YUSUF DERELİ | HABER İNCELEME
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı. TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7,6 büyümüş. İstihdam yaratmayan, işsizliği azaltmayan dahası halkın refah seviyesini artırmayan bir büyüme… Bizzat ekonomi yönetimi açıklamıştı; “Önceliğimiz enflasyonla mücadele değil, büyüme.” demişlerdi…
Büyüdük mü, büyüdük!
Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, “Enflasyonu, dolarizasyonu, cari açığı patlatıp, döviz rezervlerini tüketip, halkı da yoksullaştırdıktan sonra % 7,6 büyümüşüz. Ne kadar övünsek azdır!” sözleriyle değerlendiriyor ‘çarpık’ büyüme rakamlarını.
Ekonomist Prof. Dr. Serap Durusoy, “İyi ki de büyümüşüz! Bu kadar yüksek enflasyon pahasına; ya bir de büyüyemeseydik. Tabi büyüdük ama nasıl sorusunu da sormamız gerekiyor.” diyor.
LOKOMOTİF; FİNANS VE HİZMET SEKTÖRÜ!
Peki ‘nasıl’ büyümüşüz diye rakamları incelemeye başladığınızda ilginç verilerle karşılaşıyorsunuz. Genel olarak baktığınızda büyümenin temel dayanaklarını sanayi, ticaret ve finans oluşturuyor. Finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 26,6, hizmet faaliyetleri yüzde 18,1, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 11, sanayi yüzde 7,8 büyürken; aynı dönemde tarım, ormancılık ve balıkçılık yüzde 2,9 ile inşaat sektörü ise yüzde 10,9 küçülüyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) önceki gün açıklamıştı; bankacılık sektörünün net karı 2022 Temmuz’da yıllık bazda yüzde 505 artışla 38,7 milyar TL’ye çıkmıştı. Yani yüzde 7,6’lık büyümenin önemli bir kısmı istihdam yaratmayan, üretmeyen finans sektöründen geliyor. Bankaların karının yüzde 505 arttığı bir ekonominin sağlıklı olduğunu kim iddia edebilir?
KİMSE FİNANS KESİMİNİ SUÇLAMASIN!
Ekonomist Prof. Dr. İbrahim M. Turhan, tam da bu konuda şunları yazdı dün: “Büyüme verisiyle ilgili çarpıcı bir tespit: Finansal hizmetlerde yaratılan katma değerin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı 2021 yılı genelinde yüzde 4,4 iken, bu çeyrekte %5,8’e yükselmiş. Geçen yılın aynı dönemine göre REEL ARTIŞ (enflasyondan arındırılmış) %26,6. Burada hiç kimse finans kesimini suçlamasın. Onlar her makul girişimci gibi işlerinin gereğini yapıyor. Bu tablonun sorumlusu, izlediği ekonomi politikasıyla finansal hizmetler sektörü lehine olağanüstü bir arbitraj imkanı sağlayan Hükümettir. Kamu kaynakları böyle kullanıldı.”
ENFLASYON, EN ÇOK DAR GELİRLİYİ VURUYOR
TÜİK’e göre işgücü ödemeleri, 2022 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 66,4 artmış. Oranı gördüğünüzde ‘çok iyi’ diyorsunuz ancak öyle değil! İşgücü ödemesi yüzde 66,4 artarken enflasyon TÜİK’e göre bile yüzde 80’e dayandı. Emekçinin geliri yüzde 66; gideri ise yüzde 80 artmış… Alım gücündeki erime yüzde 14!
Yoksullaştıran bir büyüme yaşanıyor…
EMEKÇİLER, REFAHTAN PAYINI ALAMIYOR
Çok daha önemli bir veri ve itiraf var TÜİK’in tablolarında. Verilere göre yüzde 7,6’lık ‘büyüme’ kapsayıcı olmadığı gibi enflasyonu düşürmüyor, istihdamı artırmıyor, işsizliği azaltmıyor. Aksine gelir adaletsizliğinin daha da büyüdüğünü görüyoruz.
TÜİK, “İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 32,6 iken bu oran 2022 yılında yüzde 25,4 oldu.” diyor.
Tabloya göre emeğin, GSYH’nın içindeki payı giderek azalıyor. Bugün yüzde 25,4 olarak açıklanan emekçinin GSYH’dan aldığı pay, iki yıl önce yüzde 36,8’di! Emekçinin payı azalırken kimin payı artıyor; sermayenin…
EĞİLMEZ: HAYAT PAHALILIĞI ÜCRETLİ KESİMİ VURDU
AKP’nin Yeni Ekonomi Modeli, küçük bir azınlığı (sermaye sahiplerini) daha da zengin ederken; dar gelirliyi, emekçiyi daha da yoksullaştırıyor. İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Emek gelirlerindeki bu sürekli erime hayat pahalılığının asıl olarak ücretli kesim üzerinde kaldığının en açık kanıtıdır.” diyor.
İşgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı (1998ç1-2022Ç2, mevsim etkilerinden arındırılmış)👇 pic.twitter.com/l7WeJaB2UC
— Para ve Finans (@VeFinans) August 31, 2022
Finansal Piyasalar Uzmanı İris Cibre ise ‘çarpık’ büyüme rakamları ve ‘refahın adaletsiz bölüşümü’ sorunuyla ilgili şunları yazdı: “Yüzde 7.6 büyüdük. Ama sorun, kim büyüdü? Gelir aktarımının resmini görüyorsunuz; İşgücünün GSYH’den aldığı pay 1 yılda 7 puan birden düştü 25.4%. Ya sermayenin payı? 5 puan artarak 54% ‘e yükseldi. KKM, düşük faiz, yüksek enflasyon işgücünü eritti. cebindekini de sermayeye transfer etti.”