NECİP F. BAHADIR | YORUM
Siyaseti uzaktan takip edenler Tuğrul Türkeş’in AKP’den milletvekili seçildiğini hatırlamayabilir. İki dönemdir AKP’den mebus… Babasının partisi MHP’den ayrılalı yıllar oldu. Bir ara AKP’de bakanlık bile yaptı. Ama sonra sessizliğe gömüldü; taa ki Osman Kavala çıkışına kadar… Kavala’yı Silivri’de ziyaret etmek istemesi kamuoyunda ilgiyle karşılandı. Ben de o günlerde konuyu yazamadığım için hayıflanmıştım ama nasip bugüneymiş.
İlk soru şu; Türkeş neden Kavala ve Gezi’nin diğer mahpuslarını ziyaret etmek istedi? Kendi insiyatifi mi yoksa bir siyasi planın parçası mı? Harekete geçerken bu talebini Erdoğan’a çıtlattı mı? Yoksa Cumhurbaşkanı medyadan mı öğrendi? İnsani bir gerekçe olamaz mı? Osman Kavala’nın milliyetçi kesimin yazarlarından Tarık Buğra’nın damadı olduğunu unutmamak gerekir.
MHP’nin iktidar üzerinde söz sahibi olduğu dönemde Tarık Buğra’nın damadının hapishanelerde ömür tükettiğini tarih yazmayacak mı? Bahçeli yönetimi meseleye duyarsız kalsa da tarihin hükmü hiç de öyle olmayacak. Yarın MHP’ye buradan da bir siyasi faturanın çıkacağı kesin. Buğra’nın kızını ağlattığı MHP’nin boynuna bir yafta olarak asılacak.
Acaba Türkeş’in ziyaret kararı almasında Tarık Buğra faktörü etkili oldu mu? Türkeş’i tanıyanlar bilir, kültür dünyasıyla pek işinin olmadığını… Fakat Buğra’nın ismini duymamış olması da mümkün değil. Belki Buğra etkisi de söz konusudur. AKP’lilerin de aşina olduğu bir isim Tarık Buğra aslında. O kadarcık ‘vefa’ AKP’li Türkeş de bile bulunur.
Türkeş dışında bir başka AKP milletvekili, muhalif siyasi mahkumları ziyaret etmek için talepte bulanabilir miydi?
Bu soruya hemen cevap vereyim; hayır, bulunamazdı. Nitekim bugüne kadar en yakınları; kardeşleri, yeğenleri içeride mahpus olmasına rağmen kılını kıpırdatan AKP’liye rastlanmadı. Nedeni belli… Korkudan. Eğer bir AKP’li Adalet Bakanlığı’na izin için müracaat etseydi, dilekçesi iade edilir ve kulağı çekilirdi. Hem de kopacak kadar… Belki ibret olsun diye disipline bile verilirdi. Türkeş’in durumu farklı. Sıradan bir AKP milletvekili değil o. Soyismi kendisini ‘ayrıcalıklı’ kılıyor.
Tuğrul Türkeş’in, Erdoğan’a haber vermeden harekete geçmesi bana biraz zor görünüyor. Erdoğan teşvik etmese bile karşı da çıkmamış olabilir. En azından bu sayede siyasetin nabzını tutmak ister. Özellikle MHP’nin tavrını… Konu kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. AKP’nin ‘sessizliği’ dikkat çekti. AKP yönetimi olumlu veya olumsuz bir değerlendirmede bulunmadı. Bunu da ‘manidar sessizlik’ olarak bir kenara not etmek lazım.
Erdoğan’ın ‘Kavala’ ve ‘Gezi’ projesi
MHP’ye gelince Bahçeli’nin tepki göstermekte en çok zorlanacağı isimlerin başında Tuğrul Türkeş gelir. Buna rağmen Türkeş’e tepki gösterenler oldu. Ama ortaklığı yakacak düzeyde değil. En ilginç itiraz İYİ Parti’li bir başka Türkeş’ten geldi. Baba bir anne ayrı Ayyüce Türkeş ziyarete karşı çıktı. Hem de bayağı sert üslupla… İki kardeşin arasına Osman Kavala falan girmedi. Zaten iki kardeşin arasının açık olduğunu bilmeyen yok.
Erdoğan’ın bir ‘Kavala ve Gezi’ projesi olduğu kanaatindeyim. Nitekim AKP’nin kalemlerinden de benzer yorumları sık sık okuyoruz. Türkeş’in hamlesi projenin ilk adımı… Ve de doğru adımı. MHP’nin karşısına Türkeş’ten başkasını çıkaramazdı. Projenin ete kemiğe bürünmesi Türkeş’in ziyaretiyle hız kazanır. Sonra, bu atmosferden diğer siyasi mahpuslar da nasibini alır. AİHM kararları görmezden gelinmez ve hükmünü icra eder. Zayıf da olsa ufukta bir umut var. Evet, ben iflah olmaz iyimserim. En küçük ‘umut ışığı’ bile gözlerimi kamaştırıyor.
Türkeş, 19 Temmuz’da Adalet Bakanlığı’na izin başvurusu yaptı. AKP dışındaki milletvekillerinin müracaatını saatler içinde cevaplandıran bakanlık başvuru sahibi iktidar partisinden olunca beklemeye aldı. Bakan Tunç, “Değerlendirme aşamasındayız!” dedi. Kim değerlendiriyor? Bakanlık bürokrasisi değil herhalde. ‘Yeşil ışık’ beklenen tek adres var; o da Saray… Erdoğan’ın da karar için MHP’nin tavrını gözlemlediğini söylemek mümkün.
Süreç uzamadı mı? Uzadı elbette… Ama mesele çok hassas.
‘Hayır’ demenin siyasi sonuçları olur
‘Değerlendirme aşaması’ bittikten sonra karar ne olur? Bakanlık, “Hayır, olmaz!” cevabı verebilir mi? Gerekçesi ne olacak? CHP milletvekilleri Silivri’yi yol yaparken AKP milletvekiline ‘hayır’ demesinin bir bahanesi olmalı. Ben ‘hayır’ ihtimalini biraz zayıf görüyor. Çok çok sürüncemede bırakabilir, dilekçeyi sümenaltı eder… Ama Bakan, “Değerlendirme aşamasıydayız!” dedi. Bu sözden bir kararın çıkacağını kestirmek zor değil. Bir kere, ‘hayır’ demenin de ‘evet’ demenin de siyasi sonuçları olur. Bu yazıyı da sonuçtan ziyade konunun önemine dikkat çekmek için yazıyorum.
Türkeş’in Kavala üzerinden siyasi hesabı olamaz mı? Olur… Gözü hala babasının koltuğunda. AKP sadece ara istasyon. Bahçeli sonrasının en güçlü adaylarından biri.
Türkeş, Kavala ve Gezi mahpuslarını ziyaret etmeli mi?
Tabii ki… Geç bile kaldı. Milletin vekili olduğunu iddia eden biri partisi iktidarda da olsa, hapishanelerden yükselen ‘adalet’ talebine nasıl kayıtsız kalabilir? Siyaset toplumun her kesiminden, – muhalif uzak mahalleler dahil – gelen taleplere kulak vermek zorunda. AKP milletvekillerinin inisiyatifini ve iradesini tamamen yok etti. İktidar çarkının bir dişlisi olmanın ötesine geçmek isteyenlere izin vermedi, dışladı. Türkeş’in hamlesi aynı zamanda AKP’nin de bir sınavı. Eğer Türkeş, Silivri’nin yolunu açarsa biraz zor olmakla birlikte o adalet yolundan yürümek isteyen başka milletvekilleri de çıkabilir. Korku gibi cesaret de bulaşıcıdır.
Bakanlığın vereceği karardan sonra konuyu tekrar değerlendiririz.
Bu mesele mühim…