M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile iktidar arasında bir kavga başladı ki sormayın. Haksızlık etmeyelim, kavga demek yersiz olur. TÜSİAD’a linç kampanyası demek daha doğru. TÜSİAD hedef tahtasına oturtuldu. Bu linç girişiminin, Tayyip Erdoğan’ın “Ey TÜSİAD!” diye başlayan daha önceki topa tutmaları gibi geçip gideceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu kavga ötekilerden epey farklı. Sabredenlere tane tane anlatmaya çalışacağım.
TÜSİAD Genel Kurul toplantısı, 13 Şubat’ta yapıldı. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, burada yaptığı konuşmaya, “Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz.” diyerek başladı. Şöyle devam etti: “Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor.”
Bu konuşmadan hemen sonra Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un kontrolündeki troller, “Haddini bil TÜSİAD!” demeye başladı. Belli ki emir en tepeden gelmişti. Ardından ilgili ilgisiz bütün bakanlar, TÜSİAD’a ayar veren açıklamalar yapmaya girişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ülke olarak moralimiz bozuk.” diyen Ömer Aras hakkında soruşturma açılacağının işaret fişeğini ateşledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlatıldığını ve gerekçesini açıkladı: “TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmıştır.”
TÜRKİYE’NİN BU NOKTAYA GELMESİNDE BİRİNCİ ROL İŞ DÜNYASINA AİT
Türkiye’nin bugün geldiği noktayı uluslararası istatistikler ortaya koyuyor. Özgürlüklerden, yargıya, gelir dağılımından yoksulluk sıralamasına kadar… Gelinen bu noktada siyasilerden yargıya, bürokrasiden üniversitelere kadar hemen hepsinin rolü var. Ama ilk sırada hangisi geliyor derseniz, ben yıllardan bu yana bunların önüne iş dünyasını oturtuyorum.
Siyasal İslam, ülkeyi bu hale getirmek için ilk gün de parayı kullandı, bugün de aynı yöntemi kullanıyor. Ülkeyi değiştirme ve dönüştürmede kullanılan finansman manivelasını ise iş dünyasından sağladı/sağlıyor. TÜSİAD ise bugüne kadar kazanmaya devam ettiği için iktidarın ülkeye çizdiği rotaya ciddi bir tepki koymadı. Zaman zaman vicdana seslenen çıkışlar yaptı, sonra kulağının üzerine yatmaya devam etti.
YİK Başkanı Ömer Aras’ın yaptığı konuşmanın bir benzerini 7 Aralık 2018’de yapılan Yüksek İstişare Konseyi toplantısında dönemin YİK Başkanı Tuncay Özilhan yapmıştı. Bugün TOGG otomobilin “beş babayiğidinden biri” olan Özilhan, “Moraller bozuluyor!” diye başladığı konuşmasını, “Eğer iflaslar başlarsa durum daha da kötüye gider.” diye devam ettirmişti.
O ZAMAN SORUN OLMAYAN BENZERİ SÖZLER, BUGÜN NİÇİN SORUŞTURMA KONUSU?
Birisi fit bir vücuda sahipse, ona başkası “Şişko adam!” dese gülüp geçer. Ancak fazla kiloları nedeniyle yürümekte zorlanan birine aynı ifadeleri kullansanız size fena bozulabilir. Beştepe Sarayı’nın sakinleri, Ömer Aras’ın sözlerinde yanlış olan tek bir cümlenin bile bulunmadığını iyi biliyorlar. Aras’ın sözlerinin gerçek olması muktedirleri fena rahatsız ediyor. Bundan dolayı susturmak istiyorlar.
Ancak bundan daha önemli bir şey var. İktidar, artık TÜSİAD gibi bir yapıya ihtiyacı kalmadığına inanıyor. MÜSİAD ve ASKON gibi yapılanmalar etrafında kümelenen ve semiren iş insanlarıyla yoluna devam edebileceğine inanıyor.
İktidara geldiğinde kendi kadroları olmadığı için Gülen Cemaati’ninkilere bir dönem sahip çıkmıştı. Sonra, “Artık kendi kadrolarımı yetiştirdim. Onlara ihtiyacım kalmadı!” diye kavganın fitilini ateşlemişti. Daha öncekilerden pek farkı olmamasına rağmen şimdi Ömer Aras’ın konuşmasını gerekçe göstererek savaş başlatıyor.
TÜSİAD’IN BUGÜN SESİNİ YÜKSELTMESİNİN NEDENİ
Ekonominin yolunda gitmesi, dışarıdan yatırımın gelmesi elbette ki ülkede güçler ayrılığının, en başta da yargının bağımsız olmasından geçiyor. Ancak TÜSİAD’ın bugün sesini yükseltmesinin en önemli nedeni de Meclis’ten geçip 4 Şubat 2025’te Resmi Gazete’de yayınlanan Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) verilen sınırsız yetkilerle ilgili.
15 Temmuz’dan sonra OHAL kararnameleriyle şirketlere el konulduğunda TÜSİAD’dan tek bir ses çıkmadı. Nasılsa el konulan Gülen Cemaati’ne gönül veren patronların şirketleri idi. Şimdi yürürlüğe giren yasa ile TMSF’nin şirketlere el koyma süresi 5 yıl daha uzatılmış oldu. Burada söz konusu sadece süre uzatma değil.
Peki yeni kanunun öncekinden ne farkı var dersiniz?
Önceden göstermelik de olsa bir mahkeme kararı gerekiyordu. Şimdi ise sadece “kuvvetli şüphe” tespiti olması, bununla ilgili bir kovuşturma başlatılmış olması, TMSF’nin şirkete el koyması ya da kayyım ataması için yeterli olacak. Bu süre içinde TMSF, söz konusu şirketlerin mal varlıklarını müsadere edip, satışını da isteyebilecek.
Devlet Denetleme Kurulu (DDK) yetkilileri, ‘kral’ yetkisiyle donatıldı. DDK elemanları dernek, vakıf, kooperatif ve birlikleri denetlemeye gittiğinde buralara da el koyup, yönetimi işten el çektirebilecek. Bunların ortaklıkları ve iştiraklerine de el konulabilecek.
Bütün bunlar için emrinde olan mahkemelerin bile karar vermesine gerek yok. “Kamu yararı” denilip el koyma ya da yönetimden el çektirme kararı alınabilecek. DDK elemanları, incelemeye gittiğinde büyükşehir belediye başkanlarını bile görevden el çektirebilecek. Görüldüğü kadarıyla servet transferinde sıra TÜSİAD üyelerine kadar gelmiş durumda.
TÜSİAD’IN ÖNÜNDEKİ TEK YOL
Dönemin TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in tabiriyle “TÜSİAD kanarya sevenler derneği değil”. TÜSİAD üyeleri;
- 4,500 şirketi temsil ediyor.
- Enerji hariç dış ticaretin yüzde 80’ini gerçekleştiriyor.
- Kamu hariç istihdamın yüzde 57’sini karşılıyor.
- Kurumlar Vergisinin yüzde 82’sini ödüyor.
- 3000 çalışan, gönüllü ve danışmanı ile ülke ve dünyaya ilişkin araştırmalar yapıyor.
Gelinen noktada TÜSİAD yönetiminin önünde tek yol var. Geri adım atar ve YİK Başkanı Ömer Aras’ı iktidarın önüne fırlatırsa, deve dişi gibi üyeleri teker teker avlanacak. TÜSİAD yönetiminin yapması gereken, bütün üyelerini toplayıp Ömer Aras’ın konuşmasından soruşturma başlatılan bölümü hep bir ağızdan okumak. Dahası, topluma da bu yolda benzeri bir çağrıda bulunmak.
Sanayiciler derneği yöneticisinin ekonomik ve politik konularda görüş açıklaması karşısında kuduz köpeğe dönen bil umum siyaset esnafı hırsız köpeğe Hoşt! demek gerekiyor. Bakanına bir bakmayanına iki kere. Burası Türkiye, rejim cumhuriyet! Bunu öğreneceksiniz. Kuyruklarınıza teneke bağlayıp göndereceğiz tarihin çöp sepetine.