Yorum | Cemil Tokpınar
Rahmet, mağfiret, ikram ve ihsanın coşup taştığı çok sevaplı dua ve ibadet mevsimi olan Üç Ayların ilk mübarek gecesi olan Regaib Kandilini geçen hafta idrak ettik. “Gecenin kıymet ve faziletine yakışır bir şekilde ihya ettik” demeyi çok isterdim, ama bugüne kadar diyemedik, bundan sonra da diyemeyeceğiz. Hiç değilse “İhya etmeye çalıştığımızı söyleyebilseydik, maalesef onu da söyleyemeyeceğiz.
Neden mi? Anlatayım. Biliyorsunuz önceki hafta Üç Aylar yazısıyla birlikte Regaib Gecesinin faziletini de yazmaya çalıştık. Önceden teşvik edelim ki belki okuyup paylaşan olur da önceden hazırlanılır diye. Tabiî binlerce siyasal ve aktüel haber, yazı ve paylaşım içinde bizim gayretimiz de kaybolup gitti.
Etrafımda küçük bir soruşturma yaptım. “Regaib Gecesini nasıl ihya ettiniz?” diye sordum. Kimisi, “Bizim ihya programımız vardı, iptal oldu,” kimisi, “Başım ağrıyordu pek bir şey yapamadım,” kimisi “işe gideceğim için erken uyumak zorundaydım” derken, kimisi bir şeyler yapmaya çalışmış… Ve neredeyse kırk yıldır hasretliğini çektiğimiz ihyayı görmek galiba bir başka bahara kaldı.
Peki, ne yapalım, ümidimizi keselim mi? Hayır, küçük dünyamızda, kısık sesimizle sabahlara kadar sürecek ihya programlarını belki bir gün gelir de görmenin hayaliyle yazmaya, anlatmaya, programlar yapmaya devam edelim. Bakarsınız bir gün gelir, hayaller gerçek olur duasıyla Twitter hesabımdan bir anket yaptım. Sorumuz, “Regaib Gecesini nasıl ihya ettiniz?” şeklindeydi. Verilen cevaplara göre, yüzde 30’u gece saat 10’a kadar, yüzde 31’i 12’ye kadar, yüzde 25’i 02’ye kadar, yüzde 14’ü ise sahura kadar ihya etmişti.
Mesajı 16.386 kişi görüntülese de, oylamaya ancak 327 kişi katıldı. Katılım niçin az oldu, bilemiyorum. Galiba kimisi gereksiz gördü, kimisi önemsemedi, kimisi de tevazuundan katılmadı. Hayırlısı olsun. Sonuçlar gösterdi ki, ihya eden yüzde 60’lık bir kitlenin seçtiği en uygun zaman dilimi saat 19 ile 24 arasındaki 5 saatlik süre. Demek ki ihya programlarını verimli bir şekilde bu sürede yoğunlaştırmak, ama müsait olanlar için de sahur ve sabah namazına kadar sürdürmek lazım.
Bu tespitten sonra bugün Üç Ayların ve içindeki mübarek gecelerin kıymet ve faziletiyle ilgili birkaç noktaya temas ederek farkındalık oluşturmaya çalışacağız. Çünkü mübarek geceleri geldiği gün anlatınca iş işten geçmiş oluyor. Bazı yönlerini şimdi ele alalım ki, herkes ajandasına yazsın, geleceği günü heyecanla beklesin, ihya programları ve grupları oluştursun. Zira ihyaya ayrılan zaman ve sarf edilen gayret, gecelerin kıymet ve ehemmiyetine inanmak, faziletlerini idrak etmekle doğru orantılıdır.
Üç Aylarda ve mübarek gecelerde sevaplar kat kat verilir
Üç Ayları ve mübarek geceleri ibadetle geçirmeye büyük bir ehemmiyet veren Bediüzzaman Hazretleri, Afyon Hapishanesinde talebelerine yazdığı birkaç mektupta Üç Ayların ve mübarek gecelerin faziletini şöyle anlatır:
“Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şaban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar.
Leyle-i Miraç, ikinci bir Leyle-i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket-i mâneviye sırrıyla, inşallah her biriniz kırk bin dille tesbih eden bazı melekler gibi, kırk bin lisanla bu kıymettar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz.
“Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle, Leyle-i Kadrin kudsiyetindedir. Her bir hasenenin Leyle-i Kadirde otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Beratta her bir amel-i salihin ve her bir harf-i Kur’an’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhûr-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâli-i meşhurede on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için, elden geldiği kadar Kur’an’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır. Leyle-i Berat, elli senelik bir ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilir. (Şualar, 14. Şua)
Sevapların Katlanması Ne Demektir?
Bu mübarek gecelerde Rabbimizin rahmet ve mağfireti tabiri caizse coşmakta, mümin kullarını Cehennemden azat edip Cennete sokmak için fırsatlar sunmaktadır. Bilindiği gibi, toprağa ekilen bir tohum bazen bire yüz, belki bazen bin katı ürün verir. Acaba bire yüz bin, hatta milyon kat ürün veren kaliteli bir tohum geliştirilse, bütün çiftçiler onu elde etmek için çırpınmaz mı? İşte mübarek geceler her güzel amele verilen on sevapların on binlere, yirmi binlere ve otuz binlere çıktığı fırsat zamanlarıdır.
Bir başka ifadeyle mübarek gün ve geceler, bazı öğretmenlerin yaptığı “kurtarma sınavı”na benzemektedir. Nasıl ki, öğrencilerini çok seven ve hiç kimsenin sınıfta kalmasını istemeyen şefkatli bir öğretmen, öğrencilerine yeni bir fırsat tanır, belirlediği bir tarihte kurtarma sınavı yapacağını duyurur, çok kolay sorular hazırlayarak sınıfı geçmelerini sağlar. Şefkat ve merhameti sonsuz Cenab-ı Hak da, kullarını Cehenneme atmayı asla istemediği için mübarek gecelerde kat kat sevaplar vererek onlara Cennete girme imkânları vermektedir.
Bir markette “bir ürün alana iki ürün bedava” diye bir kampanya olsa, bütün insanlar oraya akın eder. Üstelik ürünler stoklarla sınırlıdır.
Rabbimizin sonsuz rahmeti ve ikramı ise, bir alana iki değil, Recep ayında yüz, Şaban’da üç yüz, Ramazan’da bin ihsan etmektedir. Üstelik stoklarla sınırlı değil, sonsuzdur.
Mübarek gecelerde okunan her bir Yasin Suresine, on bin, yirmi bin ve otuz bin kat sevap verilirken, kılınan iki rekât teheccüd namazına da sanki yirmi bin, kırk bin veya altmış bin rekât kılmış gibi sevap verilmektedir.
Şimdi o geceyi gafletle geçirebilir miyiz?
Acaba, bir alışveriş merkezi, kuruluş yıldönümü anısına, ürünlerinde yüzde 50’ye varan indirim yapsa, sabaha kadar alışveriş yapmaz mıyız? Çünkü bin lirayla iki bin liralık ürün alacağız.
Oysa Rabbimizin Üç Aylarda ve mübarek gecelerdeki indirimi veya hediyeleri o kadar çoktur ki, benzerini dünyevî ürünlerde görmek imkânsızdır.
Eğer o geceleri gaflet içinde geçiriyor veya baştan savma değerlendiriyorsak, bilelim ki, ayağımıza kadar gelen fırsatı kullanmıyor, bize uzatılan af ve inayet elini tutmuyor, itiyoruz.
Günler öncesinden hazırlık yapmalıyız
Bu gecelerin ve ayların kadr ü kıymetini biliyorsak, günler öncesinden hazırlık yapalım. O geceleri sadece ibadet için ayıralım.
Hastalık, yorgunluk, uyku, iş yoğunluğu sizi engellemesin. Türkiye dünya kupası maçında final oynayacak olsa, neredeyse bütün Türkiye o geceyi uyanık geçirip maçı izlemez mi? Eğer galip gelse günlerce kutlamalar sürmez mi? Peki mübarek gecelerde kazanacağımız sevapların, ahiretimize hiçbir faydası olmayan bir maç kadar değeri yok mu?
Evladınız yoğun bakımda ise, çekilip uyuyabilir misiniz? Asla! Ne kadar uykusuz, yorgun ve hasta bile olsanız hizmetine koşmaktan ve dua etmekten başka bir şey yapabilir misiniz?
Peki ya siz, eşiniz veya çocuğunuz yoğun bakımda değil de, cehennemlikler listesinde ise… Kurtulmaları için dua ve ibadetiniz gerekiyorsa, gaflet içinde uyuyabilir misiniz?
İşte size dünyada ve ahirette saadetin anahtarı:
Mübarek günlerin, ayların, gecelerin kadrini iyi bilelim ve hakkıyla değerlendirelim.
Mübarek Gecelere Nasıl Hazırlanılır?
Mübarek gecelere günler öncesinden hazırlanmak lazımdır. Mümkün oldukça o gecelere misafirlik, seyahat, ağır ve yorucu işler denk getirmemek, bunları mübarek gecelerin öncesinde veya sonrasında yapmak gerekir. Bir gün önce uykumuzu yeteri kadar almak gerekir ki, o gecelerde uyumayıp rahatça ibadet edebilelim. Hatta gündüz bir miktar uyuyup geceyi dipdiri geçirmek büyük bir kârdır.
Akşam yemeğinden sonra uykumuzu kaçıracak çay veya kahve içip dolu dolu bir ihya yapmalıyız. Bununla birlikte yine de uykumuz gelirse ara sıra abdest tazelemek veya elimizi, yüzümüzü ve ensemizi ıslatmak uykumuzun kaçmasına yardımcı olacaktır.
Nasıl ki, çocuğu yoğun bakımda hasta olan bir annenin gözüne uyku girmez ve gözyaşları içinde dua etmekten başka bir şey aklına gelmez. Amelleri, kendilerini ve ailesini cehenneme götürecek olan biz ahir zaman Müslümanlarının da bu geceyi fırsat bilip ibadetle ihya etmemiz gerekir.
Lütfen bu gerçekleri başta ailemizle ve çevremizle paylaşıp sevap kazanmalarına vesile olalım, mübarek gecelerde ve aylarda dua ve ibadet okyanusunun coşmasına katkıda bulunalım.
Allah razı olsun Rabbim yar ve yardımcınız olsun ilminizi artırsın???