Ana Sayfa Manşet Türkiye’nin hapisteki çocukları… 700 çocuk neden cezaevinde, nasıl bir hayatları var?

Türkiye’nin hapisteki çocukları… 700 çocuk neden cezaevinde, nasıl bir hayatları var?

Independent Türkçe cezaevlerindeki durumu, mevzuatı, yasayı araştırdı. Ali Dağlar imzasıyla yayınlanan araştırmaya göre, bebekli annelere dahi hücre cezaları veriliyor.

Independent Türkçe’nin haber metni şöyle;

Tekirdağ Cezaevi’nin kadınlar koğuşundaki tutuklulardan A.G. koğuş kapısına vurup infaz memurunu çağırdı.

Kadın gardiyan, koğuşun kapısına gelip, “Ne istiyorsun” diye sordu.

Anne, bebek maması istediğini söyledi. Gardiyan kantine gitti bir mamayla döndü ama yanlış mama getirmişti.

Anne, “Bu mama yaşına uygun değil, büyük çocuklar için” dedi. Gardiyan sinirlendi, “Çok dır dır ediyorsun” deyip mamayı annenin kucağına fırlattı. Anne gardiyana “Terbiyesizlik yapma” dedi.

Cezaevi yönetimi bu sözleri “memura fiili saldırı ve tehdit” olarak gördü. Anne 10 günlük hücre cezasına çarptırıldı.

Cezaevlerindeki sorunları yakından izleyen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi ve HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Furkan ve annesinin yaşadıklarını böyle anlattı.

Gergerlioğlu, hücre cezası haberini alır almaz harekete geçmiş, “Bunu duyunca dehşete düştük. Nasıl olur, bebekli bir anne ve hücrede 10 gün” diyor.

Gergerlioğlu cezaevi müdürünü aramış, konuyu ısrarla takip etmiş ve hücre cezası mahkeme kararıyla iptal edilmiş.

Çoğunluğu F..ö’den, örgüt de var, adli suç da

Cezaevlerinde bugün itibariyle, F.’nin annesi gibi kaç tutuklu ve hükümlü anne olduğu bilinmiyor. Son sayı 31 Ekim 2018 tarihine ait. O gün itibariyle cezaevlerinde 0-6 yaş arası 743, 0-3 yaş arası 343 çocuk vardı.

Sayıyı 14 Kasım 2018 tarihinde TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinin sorularını yanıtlayan Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz verdi.

743 çocuk, 743 anne demek. O annelerden 519’u hükümlü, 224’ü de tutuklu. İlk sırada F..ö soruşturmalarında tutuklanan ya da hüküm giyen anneler var. İkinci sırada PKK davaları, 3. sırada ise adli tutuklu ve hükümlüler var.

O tarih itibariyle cezaevlerinde hamile kadınlar da vardı. Şaban Yılmaz sayılarının 35 olduğunu söyledi.

 

13’ü “yasaların kendilerine tanıdığı hakla” cezaevinde hamile kalmışlardı. Yılmaz, komisyon üyelerine çocukların büyüklerle aynı ortamı paylaşmadıklarını söyledi.

“0-6 yaş arası çocuklar için anaokulu kreş ve oyun salonu gibi hizmetlerimiz de var” dedi. Ama tablo Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü’nün çizdiğinden farklı.

“Mağdurlar İçin Adalet Topluluğu” 21 Ocak 2019’da cezaevlerindeki duruma ilişkin 993 sayfalık bir rapor hazırladı. Sadece cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerle değil, onların yakınlarının da aralarında olduğu toplam 3776 katılımcı ile görüşüldü. Bebekleriyle cezaevinde kalan, tutuklu ve hükümlü annelerin aktardığı sorunlar, rapora girdiği haliyle şöyle:

  • Koğuşlara kapasitesinin 3 katı yurttaş konulmaktadır. Katılımcıların yüzde 86’sı bunu doğrulamaktadır.
  • Kasıtlı psikolojik baskı aracı olarak çok sık ve düzensiz koğuş aramaları yapılmaktadır. Katılımcıların yüzde 63’ü bunu doğrulamaktadır.
  • Katılımcıların yüzde 46’sı kışın ısınma problemi olduğunu, yüzde 83’ü ise yazın serinleme problemi olduğunu belirtmiştir.
  • Yüzde 55’i düzenli ve yüzde 52’si ise temiz su sağlanmadığını söylemektedir.
  • Yüzde 65’i sıcak su temininde sorunlar olduğunu belirtmiştir.
  • Yüzde 54’ü ortak alanlara yeterince çıkarılmadıklarını söylemektedir,
  • Yüzde 92’si vakit geçirecek hobi faaliyetleri için imkan sağlanmadığını söylemektedir,
  • Yüzde 57,5’u sağlığa erişim haklarının düzenli olarak sağlanmadığını belirtmiş, yüzde 73’ü revirlerde yeterli hekim olmadığını ifade etmiştir.
  • Yüzde 80,4’ü doktor muayenelerinde kelepçe takılı bir şekilde muayene edilmek zorunda bırakıldıklarını belirtmiştir.
  • Yüzde 68’i acil durumlara zamanında müdahale edilmediğini ifade etmiştir.
  • Katılımcıların yüzde 84’ü hapishanelerin fiziki koşullarını insan yaşamına uygun bulmadıklarını, yüzde 67,8’i ise hapishane personelinin mahpuslara insani muamele yapmadığını düşündüğünü söylemiştir.

HDP’li Gergerlioğlu bugüne dek cezaevinde bebekleriyle kalan annelerle ilgili Meclis’te 18 soru önergesi verdi ama hiçbirine yanıt alamadı. Gergerlioğlu, Independent Türkçe’ye cezaevlerindeki anneler ve bebeklerinin yaşadıklarına ilişkin örnekler de verdi.

 

En trajik vakalardan birini Nurhayat Yıldız yaşadı. Yıldız, uzun yıllar uğraştıktan sonra, tüp bebek yöntemiyle hamile kalmıştı. Hamileğinin 4. ayındayken cezaevinde düşük yaptı. Sonrasında da hayatını kaybetti.

Emine Ay bebeğini henüz 6 aylıkken doğurdu. Bebek cezaevinde yaşama tutunmaya çalışıyor. Ayşe Şeyma Taş’ın bebeği cezaeviyle 25 günlükken tanıştı. Hala, Sakarya Ferizli Cezaevi’nde. Gergerlioğlu, erkek görevliler arasında doğum yapanlar kadınlar olduğunu söylüyor. “Hastanede 1 gece geçirmeden cezaevine geri götürüldüler” diyor.

Gergerlioğlu’nun aktardığına göre; Yasemin Baltacı doğum sancıları başlayınca Tarsus Cezaevi’nden hastaneye götürülmüş. Doğum yaptıktan 2-3 saat sonra da geri getirilmiş. Polisler kimi zaman doğumhane kapılarında doğumun sona ermesi için beklemiş. Bebeklerini kucağına alan anneler cezaevine geri götürülürken yanlarına refakatçi de verilmemiş.

Kanun hükmü “infaz ertelenir” diyor

Yasaların istisnasız herkese uygulanması gerektiği hukukun en temel ilkelerinden biri. Ama bu prensibin cezaevlerindeki kimi anneler ve bebekleri için bir karşılığı yok.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16/4. maddesi şöyle diyor: Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren 6 ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır…

Yani yasaya göre bebek altı aylık oluncaya kadar anne cezaevine konulamaz. Yasa hükmünü uygulayan mahkemeler de var. İnfaz erteleme talepleri kimi zaman bazı mahkemelerce kabul ediliyor. Gergerlioğlu bunun sadece bir hukuk konusu olmadığını söylüyor:

“Binlerce yıldır gelenekler, dini anlayışlar, insanlık söylüyor. Hamile kadınlara dokunulmaz. İki canlıdır, zor durumdadır, ne olursa olsun müsaade edilmelidir. Bu devirde, OHAL döneminde bu çiğnendi, hem de hoyratça. Tarihin en önemli cezaevi ihlallerini yaşıyoruz. Toplum duymuyor ama ben duyuyorum.”

Gergerlioğlu, yasaya aykırı karar veren hakim ve savcıları HSK’ya şikayet etmiş. “Bir imza kampanyası başlatıp, 5 bin imza topladık ama halen tutuklama kararı verip uyguluyorlar” diyor.

Gergerlioğlu’na göre annelerin elektronik kelepçe takılarak tahliye edilmesi bir yöntem ama hakimler bunu uygulamak istemiyor. Gergerlioğlu, tutukluluğun annelerin itirafçı olması için bir baskı aracı olarak kullanıldığını düşünüyor.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) de cezaevlerindeki durumu yakından izliyor. Hapiste Çocuk Ağı temsilcisi Av. Cansu Şekerci ile Hapiste Kadın Ağı temsilcisi Av. Mine Akarsu, Adalet Bakanlığı’nın konunun uzmanlarını bir araya getirerek bir çözüm bulması gerektiğini söylüyor:

0-6 yaş arasında anneleriyle tutulan çocuklar için bulundukları ortam kesinlikle yeterli değil. BM Bangkok Kuralları, (48. ve 52. Maddeler arası, hamile, emziren ve çocuğuyla birlikte hapishanede kalan kadınlara ilişkin düzenlemeler içeriyor) tutuklu ve hükümlü kadınların hapishane şartlarıyla ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer veriyor. Bu metinlerde hamile/yeni doğum yapmış/emzirme döneminde/çocuklarıyla kalan mahpuslara, ihtiyaçlarına göre yaklaşımlarda bulunulmalı; çocuklar, uzmanlar tarafından takip edilmelidir. Annesiyle birlikte tutulan çocuk, asla bir mahpus muamelesi görmemelidir.

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) de tutuklu ya da hükümlü anneler için ceza infazının ertelenmesini istiyor. Genel Başkan Ramazan Beyhan, “güzel haberler alıyoruz” diyerek bir çözüm üzerinde çalışıldığını ima ediyor:

Biz bu konuda başından beri çaba sarf ediyoruz, en azından ceza infazının ertelenmesini istiyoruz. Çocuğun geleceği, psikolojisi açısından infazın ertelenmesi gerekiyor. Bebek doğar, büyür, sütten kesilir, bu süreçte infaz ertelenme lazım. Bir masum var ortada. Çocuk hakları komisyonumuz bu anne ve çocukların durumunu yakından takip ediyor. Sosyal medyadan ve basın açıklamalarımızla bu konuyu takip ediyor, hamile ve bebekli annelerin ceza infazlarının ertelenmesi gerektiğini söylüyoruz. Bazı güzel haberler alıyoruz ama içeride bu durumda bir kişi de olsa, bu kişinin mağduriyetinin önlenmesi gerekiyor.

İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Yoleri: 0-6 ay değil, 0-6 yıl infaz ertelemesi şart

İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) göreyse 0-6 ay için infaz ertelemesi yeterli değil. İHD İstanbul Şube Başkanı Av. Gülseren Yoleri sınırın 6 yaşa kadar çıkarılması gerektiğini söylüyor:

Mevzuatta cezanın infazının ertelenmesiyle ilgili yasa düzenlenirken, geniş bir takdir yetkisi tanınmış durumda ve bu takdir yetkisi çerçevesinde bu haklar kullanılabiliyor. Eğer gerekçeniz kabul edilirse infazın ertelenmesi söz konusu oluyor, aksi halde anne ve çocuk, bu tutukluluk koşullarını yaşamak zorunda kalabiliyor. Çocukların ilk 5 yaşta kişiliklerinin geliştiğini biliyoruz; bu süreyi hapishane koşullarında, yasaklar çerçevesinde, dört duvar arasında geçiriyorlar. Bizim tek bir çözüm önerimiz var. Çocuğun yüksek yararı diye bir şeye inanıyorsa eğer devlet, 0-6 yaş grubu çocukların annelerinin ceza infazlarının ertelenmesi lazım. Bu yaş aralığı çocuk sağlığı ve gelişimi açısından kritik bir dönem. Hamile anneler için de bu çözüm şart. Hamilelik döneminde annelerin psikolojilerinin çocuğa yansıdığı biliniyor.

Af Örgütü Temsilcisi Gardner: Türkiye’de keyfi tutuklamalar, kemikleşmiş bir sorun

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Andrew Gardner manzaraya daha geniş bir perspektiften bakıyor, cezaevlerindeki yaygın problemlere dikkat çekiyor:

İki konuda araştırma yaptık biz; cezaevlerinin genel koşulları ve keyfi tutuklamalar. Onursal başkanımız Taner Kılıç 14 ay tutuklu kaldı. Keyfi tutuklama, Türkiye’de kemikleşmiş, sistematik bir sorun. 2013-2015 arası bazı yasal düzenlemeler oldu, koşullar kısmen iyileştirildi, tutuklu sayısı düştü. Arada siyasi konjonktürler değişti. Özellikle OHAL döneminde, darbe girişiminden sonra tutuklu sayısı çok arttı, sulh ceza hakimlikleri gibi yeni bir sistem getirildi. İstanbul gibi şehirlerde, tutuklamalar konusunda sadece 10 hakim karar veriyor. Af örgütü olarak incelediğimiz dosyalarda hiçbir delil yok, binlerce insan tutuklanmış. Koğuşlar 4-5 kişiyle sınırlı olmalı ama 15 kişi kalıyor. 3 kat daha fazla kalabalık var. Tutuklanan insanlar için kötü muamele, fevri uygulama, işkence soruları geliyor. Bana kalırsa çok sistematik değil ama bazı cezaevlerinden çok fazla sorular geliyor.

Cezaevlerindeki bebekli anneler

Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki cezaevlerinde bebekleriyle beraber hapis yatan tutuklu ya da kadın hükümlülerden bazıları:

F.K.: 6 aylık ikiz çocuk annesi, 2015’te canlı kalkan eylemlerine katıldığı gerekçesiyle 4 yıl 2 ay ceza aldı. İkiz çocukları ile birlikte cezaevine gönderildi.

D.K. (Hatay T tipi cezaevi): 5 yaşındaki kızı D. ile beraber hapis yatıyor. Baba A. A.K. da, Sivas E tipi cezaevinde tutuklu.

Z.E. (25): Doğumuna 3 hafta kala Samsun’da tutuklandı.

E.S.: Bursa Yenişehir cezaevinde tutuklu. Eşi daha önce tutuklanmıştı. Çocukları F. (2,5) annesi ile cezaevinde kalıyor.

Av. B.C.: Ardahan cezaevinde tutuklu. Bir yaşındaki M. bebek cezaevinde annesiyle kalıyor.

G.D.A.: Bebek M. 6,5 aylıkken annesiyle cezaevine girdi, ilk adımlarını cezaevinde attı. 2 yıldır Gebze kadın cezaevindeler.

H.A.: 10 aylık bebeğiyle Mardin cezaevinde, iki çocuğu daha var.

H.S.: 26 Mayıs 2018 tarihinde Bylock iddiasıyla tutuklandı, 8 yıl 9 ay ceza aldı. 3,5 yaşındaki oğlu ile Şakran Cezaevinde.

H.K.: Bebeği S. ile Kayseri Bünyan Cezaevinde.

E.A.: 10 yıl hüküm giydi, 1,5 yaşındaki kızı Cemile ile Kayseri Cezaevinde yatıyor.

A.A.: 2 yaşındaki bebeği Ömer Ferhat ile Hilvan cezaevinde. 8 ve 10 yaşında 2 çocuğu daha var.

H.U.: 6 yıl 7 ay ceza aldı. Bir yaşındaki bebeği A. ile Mardin E tipi cezaevinde. A.’nın kafasında tümör, yüzünde lekelenme ve şişlik var.

M.P.: Beş yaşındaki oğlu M.E. ile 2,5 yıldır Tarsus Cezaevi’nde. Hükümlü baba M.P. de aynı cezaevinde.

E.Y.: 2 yaşındaki astım hastası bebeği A. ile Urfa Cezaevi’nde.

Z.K.: 26 Ekim 2018 tarihinde tutuklandı, 3 aylık bebeği E. ile birlikte Manisa E tipi kapalı cezaevine konuldu. Kansızlık teşhisi konulan E. bebek altı aylık oldu.

R.K.: 6 Kasım 2018’de tutuklandı, 1,5 yaşındaki bebeği O.A. ile cezaevinde.

M.Ş.: 10 Temmuz 2018’de tutuklandı, 2 yaşındaki oğlu B. ile cezaevinde kalıyor.

E.A.: 6 yıl 10 ay hapis cezası aldı, 2 çocuk annesi, 2 yaşındaki çocuğuyla beraber hapis yatıyor, 7 yaşında bir oğlu daha var.

S.Ö.: 11 aydır Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutuklu. Bebeği Z. 50 günlükken hapse girdi.

H.G.: Manisa’da tutuklandı, 11 aylık bebeğiyle cezaevinde. 5 yaşındaki kızının ağır akciğer hastası olduğu bildiriliyor.

Ş.A.: 3 yaşındaki bebeğiyle tutuklanıp Antalya cezaevine konuldu. Baba da tutukluydu.

F.C.: Bebeğiyle Gebze Cezaevi’nde yatıyor, yumurtalık kanseri ve 10 aydır ameliyat olmayı beklediği bildiriliyor.

HENÜZ YORUM YOK