Avrupa Konseyi’nin anayasal konulardaki uzmanlık organı Venedik Komisyonu’nun, Tükiye’de 16 Nisan’da oylanacak olan anayasa değişikliği metniyle ilgili görüş raporu bugün kabul edildi. Raporda, anayasa değişikliğinin yöntem ve içerik bakımından Avrupa standartlarında hazırlanmadığı belirtildi. Referandum sonucunda anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde, ‘önerilen sistemin otoriter ve kişisel bir rejime dönüşme tehlikesi taşıdığı’ vurgulandı.
Anayasada öngörülen değişiklikler ise raporda, ‘Türkiye’nin demokratik anayasal geleneğinden geriye doğru atılmış tehlikeli bir adım’ olarak tanımlandı. OHAL altında anayasal referandum için demokratik bir ortamın bulunmadığı görüşü dile getirildi.
Cumhuriyet’in haberine göre, raporda, OHAL uygulamasıyla muhalefete ve medya, basın özgürlüğü ve toplantı özgürlüklerine yönelik ‘kısıtlamalara’ da vurguda bulunuldu. Türkiye’de ‘gazetecilik açısından elverişsiz hava ve giderek verimsizleşen ve tek taraflılaşmış toplumsal tartışma ortamının, anlamlı ve kapsayıcı bir demokratik referandum kampanyası olasılığını sorgulattığı’ ifade edildi.
Venedik Komisyonu, Avrupa standartlarında anayasal referandum için, ‘ya OHAL uygulaması sona erene kadar referandumun ertelenmesi, ya da özgürlükler üzerindeki sınırlamaların kaldırılması’ önerisinde bulundu.
‘HDP’liler gözaltındaydı,Avrupa normlarına aykırı’
Venedik Komisyonu, anayasa değişikliğinin öncelikle yöntem olarak Avrupa hukuk normlarıyla uyuşmadığı mesajı verdi. Gerçek anlamda tartışma olmaksızın aceleyle hazırlandığı, HDP üyesi çok sayıda milletvekilinin görüşmeler sırasında cezaevinde olduğu ve TBMM’deki oylamada gizlilik kuralına uyulmadığı örnek gösterildi.
‘İçerik de uyumlu değil’
Venedik Komisyonu, anayasa değişikliğinin içerik olarak da Avrupa normlarıyla uyuşmadığı görüşünde. Raporda, anayasa değişikliğiyle oluşturulmak istenen ‘Türk tarzı’ başkanlık sisteminin ‘Türkiye’nin parlamenter sisteme dayalı anayasal geleneğinden kopuş’ anlamına geleceği belirtiliyor. Bu sistemin, ‘demokratik başkanlık sisteminin özelliği olan kuvvetler ayrılığı mantığı ile bağdaşmadığı’ ve ‘parlamentoyu pratikte marjinalleştirdiği’ kaydediliyor.
Raporda Başkan’ın; bakan, başkan yardımcıları ve üst düzey bürokratları denetime tabi olmadan atama yetkisi, atanacak başkan yardımcılarının Başkan’ın yokluğunda başkan yetkilerini kullanacak olmaları, Başkan ve atadığı kişilerin ancak cezai sorumluluk doğduğunda hesap vermeleri, Başkan’ın kendi partisinin üyesi olması ve böylelikle yasama organını kontrol etmesi, parlamentoyu fesih hakkına sahip olması, OHAL ilan etme ve istediği gibi kanun hükmünde kararname çıkarma yetkilerine sahip olması ve yüksek yargı memurlarını atama konusunda getirilmesi planlanan yetkiler Avrupa hukuk normlarına aykırı gösteriliyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Venedik Komisyonu raporuna geçtiğimiz günlerde Strasbourg’u ziyareti sırasında tepki göstermiş ve ‘sadece muhalefetin görüşünü yansıttığı’ mesajını vermişti.
Venedik Komisyonu’nun görüş raporu, Türkiye’nin de 18 parlamenterle temsil edildiği Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) talebi üzerine hazırlandı. Rapor, AKPM’nin Nisan ayındaki genel kurul toplantılarında oylanacak Türkiye kararına da temel oluşturacak.