KHK ile kapatılan Şifa Üniversitesi’nin rektörü ve kurucu mütevelli heyeti başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş, ‘Tutunanlar’ YouTube kanalının ilk bölümünün konuğu oldu. Türkiye’nin hatta dünyanın en önemli kalp cerrahlarından biri olan Mehmet Ateş, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında yaşadıklarını, Yunanistan’daki meslek hayatını anlattı.
![](https://www.tr724.com/wp-content/uploads/2023/11/mehmet-ates-4.jpg)
“Üniversiteyi kapatmak için fırsat kolluyorlardı. Bunun için beni tutuklamanın en kolay yol olduğunu düşündüler. Çünkü hiçbir şey bulamadılar.” diyen Mehmet Ateş, “Ben yazışmalarımı hala Şifa Üniversitesi Rektörü olarak yapıyorum. Çünkü benim düşündüğüm manada ben hala o görevden alınmadım.” ifadelerini kullandı.
![](https://www.tr724.com/wp-content/uploads/2023/11/mehmet-ates-1.jpg)
Mehmet Ateş’in hayatı gerçek bir başarı hikayesi. Mehmet Ateş, cezaevinden tahliye olduktan sonra ‘memleketinde yiyecek ekmeği, içecek suyu kalmadığını’ düşünerek Yunanistan’a geçti ve 55 yaşından sonra Yunanca’yı C1 seviyesinde öğrendi.
Dil sorunu aştıktan sonra ‘denklik’ sınavlarını vererek Komşu’da mesleğini yapmaya başladı. Mehmet Ateş, şu anda C2 seviyesinde öğrendiğini, bunun için bir profesörden ders aldığını anlatıyor:
- 55 yaşından sonra kadim bir kültür, kadim bir dil bizi kuşattı. Süreç biraz öyle başladı. Yunanca tıp sınavlarını verdik. Hamd olsun şu anda Yunanca ders verme dersleri (C2) alıyorum. Üniversitede hocalık yapmak istiyorum burada. Burada bir özel hastanede gönüllü olarak çalışıyorum. Haftanın üç günü hastaneye gidiyorum.
- Bulunduğunuz yerde ‘oturaklaşmalısınız’. Bilmek… İngilizce bilmeyen doktor arkadaşım yok burada. Konuşurken sorunumuz yok ama bir gram yol alamadık burada. Ne zaman Yunanca konuşmaya başladık, herşey değişti. Bir insanın bildiği dille konuşursanız beynine hitap edersiniz; ana diliyle konuşmaya başlarsınız kalbine hitap edersiniz. Dostlarıma, arkadaşlarıma hep söylüyorum; ne olur bulunduğunuz ülkelerde şu dili önemseyin. Yoksa ‘oturaklaşmak’ mümkün değil.
- Hz. Zülkarneyn’i hatırlayın… Sebeplere tabi oldu der Kur’an… Sebeplere riayet etti. Hz. Yusuf gibi… Demek ki ‘mekanlaşmanın’ başka bir gereği de sıkıntı çekme, problem yaşama.
İşte o belgesel…
Umut+azim+gayret=başarı=mutluluk
Rabbim yolunu açık etsin. insanlık adına hayırlı olan işlere muvaffak eylesin
Darısı tutanamamış, Türkiye dışına çıkamamış zor durumda olan arkadaşlara başına
ve yine Türkiye dışına çıkmış ama yapa yalnız yaşamak zorunda kalan arkadaşlara
Çok dua ediyorum. Rabbim sizlere güzellikler nasip etsin. O’nun varlığı hep yanınızda olsun
Sizleri çok seviyorum. Kucak dolusu selamlar sevgiler, Hürmetlerimle
içinizi rahat tutun… enseyı karartmayalım.
Mehmet Hoca’yı başarısından dolayı tebrik ediyorum. Alfabedeki farklara rağmen Yunancayı öğrenmesi de her türlü takdiri hak ediyor. Tanıtım olarak öne çıkmasını da normal görüyorum. Ancak bu tür konularda çoğu zaman olduğu gibi abartmak yerine ölçülü davranmak, temkinli olmak daha mantıklı olur. Mesela “Ateş Tekniği” hususu gibi.
Ayrıca bu süreçte hizmetten maaş almak yerine süreçle beraber başka işler yapmaya çalışan ve başarılı olan birçok insan da var. Bu arada bulunduğu şartlar gereği Tr de veya gittiği ülkede hayata tutunma mücadelesinde çok sıkıntılar yaşayan bir çok kardeşimiz bulunuyor. Bu nedenle “Tutunanlar” ve “Tutunamayanlar” kıyaslaması yapmak da çok yanlış olur.
Belki acı bir gerçek olacak ama “hizmetten maaş almayan herkes” bence hayata tutunmuş kabul edilmelidir.
Mehmet Hoca’yı ve belgesele emeği geçenlere bir kez daha tebrik ederim.