YORUM | ALPER ENDER FIRAT
HDP ile birlikte mücadele çağrısı yapması Kılıçdaroğlu’nun tabulara karşı yaptığı en cesur çıkışıydı. CHP Genel Başkanı, partisinin grup toplantısında HDP’nin Kadıköy’deki protestolarına yönelik polis müdahalesi sırasında Eş Genel Başkan Mithat Sancar’ın kendi partisinin binasına girememesini eleştirerek “Altı milyon oy alan bir siyasi partinin genel başkanı kendi ilçe binasına giremiyor. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Onlar şeytanlar ve bunu yapıyorlar ve bizler (HDP ile) beraber mücadele edeceğiz’’ dedi.
Bu çıkış muhalefet cephesine girmemesi için sistemli bir şekilde küstürülen HDP’nin gönlünü almak için yapılmış çok önemli bir açıklamaydı. CHP gibi bir partinin genel başkanı sıfatıyla yapılan bu açıklamanın, ülkedeki kronik rahatsızlıkların çözümlenmesi için ümit arttıran bir süreci başlatmasını umuyorum. Elbette bu noktada Saraçhane Mitinginde, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın “Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. İktidarın kazanamadığı belediyelere kayyum atayarak rövanş almasını reddediyorum” sözlerini unutmamak lazım. Mitingde en çok bu cümlelerin alkış alması umarız alandaki diğer liderlerin de gözünün açılmasını sağlar.
Bugün Ekrem İmamoğlu’nun ‘Kılıçdaroğlu adayımızdır’ sözleri de umut edelim ki, Millet İttifakı içindeki adaylık tartışmalarıyla başlayan dağınıklığa son noktayı koyar.
Kılıçdaroğlu’nun inisiyatif alarak harekete geçmiş olması siyaset adına sevindirici bir gelişmedir. Bundan sonra yapılması gereken elbette akıl bulandıran, rüzgar kesen, kargaşaya yol açan tavır ve eylemlere müsade etmeden, bütün muhalefeti bir şemsiyenin altında toplayabilmek olmalıdır. Bunun da yolu herkesten hızlı koşmak, inisiyatif almak ve cesur adımlar atmaktan geçiyor. Altılı masadakiler eğer gerçekten ülkedeki AKP tasallutundan kurtulmak istiyorlarsa tereddüt oluşturacak her hareketten kaçınmalıdır. Millet İttifakına lider olmak isteyen de, bu akıl bulanmışlıklarına anında müdahale ederek toplumsal muhalefetin tüm unsurlarını aynı şemsiye altında toplamayı başarabilmelidir.
Kılıçdaroğlu’nun HDP çıkışından sonra, devlet gücünü kullanan şebekenin hem CHP hem de HDP içerisindeki uzantıları yoluyla, mutlaka bir cevabı, bir karşı hamlesi olacaktır. Ya da PKK’yı devreye sokacak, provokatif eylemleri artıracaklardır. Kılıçdaroğlu’nun bu hamleleri önceden öngörüp bunlara pabuç bırakmayacak siyaset üretebilmesi de onun liderliğini büyütecektir.
Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin gönlünü almak için gösterdiği cesur inisiyatifin aynısını KHK’lılar ve kanunsuz hapsedilmiş bütün insanlar konusunda da yapmasını bekliyoruz.
Muhalif mahallede görünüp de armudun sapı üzümün çöpü diye sürekli ayrıştıran, bölen, mahalleye sokmayanları susturmak da onun liderlik maharetiyle başaracağı bir iş.
Mesela Özgür Özel gibi isimlerin, seçimlerde milyonlarca insanın Millet İttifakını desteklemesini engelleyen açıklamalarına da dur demenin zamanı çoktan geldi de geçiyor. Özgür Özel ve benzerlerinin konuşmaları topluma eski jakoben devleti hatırlatıyor. Bu konuşmalar Vietnam Sendromu gibi insanların unutmak istediği olayları zihinlerde yeniden yaşatıp akıllardaki soru işaretlerini, korkuları tetikliyor.
Kılıçdaroğlu’nun HDP açıklaması umulur ki yepyeni bir Sosyal Demokrasinin işaret fişeği olsun. Adaleti, demokrasiyi, insan haklarını, şeffaflık ve kanuniliği önceleyen bir yönetim anlayışı için cesur adımları tetiklesin. Devlet sopasıyla mağdur edilmiş, yasalarda yazmayan suçlardan dolayı cezalandırılmış bütün kesimlere ferahlık getirsin.
Evet bir çiçekle bahar gelmez farkındayım ama baharın geleceğine işaret olabilir.
2019 Mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Adana gibi büyükşehirlerin kazanılmasını sağlayan ruhu yeniden yakalamak Kılıçdaroğlu’nun elinde. Yeter ki bunun için gerekli inisiyatifi ele alıp göstermesi gereken cesareti göstersin.