Okuma Zamanı’nda Refik Halit Karay’ın “Eskici” adlı eserini ele alan Ekrem Dumanlı unutulmaz bir hikayeyi paylaşıyor.
Hikayede, İstanbul’da annesiz ve babasız kalan genç bir çocuğun trajik hikayesi anlatılıyor. Ailesi olmayan bu yetim ve öksüz çocuk, Ortadoğu’daki akrabalarının yanına gönderilir. Gemide maskot haline gelen çocuk, her limanda biraz daha yalnızlaşır, iletişim kuracak kimse bulamaz hale gelir. Göçmen bir çocuğun ana dilinden ve vatanından kopma hikayesi, insanın iç dünyasını derinden etkileyen bir anlatı sunar.
Dil ve iletişim üzerine vurgu:
Ekrem Dumanlı, hikayenin ana temasını ana dilin ve iletişimin önemine vurgu yaparak anlatıyor. Hikayenin sonunda, çocuk bir tamirciyle karşılaşır ve uzun süre sonra ilk kez bir cümle kurar. Bu, onun yeniden ana diline ve ana vatanına kavuşması anlamına gelir. Hikaye, ana dilin insan haklarının özü olduğunu ve dilin insan yaşamındaki yerini güçlü bir şekilde vurgular.
Refik Halit Karay hakkında
Dumanlı, Refik Halit Karay’ın edebi kariyerinden de bahsedüyor. İttihat ve Terakki döneminde sürgün edilen Karay, gözlemlerini “Memleket Hikayeleri” ve “Gurbet Hikayeleri” adlı eserlerinde toplar. Karay, eleştirel yazıları ve mizahi üslubuyla tanınır, Türkçeyi ustalıkla kullanıyor.
Dil yasakları ve iletişim sorunları
Programda, Dumanlı ayrıca baskıcı rejimlerin dil üzerindeki yasaklarını ve bunun toplum üzerindeki etkilerini tartışıyor. Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı dil politikası ve Türkiye’deki 1980 darbesi sırasında Kürtçe yasağına değiniyor. Bu yasakların, insanların iletişim yollarını kapattığını ve yalnızlaşmalarına neden olduğunu belirtiryor.
sadece kurtlerin degil, gurbete surulenlerin de anadil hakki igfal edilmis oluyor.
Ne yazıkki kürtlerin yaşadıklarini 2016 ve sonrasında anlamaya başladik
Kürtçülük mü? Kafalar karışsın, memleket karışsın, memlekette yangın çıksın gayreti mi? Nedir sizin maksadınız.