‘Vahiy Kitabı’ ve eskatolojik metinleri yorumlama sorunu

AYDOĞAN VATANDAŞ | YORUM

İncil’in Vahiy Kitabı, sinema ve edebiyat eserlerinde sıklıkla kullanılan güçlü bir ilham kaynağıdır. Örneğin, İngmar Bergman’ın “The Seventh Seal” filmi, ortaçağ Avrupa’sında geçen ve ölüm, kıyamet ve insanlığın anlam arayışını işleyen temalarıyla Vahiy Kitabı’ndan büyük ölçüde etkilenmiştir.

Francis Ford Coppola’nın “Apocalypse Now” filmi ise adını bile Vahiy Kitabı’nın alternatif adı olan “Apocalypse”den alarak, Vietnam Savaşı sırasında geçen bir hikayede kıyamet temalarını ve imgelerini işler. Richard Donner’in “The Omen” filminde şeytanın oğlu olduğuna inanılan bir çocuğun hikayesi anlatılırken, Vahiy Kitabı’ndaki 666 sayısı ve kıyamet temaları belirgin bir şekilde yer alır.

Edebiyat dünyasında ise Neil Gaiman ve Terry Pratchett’in “Good Omens” adli romanı, kıyametin gelişini durdurmaya çalışan bir melek ve bir şeytanın hikayesini mizahı bir dille anlatırken, Vahiy Kitabı’ndaki kıyamet ve dört atlı gibi imgelerden ilham alır. Stephen King’in “The Stand” romanı, küresel bir salgın sonrasında hayatta kalanlar arasındaki iyi ve kötü mücadelesini işlerken, Vahiy Kitabı’ndan ilham alır ve Cormac McCarthy’nin “The Road” romanı, kıyamet sonrası bir dünyada bir baba ve oğulun hayatta kalma mücadelesini anlatırken, Vahiy Kitabı’ndaki dehşet hissini yansıtır.

Tim LaHaye ve Jerry B. Jenkins’in “Left Behind” serisi ise Hristiyanların ani bir şekilde ortadan kaybolması ve ardından gelen kıyamet olaylarını anlatırken, doğrudan Vahiy Kitabı’ndaki kehanetlere dayanmaktadır. Bu örnekler, Vahiy Kitabı’nın sinema ve edebiyat eserlerinde nasıl derinlemesine işlendiğini ve temalarının, sembollerinin ve imgelerinin nasıl çeşitli şekillerde yorumlandığını gösterir.

Vahiy Kitabı’nın yazılış tarihi hakkında da bazı belirsizlikler vardır, ancak çoğu uzman bu kitabın MS 95-96 yılları arasında, Roma İmparatoru Domitian’ın hükümdarlığı döneminde, Havari Yuhanna’nın Patmos adasında sürgünde olduğu sırada yazdığına inanılır.

İncil’in Vahiy bölümü (Açıklamalar Kitabı olarak da bilinir), zengin sembolizm ve vizyonlarla dolu olup, Hristiyan eskatolojisinin (son zamanlar öğretisi) ana kaynaklarından biridir.  Bu bölüm genel olarak şunları anlatır:

Giriş ve Selamlar (Bölüm 1):

Vahiy kitabı, Yuhanna’nın Patmos adasında olduğu sırada İsa Mesih’ten aldığı vahiyleri anlatarak başlar. Yuhanna, Mesih’in kim olduğunu ve onun yüceliğini tanımlar.

Yedi Kiliseye Mektuplar (Bölüm 2-3):

İsa, Asya’daki yedi kiliseye (Efes, İzmir, Bergama, Tiyatıra, Şart, Filadelfiya ve Laodikıya) özel mesajlar gönderir. Bu mesajlar, her kilisenin durumu, övgüler, eleştiriler ve tövbe çağrıları içerir.

Tanrı’nın Tahtı ve Kuzu’nun Kitabı (Bölüm 4-5):

Yuhanna, gökte Tanrı’nın tahtını ve onun etrafındaki ibadeti görür. Tanrı’nın elinde mühürlenmiş bir kitap (tomar) vardır ve yalnızca “Kuzu” (İsa Mesih) bu mühürleri açmaya layıktır.

Yedi Mühür, Yedi Borazan ve Yedi Kase (Bölüm 6-16):

Yedi mühür açıldıkça, yeryüzünde çeşitli felaketler ve yargılar meydana gelir.

Yedi borazan çalındıkça, daha fazla felaket ve yargılar ortaya çıkar.

Yedi kase, Tanrının gazabının tamamlanmasını simgeler ve dünyanın sonuna doğru büyük yargılar getirir.

Kadın, Ejderha ve Canavarlar (Bölüm 12-13):

Büyük bir savaş tasviri, gökteki bir kadın, kırmızı bir ejderha ve iki canavarın ortaya çıkması anlatılır. Bu semboller, şeytan ve dünya üzerindeki kötü güçlerle olan ruhsal savaşı simgeler.

Son Yargı ve Babil’in Düşüşü (Bölüm 17-20):

Büyük Babil’in düşüşü ve yıkımı anlatılır. Babil, ahlaksızlığın ve Tanrı’ya karşı gelmenin sembolüdür.

Armageddon Savaşı ve İsa Mesih’in zaferi, Şeytan’ın bin yıl bağlanması, son yargı ve yeni cennet ile yeni yerin kurulması tasvir edilir.

Yeni Cennet ve Yeni Yer (Bölüm 21-22):

Tanrı’nın tüm yaratılışı yenilediği, yeni bir cennet ve yeni bir yer yarattığı anlatılır. Yeni Yerüsalım’ın (Jerusalem/Kudus) ihtişamı, Tanrı’nın halkıyla birlikte sonsuza dek yaşayacağı yeni bir düzen tasvir edilir.

Vahiy Kitabı, Hristiyanların inancına göre, Tanrı’nın son yargısını, şeytanın nihai yenilgisini ve Tanrı’nın krallığının zaferini anlatır. Kitap, inananlara umut vermek ve onları inançlarında güçlü kalmaya teşvik etmek için yazılmıştır.

Eskatolojik metinleri yorumlamak

Yazımızın bu bölümünde, Vahiy kitabının sosyo kültürel bağlamı konusunda değineceğim.

Eskatolojik metinlerin bağlamından koparılarak gerçek hayattaki olaylarla ilişkilendirilmesinin birkaç sakıncası vardır.

Vahiy Kitabı, Roma İmparatorluğu’nun geniş bir coğrafyaya yayıldığı, gücünün zirvesinde olduğu bir dönemde yazılmıştır. Hristiyanlar, Roma İmparatorluğu tarafından zulme uğruyordu ve bu baskı kitapta sıkça işlenen bir temadır.

Roma İmparatorluğu’nun baskıcı rejimi, Vahiy Kitabı’nda “Büyük Babil” olarak adlandırılan Roma’dır ve kitabın ana düşman figürlerinden biridir. Roma İmparatorları, tanrılaştırılmış figürler olarak kabul ediliyordu. Hristiyanlar, yalnızca Tanrıya tapmak konusunda ısrarcı oldukları için bu kültle çatışma halindeydiler. Yani “Babylon”, ya da ‘Büyük Babil’, bu metinde, metin yazarının Roma rejimi için kullandığı sembolik bir isimdir. Vahiy 17:9’da, onun “yedi dağ üzerinde oturduğu” söylenir ve bu genellikle Roma’nın yedi tepesine atıfta bulunur. Nitekim, M.S. 70 civarında İmparator Vespasian döneminde basılmış bir Roma sıkkesi, Roma’yı yedi tepe üzerinde oturan bir kadın olarak tasvir eder. Yani metin öncelikle dönemin gerçekleriyle ilgilidir ama bu kuşkusuz bu metinlerin günümüzde de ilham verici olmadığı anlamına gelmez, yeter ki bağlamından koparılmasın ve içerikte sapma olmasın.

Diğer taraftan, bu dönemde ilk Hristiyan toplulukları arasında, dünyanın sonunun yaklaştığına dair güçlü bir inanç olduğunu bilmek ve bu inancın söz konusu metne derin bir şekilde sirayet ettiğini anlamak önemlidir. Bu inanç, Vahiy Kitabı’nda sıkça yer bulur ve kitabın temel motivasyon kaynaklarından biridir. Hristiyanların maruz kaldığı zulüm, onların psikolojisinde derin izler bırakmıştı. Yaşanan olağanüstü işkence ve baskılar, insanların kıyamet beklentisini de beslemiş olmalıdır. Nitekim o dönemde Roma İmparatorluğu’nda zenginler ve fakirler arasındaki uçurumun, toplumsal huzursuzluğun da kaynağı olduğunu anımsamak gerekir. Vahiy Kitabı, bu sosyal, politik ve psikolojik temellerin bir yansıması olarak okunabileceği gibi, dönemin zorluklarını ve bu zorluklara karşı Hristiyanların umut ve direnişi olarak da okunabilir.

Bu tür metinlerin günümüzde yaşanan olaylarla ilişkilendirilerek yeniden yorumlanmasının ne tür sakıncaları olabilir?

Öncelikle, eskatolojik metinlerin bağlamından koparılması, metnin orijinal anlamının ve amacının yanlış anlaşılmasına neden olabilir.  Gerçek hayattaki olayların kıyamet veya son zamanlarla ilişkilendirilmesi, insanlarda gereksiz korku ve panik yaratabileceği gibi, toplumsal huzursuzluğa ve bireysel düzeyde kaygıya da yol açabilir.

Doğal afetler, hastalıklar veya diğer krizler gibi olayların dini metinlerle ilişkilendirilmesi, bilimsel ve akılcı yaklaşımların reddedilmesine, gerçek problemlerin çözümünü zorlaştırmasına neden olur. Dahası insanlar, bu tür metinleri kendi hayatlarına yanlış şekilde uyguladıklarında, ruhsal bunalımlar, umutsuzluk ve çaresizlik hissi de yaşayabilirler. Bu da kişisel düzeyde ciddi psikolojik sorunlara neden olur.

Eskatolojik metinlerin belirli olaylarla ilişkilendirilmesi, insanların yanlış beklentiler içine girmesine, beklenen olaylar gerçekleşmediğinde de, hayal kırıklığı ve inanç kaybı yaşanabilir.

Bu nedenlerle, eskatolojik metinlerin doğru yorumlanması ve bağlamlarının göz önünde bulundurulması son derece önemlidir.

Şimdi yeri gelmişken, İzmir’de 1000 yıl önce yazıldığı ifade edilen bir İncil’de ahir zamanda, İzmir’de bir cemaatin zuhur edeceği, bu cemaatin ve liderinin dönemin idaresi tarafından büyük baskılara uğrayacağı, bir süre sonra bu baskıların biteceği ama daha sonra çok şiddetli baskılara yeniden maruz kalacağına ilişkin ifadelerin analizine geçelim.

Öncelikle, İzmir’de 1000 yıl önce yazılmış bir İncil bulunmamaktadır. Ama daha önce de ifade ettiğimiz gibi, MS 95-96 Yuhanna tarafından yazıldığına inanılan İncil’in Vahiy kitabında, İzmir Kilisesine atıf mevcuttur. Şimdi bu bölümün analizine geçelim:

Vahiy Kitabı’ndaki İzmir (Smyrna) Kilisesi’ne yazılan mektubun Türkçe çevirisi (Vahiy 2:8-11):

“8 ‘İzmir’deki kilise meleğine yaz. İşte, ölüp dirilen, ilk ve son olan Rab şöyle diyor:

9 ‘Çektiğin sıkıntıları ve yoksulluğu biliyorum -gerçi aslında zenginsin. Kendilerini Yahudi sayan, ama gerçekte öyle olmayanların küfürlerini biliyorum. Onlar Şeytan’ın havrasındandır.

10 Çekeceğin sıkıntılardan korkma. Bak, şeytan sizi sınamak için bazılarınızı hapse atacak. On gün sıkıntı çekeceksiniz. Ölüm pahasına da olsa sadık kal, sana yaşam tacını vereceğim.

11 Kulağı olan, Ruh’un kiliselere ne dediğini işitsin: Galip gelen, ikinci ölümden zarar görmeyecektir.'”

Smyrna Kilisesi’ne Mektup, Vahiy Kitabı’nda, özellikle Vahiy 2:8-11’de bulunan yedi kiliseye yazılan mektuplardan biridir. Bu mektuplar, elçi Yuhanna aracılığıyla İsa Mesih’ten, Küçük Asya’daki (günümüz Türkiye’si) yedi erken dönem Hristiyan topluluğuna iletilen mesajlardır.

Tarihsel ve Kültürel Bağlam

Smyrna: Günümüzde Türkiye’nin İzmir şehri olarak bilinen, Asya Küçük Asya’nın batı kıyısında yer alan antik bir şehir. Smyrna, Roma’ya olan sadakati ve canlı ticareti ile tanınan zengin ve güzel bir şehirdi.

Hristiyan Topluluğu: Smyrna’daki Hristiyan topluluğu önemli zorluklar ve zulümle karşı karşıyaydı. Şehirde güçlü bir pagan ve Yahudi nüfusu vardı ve her ikisi de genellikle Hristiyanlara düşmanlık besliyordu.

Zulüm: Smyrna’daki Hristiyanlar, sosyal dışlanma, ekonomik zorluklar ve fiziksel zulümle karşı karşıya kaldılar. Pagan Roma yetkilileri ve Yahudiler, Hristiyanlara büyük zulm uyguluyorlardı.

Mektubun İçeriği (Vahiy 2:8-11)

Giriş: Mektup, İsa’nın kendisini “İlk ve Son, olup yeniden dirilen” olarak tanıtması ile başlar, bu da O’nun sonsuz doğasını ve dirilişini vurgular.

Övgü: Hz. İsa, Smyrna Hristiyanlarının acılarını ve yoksulluklarını kabul eder, ancak aynı zamanda onların ruhsal zenginliklerini de belirtir. Onların zulüm karşısındaki sabırlarını over.

Uyarı ve Teşvik: Hz. İsa, müminlere daha fazla acının yaklaştığını söyler. Bazılarının hapse atılacağını ve denemelerle karşılaşacağını belirtir ve onları ölüme kadar sadık kalmaları için teşvik eder.

Vaad: İsa, sadık kalanlara “yaşam tacı” vaat eder ve “ikinci ölümden” zarar görmeyeceklerini belirtir, bu da ebedi yaşamı ve kurtuluşu ifade eder.

Temalar ve Önemi

Sebat ve Sadakat: Mektup, denemeler ve sıkıntılar karşısında sadık kalmanın önemini vurgular. Smyrna kilisesi, sabri ve ruhsal zenginliği için övülür.

Ebedi Ödül: “Yaşam tacı” vaadi, acı çeken müminler için güçlü bir teşvik olarak hizmet eder ve onlara nihai zaferlerini ve Mesih’te ebedi ödüllerini garanti eder.

Fiziksel ve Ruhsal Zenginlik Arasındaki Zıtlık: Mektup, fiziksel yoksulluk ile ruhsal zenginlik arasındaki zıtlığa dikkat çeker ve müminleri maddi koşulların ötesinde ruhsal durumlarına değer vermeye teşvik eder.

Şehitlik ve Fedakarlık: Ölüme kadar sadık kalma referansı, şehitlik gerçeğini ve iman uğruna hayatını feda etmeye istekli olma çağrısını vurgular.

Özet

Vahiy Kitabı’ndaki Smyrna (İzmir) Kilisesine Mektup, zulüm gören bir Hristiyan topluluğuna yönelik bir teşvik ve uyarı mesajıdır. Onların acılarını kabul eder, sadakatlerini över, daha fazla deneme konusunda uyarır ve sabırlarının ebedi ödülünü vaat eder. Mektup, dünyevi zorluklar ve zulüm karşısında Mesih’te süregelen umut ve zaferin bir hatırlatıcısıdır. Dolayısıyla bu metin günümüzde var olan bir cemaate herhangi bir atıfta bulunmamaktadır. Bununla birlikte bu metin zulüm gören tüm topluluklar için elbette ilham verici olabilir ama günümüzde yaşayan herhangi özel bir topluluğa işaret etmemektedir.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin