Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), yılın ilk çeyreğine (Ocak-Mart) dair Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye aynı dönemde yüzde 5 büyüdü. Financial Times, TÜİK’in beyanatı karşısında duyduğu şaşkınlığı gizlemedi ve, ‘beklenmedik gelişme’ ifadesini kullandı.
Şaşırmamak elde değil! TÜİK ya başka bir gezegenden haber veriyor ya da Polit Büro istatistikçiliğinde kendini aştı. Birkaç defa GSYH hesaplama formülünü değiştiren TÜİK’in açıkladığı rakamların üzerinde kesif bir gölge duruyor. İnşaatta yüzde 10 büyüme nasıl hesaplandıysa artık!
Daha evvel yine TÜİK’in ocak-mart dönemini ihtiva eden bir başka verisine göre inşaat sektöründe istihdam yüzde 3,5, çalışılan saat yüzde 3,6 ve brüt ücret-maaş da yüzde 0,4 azalmıştı. Çift haneli büyüyen bir sektördeki bu daralmayı nasıl izah edeceğiz? Tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerindeki yüzde 10’u aşan büyümenin kaynaklarını insan hakikaten merak ediyor.
MADEM BÜYÜDÜK. İŞSİZ SAYISI NİÇİN 4 MİLYONA ÇIKTI?
TÜİK’in ‘yüzde 5 büyüdük’ dediği dönemde işsizlik ve enflasyon 2001 krizinden sonraki en yüksek seviyelere çıktı. İşsizlik ocakta yüzde 13’e yükseldi. Şubat’ta yüzde 12,6’ya gerilemiş gibi görünse de işsiz sayısı geçen senenin aynı dönemine göre 676 bin kişi arttı.
Kayıtlı işsiz sayısı 4 milyon olurken işsizlik maaşına müracaat adeta patlama yaşandı.
İş bulma ümidini kaybedenleri kale almayan TÜİK bu şekilde toplam işsiz sayısının 7 milyonu geçtiği hakikatinin de üzerini örtmüş oluyor. Ocak’a göre gerilemiş gibi görünen işsizlik 2016 Şubat ayına nazaran yüzde 1,6 daha yüksek.
Ocak’ta işsizlik maaşı almak isteyenlerin sayısı 2016’ya nazaran yüzde 23,5 arttı. Geçen yılın Ocak ayında 237 bin 656 kişi işsizlik maaşı talep etmişti. Bu yılın Ocak ayında ise başvuran kişi sayısı 293 bin 399 oldu. Şubat ve martta da benzer bir tablo mevcut.
ENFLASYON REEL GELİRLERİ SİLDİ SÜPÜRDÜ
Ocakta tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 2,46 arttı. Bir önceki seneye göre yüzde 9,22 yükselen TÜFE Mart sonunda yüzde 12’ye yükseldi. Üretici fiyatlarındaki artış yüzde 17’yi buldu. Bu kadar yüksek enflasyon ortamında reel gelir artışının sırrı da TÜİK de olmalı.
Ocak-Mart döneminde bankaların takipteki alacak tutarı, yani batık kredilerin toplamı 48 milyar liradan 61 milyar liraya çıktı. 322 bin KOBİ icralık oldu. Batan her KOBİ ile beraber 72 bin TL buharlaştı.
Ocak’ta kapanan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 11,31, kooperatif sayısı yüzde 30,67 ve gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 31,14 arttı. Cümlenin sonundaki ‘arttı’ ibaresi hataya düşürmesin. Burada kapanan şirket ve kooperatif sayısındaki artış kastediliyor. Pekâlâ kepenk indirenlerin sayısı artarken ekonomi nasıl büyümüş?
TURİZM GELİRLERİ YÜZDE 17,1 AZALDI
Turizm geliri Ocak, Şubat ve Mart aylarından teşekkül eden birinci çeyrekte evvelki senenin aynı çeyreğine göre yüzde 17,1 azaldı. Otel fiyatları yüzde 30’a yakın gerilemesine rağmen doluluk oranları yüzde 60’u bulmadı. Geçen sene ekside kapatan bir sektörün yine ekside olması krizin bitmediğini, bilakis derinleştiğini teyit eder.
Büyümenin sıhhati hakkında ipucu verebilecek kalemlerin başında sanayi imalatı gelir. 2016’nın ilk üç ayında sanayi imalatı sırasıyla 5,5, 5,9 ve 3,0 oranında artmıştı. Türkiye’nin bu dönemde büyüme rakamı yüzde 4,5 olmuştu. 2017’nin aynı döneminde sanayi imalatı 2,6, 1,0 ve 2,8. Sanayide geçen senenin yarısına bile erişilememesine rağmen TÜİK millî gelir artışını bu sene için yüzde 5 olarak açıkladı.
Toplam kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre yüzde 14,1, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3 oranında azaldı. Sığır eti üretimindeki azalma yüzde 17’ye yaklaştı.
BÜTÇEDEKİ BİR AYLIK AÇIK 26 MİLYAR LİRA
TÜİK’in ilan ettiği büyüme içinde tek tutarlı veri kamu harcamalarındaki artış. Şaşırtıcı gelmedi bana. Zira hükümet 16 Nisan referandumu arefesinde kesenin ağzını açmış ve bütçe açığı martta rekor kırmıştı. Bütçe Mart’ta 19,5 milyar lira açık vermişti. Geçen sene aynı dönemde açık 6,6 milyar lira idi. Faiz dışı fazla kalemindeki 12,4 milyar liralık açık da ilave edildiğinde martta geçen seneye nazaran 26 milyar lira fazladan harcama yapıldığı neticesine varılacaktır.
Bir ayda bu kadar yüksek açığı icap ettirecek bir yatırım olmadı elbette. Tamamen referanduma dönük harcamalarda kullanıldı bu paralar. Marttaki kara delik bütçe gelirleri yüzde 9,9 artarken giderlerin yüzde 21,3 artmasından kaynaklandı.
DÜNYA BANKASI DA ‘SUNİ BÜYÜME’ İKAZI YAPTI
TÜİK’in açıkladığı yüzde 5 büyümenin reel karşılığını bulmak imkânsız. Gece yarısı formül değişikliklerine kadar gitmek lazım. Formül değişikliği bile ekonomideki tükenişi bir nebze örtbas edebildi.
Hadd-i zatında bütçede har vurup harman savurarak ve Hazine kefaleti ile kredi tahsisatını hızlandırarak bir yere kadar gidilebilir. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt’un dikkat çektiği gibi, “Türkiye’de kredi büyümesi görüyoruz, fakat bu büyüme Kredi Garanti Fonu (KGF) tarafından tetiklenen suni bir büyüme. Sıcak paraya aşırı maruz kalma durumu, bankacılık sektöründe bir takım kırılganlıklara sebep oluyor.”
Kredi Garanti Fonu’nun dağıttığı kredilerde takibe düşen alacak tutarı 10 milyar liraya yaklaştı. Bankalar bilançolarının bozulmaması için bu batıkları üç kuruşa varlık yönetim şirketlerine satıyor. Özel sektör yatırımları yok. Turizm gelirlerinin esamisi okunmuyor. Verimlilik artışı hak getire! Amma velakin büyümüşüz! Gel de inan!
KREDİ MALİYETİ KATLANIYOR
Türk Lirası’ndaki hızlı erime ve talep eksikliği sebebiyle bilançolarında ciddi zararlar yazan firmalar için geçici vergi indirimleri, yeniden yapılandırma imkânları ve teşvikler belli bir rahatlama sağladı. Buna mukabil mevduat faizleri yüzde 15’i aştı. Kredilerin mevduata oranı da yüzde 145 gibi tehlikeli hudutlarda geziniyor. Artık deniz tükendi. Hızlı kredi artışı ya da likidite bolluğu ile büyümenin sonuna gelindi. Tasarrufların millî gelire oranı tarihin en düşük seviyesinde. İster kredi artışı ister Merkez Bankası vasıtasıyla sağlansın, piyasaya sunulan likidite fazlası hep yüksek enflasyon olarak geri dönüyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı, büyüme manşetlerini kurtarmak adına ekonominin kronik rahatsızlıklarını görmezden gelme alışkanlığında ısrar ediyor. TÜİK de gece yarısı formül değiştirerek günü kurtarma telaşına düşen hükümete payandalık yapıyor.
Esnaftan çiftçiye herkesin krizi derinden hissettiği ve zor günler geçirdiği 2017’nin üç aylık dönemi için yüzde 5 büyüme rakamı açıklayan TÜİK’e dair söylenecek söz bulamadım.
Neyse ki Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli hissiyatıma tercüman olmuş: “Ancak şapka çıkarılır.”