Ana Sayfa Güncel Türkiye’nin girdiği yeni yol ve AYM Başkanı Arslan’ın söyledikleri

Türkiye’nin girdiği yeni yol ve AYM Başkanı Arslan’ın söyledikleri

HABER YORUM | MUHSİN AHMET KARABAY

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ı eleştirebilirsiniz. Ülkenin bu hale gelmesinde payı olduğunu da söyleyebilirsiniz. Hatta en üst mahkemenin tepesindeki isim olarak, hukukun bu kadar ayaklar altına alınmasında en çok payı da verebilirsiniz.

Bütün bunların hepsi yanlış olmayabilir. Hatta ben size daha fazlasını söyleyeyim. Türkiye’nin sürüklendiği bu bataklıkta ikinci sıradaki yer 10. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başkan Haşim Kılıç ile birlikte Zühtü Arslan’a ait. (İlk sırada hangi kesimin rolü olduğunu önümüzdeki günlerde ayrı bir konu olarak yazmak istiyorum.)

Bu üçlü içinde en az sorumluluk ise Zühtü Arslan’da. Gül ve Kılıç, ülkenin ana kolonları birer birer kesilirken seyirci kaldıkları için mevcut AYM Başkanı eli kolu bağlı bir şekilde koltuğu devir almış oldu. Neyse Gül ve Kılıç konusunun ayrıntısının yeri burası değil…

Zühtü Arslan, mevcut yüksek yargı mensupları arasında hukuk duruşu en net olan isimlerden. Bunu sadece söyledikleri ile yerine getirmedi, sergilediği tavırlarla da ortaya koymuş oldu. Pek çok yerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı baş selamı ile selamlama şekli önüne çıkarılıp durur.

AYM Başkanı, söz konusu fotoğrafı kabul etmeyip kendi cevabını birkaç gün sonra bir soru üzerine ortaya koymuştu:

“Bu konu çok saçma ve anlamsız. Bunun üzerinde yorum yapmak biraz abesle iştigal gibi. Fakat sordunuz, cevap vereyim. Bir kere o fotoğraf gerçeği yansıtmıyor. Üzerinde çalışılmış. Kadraj oyunuyla manipülasyonun çirkin bir örneği.”

Arslan, meslek hayatının hiçbir döneminde, Allah’tan başka hiçbir gücün önünde eğilmediğini ve bundan sonra da eğilmeyeceğini net bir şekilde ifade etmişti.

Aslında bu fotoğraf, Mayıs 2016’da yüksek yargı mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte memleketi Rize’de çay hasadı tiyatrosuna katılmaması üzerine tezgahlanan bir intikam alma idi. Söz konusu çay hasadına AYM Başkanı Arslan da davetli idi. Arslan buna rağmen katılmamıştı.

Geçmişte boğulmayayım, tez elden bugüne geleyim.

‘HUKUK DIŞI ARAYIŞLAR ORTAYA ÇIKAR’

AYM Başkanı Arslan, Anayasa Mahkemesi tarafından düzenlenen “Mesleki Hayat Bağlamında Özel Hayata Saygı Hakkı” konulu sempozyumda çok önemli noktalara değindi. Konuşmasında altı çizilecek cümleler vardı:

“Unutmayalım ki, fikri ve vicdanı hür olmayandan hâkim olmaz. Aklını ve vicdanını başkalarına kiralayan veya iradesine ipotek konmasına izin veren kişiden hâkim olamaz.”

– “Hukuk devletinde, uzaktan kumandalı yargı da, yargıç da düşünülemez.”

“Yargı mensubu aklını kullanmak zorunda olan kişidir. Bu nedenle hakim ve savcılar, sadece akıllarını kullanırlarken cesarete ihtiyaç duyabilirler.”

– “Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır.”

Bu konuşma, bir Cumhuriyet Savcısının çıkıp muhabbet tellalına bile soruşturma açmaya cesaret edemediği bir dönemde yapılıyorsa önemini kaybetmez, tam tersine değerini artırır.

Hele bu ülkenin İçişleri Bakanı çıkıp da AYM Başkanını troller gibi aleyhinde sosyal medyadan paylaşımlar yapıyorsa bu konuşmanın değeri azalmaz çoğalır.

TÜRKİYE’NİN GİRDİĞİ YENİ YOL

Bu ülke yıllardır hukuku değil, yargıyı konuşuyor. Hukukun yok sayılması ile bütün bu orta yerde duranlar yaşandı, yaşanıyor.

“Yiğit düştüğü yerden kalkar” önemli bir tespit. Hukuk rafa kaldırılarak bugün yaşadıkları bu ülkenin başına geldi ise buradan kurtuluş da yeniden hukuka dönülmesi ile sağlanacak.

Yıllardır, bulunduğum ortamlarda, yazdığım, konuştuğum yerlerde hep şunu söyledim: “Daha iniş süreci bitmedi. Ne zaman biteceğine ilişkin henüz ortada bir alamet görünmüyor.”

Türkiye bir süredir bu dibe sürüklenmenin sonuna geldi. Şimdi çıkış yolu aranıyor. Bunun somutlaşmış sonuçlarını da yakında görmeye başlayacağız.

Ne var ki önümüzde bir kuyu var. O kuyuya düşecek miyiz, yoksa etrafını dönüp çıkış kapısına yönelecek miyiz? Bu sorunun net cevabını henüz kestirebilmek mümkün görünmüyor.

2 YORUMLAR

  1. Doğrucu Davut
    Etkili bir güzelleme yazısı. Beyefendi'nin hiç kabahati yokmuş, çay toplamaya bile gitmemiş, ona böyle devredilmiş. Aklımızla dalga geçmeyi bırakın, 15 Temmuz'un birkaç gün sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nda "AYM üyelerinin dokunulmazlığını" mide bulandıran gerekçelerle askıya alıp 2 üyesini hiçbir delil olmadan "sosyal çevre" açıklaması ile terör örgütü üyesi olduğuna kanaat getirip, hiçbir yasada yeralmayan hükümle ihraç ettiren AYM Başkanı çay toplamaya o zaman gitti.