“Ülke demokrasiye layıktır”

İDRİS GÜRSOY | YORUM

1925 yılında Şeyh Said hadisesi bahane edilerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı. Muhalif gazetelerin kapısına kilit vuruldu. Ancak ‘tek parti’ rejimi için bütün bunlar yeterli değildi. Takrir-i Sükun Kanunu çıkarılmış, İstiklal Mahkemeleri kurulmuştu. Alt yapı hazırdı. İkinci tasfiye dalgası “İzmir suikastı” ile geldi.

1926’da Atatürk’e Suikast girişimine adı karışan eski ittihatçıların tamamı gözaltına alınıp idam edildi. Ancak dava kapatılmadı. Olayla ilgisi bulunmayan Terakki Perver Cumhuiyet Fırkası mensupları da “suikast dosyasına” dahil edildi. Milletvekili dokunulmazlıkları hiçe sayılarak bütün muhalif vekiller tutuklandı. Kazım Karabekir paşa da tuuklananlar arasındaydı. Paşa, o günü şöyle anlatıyor:

“Tam yüz kişiyle sarılmıştı evim.
Cürüm ne imiş henüz yoktu haberim.
Jandarmalar, memurlar, kamyonlar,
Polisler, etrafı sarmışlar, köşkümü gözlerler.
Nihayet aldılar köşkümden, 
bir sabah erken.
İki kere yapıldı bu merasim, iki gün arayla bana.
Acısını sormalı köşkte ağlayana.

Gidiyor İstiklal Harbi’ni kuran, merasim-i mahsûsla.

İzmir İstiklal Mahkemesi’ne çifte polisle.”

Milli mücadele kahramanı Kazım Karabekir, emniyetin hücresinde sabahladı. Sonra İzmir’e sevk edildi. Karabekir’ın gözaltına alınnasına İsmet İnönü tepki gösterdi. Başbakan, Paşa’nın derhal serbest burakılmasını lstedi. İstiklal Mahkemesi, İnönü’nün de tutuklanmasına karar verdi. M. Kemal, Kılıç Ali ile görüşerek bu kararı geri aldırdı.

Kazım Karabekir 1923’te kurulan cumhuriyetin bir dikta rejimine dönüşmesinden endişeliydi. 9 Kasım 1924’te kendisi gibi düşünen milketvekilkeri ile halk partisinden istifa etti. 17 Kasım’da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu.

İnönü hükümetinin getirdiği takriri Sukün Kanunu’na TCF karşı çıktı. Karabekir paşa Meclis’te tasarı aleyhine yaptığı konuşmada geleceği öngörmüştü:

“Muhterem arkadaşlar! Evvelce bu kürsüden söylediğim veçhile hadise-i isyan zuhur eden mıntıkada hükümetimizin her türlü kanunî icraatına taraftarız ve bunu bir daha tekrar ediyorum. Fakat bu muayyen hadise karşısında milletin hukuk-u tabiiyesini (doğal haklarını) tazyike matuf (sıkmaya yönelik) olarak icraata katiyen taraftar değiliz. Huzur-u âlinize getirilen kanun gayr-ı vazıh ve elâstikidir. Eğer bu kabul edilirse, buna istinaden Teşkilâtı Esasiyemizin (anayasa) ruhundan doğan siyasî taazzuvlar (örgütlenmeler) ve bunların faaliyetini tahdide (sınırlamaya) veyahut matbuatı tazike teşebbüs edilirse, halk hâkimiyeti tenkis edilecek (eksiltilecek) demektir. Çünkü artık milletvekillerinin sadaları dahi bu kubbe altından harice çıkamayacaktır. Bu kanunu kabul etmek, Cumhuriyet tarihi için bir şeref değildir.”

Tek parti rejiminin farklı görüşlere tahammülü yoktu. Ülkenin her yerinde idam sehpaları kurulmuştu. Muhalif görüşte olmanın cezası ölümdü. Yargılamalar ise tam tiyatroydu. Karabekir’e Mahkeme Başkanı Ali Kılıç, şöyle demişti: “Kurtarıcının ( M. Kemal) çevresinde toplanmak varken birkaç arkadaşa bağlanılmaz. Partiniz ülke çıkarlarına uygun değildi. Partilere ülkenin ihtiyacı yoktu.”

Kazım Karabekir şu cevabı verdi: “Size katılmıyorum. Memleketimiz demokrasiye layıktır. “

İzmir suikasti olayından sonra Kazım Karabekir, siyasi hayattan elini çekti. Hatıralarını kaleme aldı. Ancak istibdat yine peşindeydi. 1933’te basımı yapılan kitabı toplatıldı. Daha sonra da yakılarak imha edildi. Kitap ancak 1951 de yayınlanabildi.

Ne yazık ki, iktidardan farklı düşünenler için bugün benzer süreçler yaşanıyor. Keşke, “Ülke demokrasiye layıktır!“ diyen sesler de çıkabilse…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Sayın Gürsoy
    Karabekir’den bir demokrasi kahramanı çıkmaz.
    1) Karabekir iyi bir İttihatçıdir. Bkz. İttihat ve Terakki Hatıralarım
    2) Karabekir her şeyi tek başına kendisinin yaptığını iddia eder ve kimseyi beğenmez. Bkz. Doğunun Kurtuluşu ve İstiklal Harbimiz kitapları
    3) Enver Paşa’yı Anadolu’ya sokmayan, Sarıkamış faciasının köpürtülmesini isteyen Karabekir’dir.
    4) Erzurum Kongresi günlerinde M. Kemal’in liderliğini onaylayan odur.
    5) Atatürk sonrasında İnönü ile can ciğer kuzu sarması olup CHP’den mebus olan hatta TBMM başkanı seçilen yine Karabekir’dir.
    Ayrıntılar için bkz. Kazım Karabekir’in Günlükleri
    Sonuç: Karabekir kendisinden başkasını beğenmeyen, bencil, İttihatçı bir figürdür. Bir kesim tarafından köpürtülmüştür ancak kendisinin de demokrat olduğunu söylemek zor gözüküyor.
    İstanbul’dan selamlar

    • Dahası var, Anadoluda yok edilen katledilen azınlık köylerindeki küçücük yetim çocukları TSK ya asker yapıp TSK yı mahvetme gibi bir özelliği daha da var.. var da var. Sabiha Gökçen şüpheli bir şecereye sahip, Veli Küçük ise sonraki cenerasyon. Bunlar gibi yüzlercesi var galiba…

      Bu durum son derece gizli olduğundan bizler tespit edemiyoruz olanları. ancak yakınlarının anlatmalarıyla öğrenebiliyoruz buda fevkalade kısıtlı bilgiler.
      Mesela Hırant DİNK’in öldürülme sebebi dahi büyük ihtimalle bu konularla alakalıdır

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin