Trump, 60 bin Türkiye vatandaşını geri mi gönderecek?

ADEM YAVUZ ARSLAN | YORUM

Beklendiği gibi ‘ikinci Trump dönemi’ hızlı başladı. Çiçeği burnunda ABD Başkanı daha ilk akşamdan 200 başkanlık kararnamesi imzalayıp kırılması zor bir rekora imza attı. Trump’ın imzaladığı kararnameler arasında doğumla gelen vatandaşlık hakkının iptali gibi çok tartışmalı olanlar da var. Bürokrasi hiç beklemeden kararları uygulamaya koydu.

Bir yandan da Trump’ın vatandaşlıkla ilgili kararnamesine itiraz eden hakimler oldu. Olayın, yani ABD’de doğanların doğrudan ABD vatandaşı olması ile ilgili süreç büyük hukuki tartışmaları da beraberinde getirecek. Çünkü anayasal bir hakkın başkanlık kararnamesi ile iptali mümkün değil. Mesele mutlaka ABD Anayasa Mahkemesi’nin önüne kadar gelecektir.

Ancak Trump’ın bu hamlesi uygulamaya geçti bile. İki gündür ABD genelinde gözaltı ve sınır dışı faaliyetleri var. Bir önceki yazıda  anlattığım gibi, Trump sertlik yanlısı bir kabine kurdu ve yasadışı göç yeni hükümetin öncelikli gündemi. Özellikle ‘Sınır Çar’ı olarak tanımlanan Tom Homan’a göre yasadışı göç ABD’nin 11 Eylülden bu yana karşı karşıya kaldığı en büyük güvenlik zaafiyeti.

60 BİN TÜRKİYELİ AMERİKAYA KAÇTI 

“Peki bu bizi neden ilgilendiriyor?” diyen Türkiyeliler olabilir. Öncelikle şunu hatırlatalım; Amerika’da olan Amerika’da kalmıyor. Dünyanın en büyük ekonomisi ve en büyük ordusuna  sahipseniz atacağınız her adım dünyanın geri kalanını da ilgilendiriyor.

Türkiye özelinde ise durum daha da acil…

Çünkü Erdoğan rejiminin ekonomik ve hukuki baskılarından bunalan on binlerce Türkiyeli yıllardır akın akın ABD’ye kaçıyor. Dikkat edin ‚ ‘geliyor’ demiyorum, kaçıyorlar!  Vizeyle ABD’ye gelip bir şekilde burada kalanları kastetmiyorum. Zira son yıllarda Türkiye’den ABD’ye özellikle de turist vizesi almak neredeyse imkansız. Bugün vize talebinde bulunsanız en erken iki yıl sonrasına gün alabiliyorsunuz. Bir klasör dolusu evrak verseniz bile vize almanız imkansıza yakın.

Burada kastettiğim Meksika üzerinden ABD’ye akın akın gelen Türkiyeliler. Sosyal medyada, özellikle Tik-Tok ve İnstagram’da sınırı geçerken vlog çekenleri görmüşsünüzdür. Burada Türkiye’ye iade edilmesi ihtimali olanlar onlar. ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi (CBP) verilerine göre 2021 ile 2024 yıllara arasında ABD’ye Meksika sınırından kaçak olarak gelen Türklerin sayısı 60 bini geçti. Yani orta büyüklükte bir şehir kaçak yollardan ABD’ye kaçtı.

ABD’ye ulaşanlar sınırda iltica talebinde bulundular ve 60 bin Türkiyeliden ne  kadarının cezaevinde olduğu henüz net değil. 20 bin civarında sığınmacının hapishanelerde iltica  süreçlerini beklediği tahmin ediliyor.

Bir de ayaklarına elektronik kelepçe takılan veya şartlı salıverilenler var.

Bu arada şunu da not edelim; Meksika üzerinden ABD’ye kaçak gelenler iltica başvurusunda bulunurken ya Kürt olduğu için baskıya uğradığını ya da Gülen Cemaati mensubiyeti nedeniyle soruşturmalara uğradığını beyan ediyor. Gülen Cemaati irtibatı bahanesiyle iltica talep edenlerin arasında hatırı sayılır MHP ve AKP’li olduğunu da hatırlatıp esas konuya geri dönelim.

Peki Trump Meksika sınırından kaçak olarak ABD’ye sığınan 60 bin kadar Türk’ü ne yapacak?

Daha Biden dönemindeyken iltica yasalarını ihlal eden 1,637 Türkiye vatandaşı zaten sınır dışı edilmişti. Trump döneminde bu rakamın on binleri bulması bekleniyor. Öncelikli olarak sınırdan geçişlerin ciddi oranda azalacak çünkü Trump daha ilk günden sınırdaki güvenlik güçlerinin sayısını arttırdı. Sınırda iltica başvurusu da askıya alındı. Ne zaman yeniden açılacağı tartışmalı.

Bir sonraki aşamada ise ICE (Amerikan Göçmenlik Polisi) nin denetimleri sıkılaştırarak illegal göçmenleri yakalayıp sınır dışı edecek.

KAPI KAPI MÜLTECİ AVI 

Şöyle düşünün; filmlerden gördüğünüz sahneler artık kurgu olmayacak. ICE ve yerel polis ekipleri kapı kapı dolaşıp illegal göçmen arayışına bile girebilir. Toplanma merkezlerine alınan illegal göçmenler daha sonra askeri uçaklarla geldikleri ülkelere yollanacak. Nitekim dün Teksas’tan iki askeri kargo uçağı yüzlerce illegal göçmenle Guatemela’ya uçtu.

Aynı saatlerde Kuzey Karolina’da olan Trump, beraberindeki gazetecilere, “Sınır dışı işlemleri gayet iyi gidiyor!” dedi, kararlılık hatırlatması yaptı. Trump’ın hedef aldığı illegal göçmenlerin çoğunluğu Meksika başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinden ama Türkiye’de listenin üst sıralarında yer alıyor.

Peki Türklerin durumu ne olacak?

Açıkçası tablo pek parlak değil. Çünkü Meksika üzerinden ABD’ye kaçanların çoğu ekonomik gerekçelerle iltica ediyor. Aralarında az sayıda Gülen Cemaati mensubiyeti ile başvuranlar var ama onların durumu farklı. Çünkü Cemaatin uğradığı soykırım süreci ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından da kayda geçirildiği için cemaat mensubiyeti ile iltica edenlerin iadesi beklenmiyor.

Ancak özellikle Doğu Anadolu’dan akın akın gelen Türk vatandaşlarının önünde büyük bir bilinmez ve uzun bir hukuki mücadele dönemi var.

ERDOĞAN’IN AJANDASINDA BAŞKA ŞEYLER VAR 

Peki Erdoğan Türk vatandaşlarının iadesini engellemek için devreye girer mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’tan beklentisi büyük. Biden döneminde kuramadığı iyi ilişkileri Trump ile telafi etmek istiyor. En azından Trump döneminde Beyaz Saray’da ağırlanmayı bekliyor.

Trump’ın da Erdoğan’a karşı pozitif duygular beslediği , iyi şeyler düşündüğü herkesin malumu. Zira kendisi sık sık bunu ifade etti zaten. Ancak yasadışı göçü önleme vaadiyle iktidara gelen, daha ilk günden bu yönde kararnameler imzalayan Trump’ın bu başlıkta Erdoğan’a imtiyaz sağlamasını beklememek lazım.

Kaldı ki Erdoğan bu konuyla ilgili Trump’ı aramaz…

Çünkü Erdoğan’ın uzun yıllardır ABD ile olan ilişkilerinde önceliği Halkbank davasıydı. Erdoğan, Halkbank davasını  kapattırabilmek için milyonlarca dolar para harcadı, legal-illegal tüm yöntemleri denedi ama bir türlü davayı kapattırmayı başaramadı.

Erdoğan’ın Trump döneminde de önceliği Halkbank davasından kurtulabilmek.

Hatta bunun için yakın zamanda yeni bir lobi şirketi ile anlaştı. Yahudi lobisi ile yakınlığı ile bilinen şirket Halkbank konusunda çalışacak. Erdoğan için olay tamamen kişisel ikbal ve aile meselesi. Aksi olsa ABD Halkbank’a ceza kestiğinde Erdoğan, “Ceza kaç para olursa olsun ama dava açmama garantisi verin!” demezdi.

Yıllardır anlatıyorum; Erdoğan ve ailesinin Halkbank davasında bizim bilmediğimiz, kamuoyundan gizlenen bir korkusu var. O yüzden milyarlarca dolar ceza kesilse bile umrunda değil. “Parayı öderim ama dava açılmasın.” diye diretiyor.

ABD’de mahkemeler ‘siyasetin köpeği’ olmadığı için doğal olarak böyle bir garanti verilmedi. Dolayısıyla dosya hala açık ve Erdoğan’ın Trump dönemindeki önceliği bu dava. Yani Erdoğan dostu Trump’ı arayıp “Bizim buradan kaçan 60 bine yakın Türk vatandaşını geri gönderme!” demez.

Böyle bir beklentisi olanlar boşa bekleyecekler. Bir önceki yazıda dikkat çektiğim gibi; bildiğiniz Amerika artık yok, her şeye hazırlıklı olmakta fayda var.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin