken, bana mahkumlar diye düşünüyor. Kaddafi’ye bile tahammül ettiler, Erdoğan’a niye etmesinler? Ama kazın ayağı öyle değil. Kaddafi şizofren bir diktatördü ama uzaktaydı. Erdoğan ise Alman vatandaşlarını tutuklatan, Türkleri yaşadıkları ülkeye karşı provoke eden, onları casus olarak kullanan bir yakın tehdit.

Merkel iç kamuoyuna Erdoğan’la çektirdiği fotoğrafları izah etmekte zorlanıyor. Erdoğan’a tevdi ettiği mülteci jandarmalığını ve Türkiye’nin yağlı müşteri olmasını açıkça kullanamıyor. Sadece Erdoğan’a arada ayar vererek imaj düzeltmesi yapıyor. Ancak verdiği mesajlar çok naif kalıyor. Kendisini altın yaldızlı tahtlarda ağırlayan Erdoğan’ı misafir ettiği kahvaltı da öyleydi. Türkiye’de taşrada bir mal müdürünün ofisinden hallice bir mekan ve kahvaltı sofrasından kareler servis edildi. Türkiye’nin cari açığının beş-altı katı cari fazla veren bir ülkenin lideri olarak gerçek itibarın kürkle olmadığını gösteriyordu. Erdoğan’ın bu dili anlama ihtimali yok. Hatta buradan bile yeni kahramanlık masalları uydurabilirler. Baksanıza ahaber’e göre Can Dündar, korkmuş basın toplantısında Erdoğan’ın karşısına çıkamamış! ‘O katılırsa basın toplantısını iptal ederim’ diye tehdit edenin kim olduğunun ne önemi var!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin