ENSAR NUR | TR724 STRAZBURG
Avrupa Konseyi’nin anayasa hukuku uzmanlarından oluşan danışma kurulu Venedik Komisyonu, “Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı ve yeni üyelerin seçimi” başlıklı görüşünü bugün yayınladı.
Geçtiğimiz hafta Venedik’te toplanan komisyon, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) İzleme Komitesi’nin talebi üzerine 30 sayfalık bir uzman görüşü yayınladı.
AKPM İzleme Komitesi, üye devletlerin Avrupa Konseyi Tüzüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Organizasyon bünyesinde imzalanan ve taraf oldukları diğer tüm sözleşmeler uyarınca üstlendikleri yükümlülüklerin yerine getirilmesini sağlamaktan sorumlu birim olarak görev yapıyor.
Komisyon görüşünde, HSK’nın farklı kategorilerdeki üyelerini (hakim ve savcıları, hakim olmayan veya meslekten olmayan üyeleri ve re’sen atanan üyeler olan Adalet Bakanı ve Müsteşarı), seçilme veya atanma şekillerini, görev güvencelerini ve işlevsel dokunulmazlıklarını dikkate alarak bir inceleme yaptı.
2016 sonrası “yargıda yaygın bir korku ve boyun eğme iklimi” oluşturuldu!
Venedik Komisyonu, değerlendirmesinde 2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’nin yönetim şeklinin parlamenter sistemden başkanlık sistemine dönüştürülmesine ve bu değişikliğin yargının bağımsızlığı ve en güçlü denge ve denetleme mekanizmalarını gerektiren kuvvetler ayrılığı ilkesi üzerindeki olumsuz etkisine vurgu yaptı.
Komisyon, görüşünün 19’uncu paragrafında, 2016 darbe girişimi ve devamında 2017 ve 2018 yıllarında yapılan reformların ardından, hakim ve savcılara yapılan müdahalelerin yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğünü yazdı.
Reformlar sırasında “görevde olan yaklaşık 11 bin hakim ve savcının yaklaşık üçte birinin” görevden alındığına, bunun yargı sisteminde “yaygın bir korku ve boyun eğme iklimi” yarattığını vurguladı.
HSK, yürütmenin kontrolüne geçti!
Venedik Komisyonu sadece ihraçların değil aynı zamanda 6 yılda 25 bine ulaşan hakim sayısının yol açtığı olumusuzluğa dikkat çekti. Komisyon, yeni atamaların “çok sayıda genç ve tecrübesiz hakimin işe alınmasını” gerektirdiğini ve bunun da yargıya olan güveni etkilediğini belirtti.
Komisyon, 2016 sonrasında kurulan yargı düzeninde HSK üyelerinin atanmasının neredeyse tamamen yürütmenin eline geçtiğine dikkat çekti, “HSK’nın 13 üyesinden en az 10’unu seçebilmekte ve böylece yargı üzerinde güçlü bir siyasi etki yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.
Venedik Komisyonu’nun önerileri
Komisyon, yargı bağımsızlığının sağlanması için HSK’nın kompozisyonunda ve atamalarında değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayarak şu önerilerde bulundu:
- HSK üyelerinin en az yarısının yargı sisteminin farklı kademeleri tarafından seçilen hakim ve savcılardan oluştuğu ve cinsiyet, azınlıklar ve coğrafi kapsam açısından uygun bir çeşitlilik düzeyinin sağlandığı bir sistemin kurulması için ilgili anayasal ve yasal hükümlerin değiştirilmesi;
- Adalet Bakanı ve Adalet Müsteşarının HSK’dan çıkarılması;
- HSK’nın büyüklüğünün ve Millet Meclisi tarafından seçilen yargı mensubu olmayan üyelerin sayısının artırılması, yürütme ve yasama erkleri mensupları ile açık bir siyasi eğilimi olan adayların hariç tutulması ve Barolar Birliği ve üniversiteler gibi diğer organların Millet Meclisi’nden önce Karma Komite tarafından seçilecek adaylar için bir ön seçim yapmasını sağlayacak bazı mevzuat değişikliklerinin yapılması;
- HSK üyelerinin görev güvencesine ve işlevsel dokunulmazlığa sahip olması gerektiğinin anayasal ve yasal düzeyde açık bir şekilde ortaya konması;
- HSK Başkanı’nın üyeler tarafından seçilen tarafsız bir kişi olmasının sağlanması; kimin başkan olacağına bakılmaksızın HSK Başkanı’nın genel yetkilerinin azaltılması; ve özellikle hakim ve savcıların teftiş ve soruşturulmasına izin verme yetkisinin yanı sıra HSK üyeleriyle ilgili ceza soruşturmaları ve disiplin soruşturmaları ve kovuşturmalarıyla ilgili yetkinin kaldırılması;
- HSK’nın tüm kararlarına karşı yargı denetiminin getirilmesi;
- Anayasa’nın 159 (9) maddesindeki “denetlemek” kelimesinin (HSK Kanunu’nda “teftiş etmek” olarak çevrilmiştir) HSK’nın hakim ve savcılar üzerinde olası bir kontrolünü ima etmeyen bir terimle değiştirilmesi ve HSK Kanunu’nun 4 (1) (ç) maddesindeki “sakıncalı” kelimesinin yargı işlevlerinin yerine getirilmesi anlamında anlaşıldığının açıklığa kavuşturulması.
The Arrested Lawyers: “Çok zayıf ve ürkek bir görüş”
Venedik Komisyonu’nuın önerilerini değerlendiren The Arrested Lawyers İnisiyatifi, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında Komisyon’un yaptığı değerlendirmeyi “çok zayıf ve ürkek” olarak niteledi.
Önerilerin, anlamlı bir sonuç sunmadığından ve sadece Anayasa değişikliği olmaksızın uygulanması mümkün olmayan tavsiyelerde içerdiğinden yakınan İnisiyatif, HSK’nın mevcut halinin “yurttaşların hak ve özgürlüklerine olan olumsuz etkilerine ilişkin hiçbir değerlendirme içermediğini” vurguladı.
30 sayfalık görüş, “Barolar, akademisyenler ve insan hakları örgütlerine danışılmadan hazırlanmıştır” diyen İnisiyatif, görüşün “sadece yetkililer ve AKPM Türk delegasyonu ile yapılan istişarelere dayandığına dikkat çekti.