4 Kasım 2016 tarihinden beri Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, eşi Başak Demirtaş ile yaptığı bir telefon görüşmesi üzerinden ilk mitingini yaptı. HDP, Demirtaş’ın seçim mitingi konuşmasını sosyal medya hesabından yayınladı. Siyasi baskılarla ‘rehine’ olarak cezaevinde tutulduğunu söyleyen cumhurbaşkanı adayı, “Unutmayın, bir oy çok şeyi değiştirir. Senle değişir güzel kardeşim. Şimdi, daha güzel günler adına değişim zamanıdır. Haydi birlikte yapalım, birlikte kazanalım” dedi.
Herkese günaydın. Sanırım dünyada ilk kez, bir cumhurbaşkanı adayı cezaevinden miting konuşması yapacak. Bugün saat 11.00'de HDP sosyal medya araçlarından sizlere sesleniyorum. Görüşmek üzere…
— Selahattin Demirtaş (@hdpdemirtas) June 6, 2018
Demirtaş, konuşmasında 24 Haziran seçimleri için “Edirne’de hücrede tutulan değil, sizsiniz Demirtaş. Kendinize güvenin. Kendinizi onurlandırın” ifadesini kullandı.
Demirtaş’ın konuşması şöyle:
“Öncelikle sesimin ulaştığı her yere, herkese selamlarımı gönderiyorum. 20 aydır burada yasa dışı bir şekilde, hukuksuz, kanunsuz bir kararla adeta siyasi bir rehine olarak tutuluyorum. Bugüne kadar benim ve arkadaşlarım hakkında hiçbir şekilde adil bir yargılama yapılmadı. Bütün mahkemelere siyasi baskılar yapılarak hukukun üstünlüğü ilkesi açıkça ihlal edildi.
Bununla birlikte elim kolum bağlıyken hükümet temsilcileri gazetelerde televizyonlarda bana yönelik iftira kampanyalarına hız kesmeden devam ediyorlar. Cevap hakkımı kullanmam bile mümkün değilken her türlü karalamaya yaparak siyasi tezgahlarını sürdürüyorlar. Ancak sizler bütün gerçeklerin farkındasınız, bunu biliyor ve görüyorum. Benim durumum sadece bir örnektir. Bugün artık ülkenin tamamı adaletsizliğin mağduru haline gelmiş durumdadır. Adaletsizlik sadece adalet saraylarında yaşanmıyor, hastanelerden üniversitelere, tarlalardan fabrikalara, devlet dairelerinden sokaklara kadar her gün her yerde herkese karşı adaletsiz uygulamalara tanıklık ediyoruz. Türkiye, yarı açık cezaevine dönüştürüldü. Bununla birlikte korku imparatorluğu oluşturmak istiyorlar. Oysa devletin işi korkutmak değil, hizmetkar olmaktır.
Fakat son yıllarda yaşanan antidemokratik uygulamalar Türkiye toplumunu dünyanın en mutsuz, en karamsar halkına dönüştür. Ülkenin kendi içinde kamplara ayrılırken, dışarıda da yalnızlaşıp itibarsızlaştırılan bir duruma getirildi. Elbette hiçbirimiz böylesi kötü bir yönetimi hak etmiyoruz. Dünyanın en güzel, zengin toprakları üzerinde yaşayan yurttaşlar olarak ne mutsuzluğu, ne yoksulluğu asla hak etmiyoruz. Bu bizim kaçınılmaz kaderimiz değil, buna mecbur ya da mahkum değiliz. Bugün el ele verip geleceğin demokratik Türkiye’sini yeni yaşamını, mutlu ve özgür hayatı inşa edebiliriz. Bugün umutsuz olmanın, yılgınlığın, korkmanın zamanı değildir. Ülkemizin bütün sorunlarını barışarak, dayanışarak, birlik içinde çözebiliriz. Hiçbir yurttaşımızı düşman gibi görmeden, ötelemeden, örselemeden büyük bir kardeşlik ülkesi olacağız. İnsanlarımızı partilerine, kimliğine, mesleğine, cinsiyetine göre ayırmayacağız. Devlete tam demokrasi ve hukukun üstünlüğünü egemen kılacağız. Devlet, hepimizin devleti, ülke hepimizin ortak vatanıysa herkese eşit ve adil bir yönetim oluşturmak da bizim boynumuzun borcudur.
Kimse kendini üvey evlat gibi hissetmesin, kimse ayrımcılığa uğramasın diye 81 milyonu kucaklayacak yepyeni bir politikayı hayata geçireceğiz. Zengin topraklarımızdan, denizlerimizden, tarihi ve kültürel mirasımızdan tam kapasite yararlanacağız. Betona ve gereksiz inşaatlara değil, toprağa, emeğe, alın terine, üretime, bilime yatırım yapacağız ve bu yoksulluğu yeneceğiz. Türkiye gibi zengin bir ülkede sefalet içinde yaşamaya mecbur bırakılan milyonların utancı ülkeyi yönetenlere aittir. Ülkemizi bu utançtan mutlaka kurtaracağız.
Hepimiz şimdi daha umutlu, daha heyecanlı, daha coşkulu bir tempoyla seçimlere hazırlanıyoruz. Ben burada dört duvar arasındayım ama biliyorum ki binlerce Demirtaş şimdi tarlalardadır, çapadadır, fındıktadır. Demirtaş şimdi maden ocağında, atölyededir. Derste, anfide, meydanlarda, alanlardadır. İnşaatta, şantiyede, grevde direniştedir Demirtaş. İşten atılmıştır. İşsizdir, yoksuldur Demirtaş. Gençtir, kadındır, çocuktur. Türk’tür, Kürt’tür, Çerkes’tir, Pomak’tır, Boşnak’tır. Alevi’dir, Sünni’dir ama ille de ümitlidir, coşkuludur. Halaydadır, güvendedir, horondadır Demirtaş.
Edirne’de hücrede tutulan değil, sizsiniz Demirtaş. Kendinize güvenin. Kendinizi onurlandırın.
Kendinize verin oyunuzu. 1 oy HDP’ye 1 oy Demirtaş’a deyin.
Unutmayın, bir oy çok şeyi değiştirir. Senle değişir güzel kardeşim. Şimdi, daha güzel günler adına değişim zamanıdır. Haydi birlikte yapalım, birlikte kazanalım.
Hepinizi en sıcak duygularımla, özlemle, hasretle selamlıyorum.
Mutlaka kazanacağız ve özgür günlerde mutlaka görüşeceğiz. Hoşçakalın.