Trabzon yaylalarından Fransa’da manşetlere

HABER PORTRE | HASAN CÜCÜK 

Türkiye Süper Ligi’nin 4’üncü büyüğü Trabzonspor, 35 yıldır şampiyonluğa hasret kalsa da altyapısından kaliteli oyuncular yetiştirmeyi ihmal etmedi. Karadeniz ekibinde yıldızını parlatanların bir sonraki durağı ya İstanbul’un üç büyükleri ya da Avrupa oldu.

Geçen yıl rotasını Avrupa’ya çevirenlerden biri de Yusuf Yazıcı’ydı. Yusuf, bu sezona bomba gibi girdi. Attığı goller ve yaptığı asistlerle Ligue 1 ve UEFA Avrupa Ligi’nde hem takımını sırtlıyor hem de Fransız basınının manşetlerini süslüyor.

Ağustos 2019’da Trabzonspor’dan Lille’e transfer olan Yusuf için 17,5 milyon Euro bonservis bedeli ödenmişti. Karadeniz ekibinde 4 yıldır gösterdiği başarı, Avrupa’da takip ediliyordu. Raket gibi bir sol ayağı vardı. Hızı ve tekniği at başıydı. Ligue 1, Avrupa’nın 5 büyük liginden biri, kalite olarak da Süper Lig’den birkaç gömlek üstün. İlk sezonunda uyum sorunu yaşayacağı bekleniyordu ama sakatlık hesapta yoktu.

6 Ağustos 2019 günü Lille’e imza atan Yusuf sadece 5 gün sonra formayı sırtına geçirdi. Nantes karşısında 22 dakika sahne aldı. Sonraki üç haftada da adını ilk 11’e yazdırmayı başardı. Ancak 4. haftasında Stade Reims karşısında kırmızı kartla oyun dışı kaldı. 13 dakika içinde iki sarı kart görmesi, taraftardan tepki çekti. 53. dakikada yalnız bıraktığı takımı maçı 2-0 kaybedince fatura ona kesilecekti. Ancak gönül almayı bildi. İlk asistini Toulouse karşısında yaptı. 11. haftada Bordeaux karşısında 1 gol 2 asistle maça damgasını vurdu.

Yine de Fransa’ya uyum süreci kolay olmuyordu. İnişli çıkışlı bir grafik çiziyordu. Ligin 19. haftasının Yusuf için kabus olacağını kimse bilemezdi. Monaco karşısında 39. dakikada oyuna giren milli oyuncumuz, maçın son bölümünde sakatlanarak oyundan alındı. Yapılan ilk kontroller moral bozucuydu. Çapraz bağları kopmuştu. Ameliyat olacaktı. Bu, en az 6 ay sahalardan uzak kalmak demekti. Sadece Lille değil, milli takım da Euro 2020 finallerine giderken Yusuf’suz kalmıştı.

Neyse ki pandemi yaşandı! Yusuf, pandemi arasından en kârlı çıkan isimlerden biriydi…

Bu sezon başında sakatlığı atlatmıştı ancak forma bulmakta zorlanıyordu. İlk 9 haftada ilk 11’e giremedi. 8 maçta oyuna sonradan girdi. Bir maçta ise 90 dakikayı kenardan izledi. Sezonun ilk golünü 14 dakika forma şansı bulduğu Lens karşısında kaydetti. Son iki maçta ilk 11’de sahaya çıkmayı başardı ancak Stade Brest karşısında yaptığı asiste rağmen yenilgiyi önleyemedi. Lorient karşısında ise 81 dakikada 2 gol, 1 asistle şov yaptı.

Yusuf’un asıl patlama yaptığı yer UEFA Avrupa Ligi’ydi. 3 maçta da sahaya ilk 11’de çıkan Yusuf, attığı 6 goller manşetlere çıktı. Sparta Prag ve Milan karşısında hat-trick yaptı. Milan’ın ünlü stadı San Siro’da 3 gol birden atan ikinci oyuncu olarak adını tarihe yazdırdı. Diğer isimse Brezilyalı efsane Rivaldo’ydu. 2001’de Barcelona formasıyla San Siro’da hat-trick yapmıştı.

Haliyle bu başarı Fransız spor sayfalarının manşetlerine taşındı. Ülkenin ünlü gazetesi L’Equipe Yusuf’u maçın adamı seçerken şu cümleleri kullandı: “Avrupa Ligi’nde hat-trick’lerin adamı, Lorient karşısında duble yaptı ve Luiz Araujo’nun golünde de asiste imza attı. Lille’in galibiyetinin mimarı 23 yaşındaki Türk milli oyuncuydu. Bir aydır durdurulamıyor.”

Şimdi filmi biraz geriye sarıp Yusuf’un geçmişine yolculuk yapalım. 29 Ocak 1997 doğumlu Yusuf’un 6 yaşında başladığı okul hayatı 17’sinde son buldu. Akranları okulu bitirince tatile giderken, Yusuf anneannesiyle yaylalarda inekleri otlattı. Her Trabzonlu çocuk gibi futbolu çok seviyordu. Yine herkes gibi ilk futbol sahası, mahalle arasındaki sokaklardı. Hırslıydı, yenilgiye tahammülü yoktu.

Trabzon Ayfer Karakullukçu İlkokulu’na giderken hayatının fırsatı ayağına geldi. Trabzonspor’un yeni isimler keşfetmek için kurduğu okulda seçmeler yapılıyordu. Maç başlar başlamaz herkesi ipe dizip çalımlayan Yusuf, 20. saniye dolmadan golünü de atacaktı. Gol sevinci yaşarken antrenör “Sen çık oğlum,” deyince başından aşağı kaynak sular döküldü. Beğenilmediğini düşünmüştü. Oysa durum farklıydı. Antrenör, “Biz gördük göreceğimizi, seni seçtik” dediğinde mutluluktan uçmuştu.

Daha önünde uzun bir yol vardı. Trabzonspor, Yusuf gibi 100 çocuğu daha seçmişti. Sırada bu isimler arasından en iyisini seçmek vardı. Tesislerde bu öğrencileri toplayıp 4 takıma böldüler. Birinci takım sadece hocaların bildiği, favorilerin takımıydı. İkinci takım, birinci takıma girebilecek oyunculardan oluşuyordu. Üçüncü ve dördüncü takım ise yetenekleri sınırlı çocukların hevesini almak için kurulmuştu. Yusuf, antrenmanlarda ilk iki takım arasında gitti geldi. Artık beklenen güne varmıştı. Seçilenler ilan edilecekti. Seçilemeyenlerin babalarının ismi okunup ailelerine iletilecek bir mektup verilecekti.

Hocalardan birinin “İsmail Yazıcı” adını okuması, Yusuf’un dünyasını kararttı. Seçilemediğini düşünüp üzgün şekilde zarfı almak üzere hocanın yanına gitti. Bir kez daha hocası, “Sen değilsin bu,” diyecekti. Takımda soyadı Yazıcı olan biri daha vardı ve ilginçtir babasının adı da aynıydı.

Arkadaşlarına göre daha zayıf ve kısa olan Yusuf’un Trabzonspor günleri sıkıntılı geçiyordu. Hocaları amatör takımlara gönderme kararı aldığında bir efsaneyle karşılaşacaktı. Bu isim Trabzonspor’u iki kez şampiyonluğa taşıyan ve başkanlığını da yapan Özkan Sümer’di. Kararlı bir şekilde “Yusuf kalacak,” deyip son noktayı koyacaktı, “O kötü de olsa, oynamasa da bekleyecek. Çünkü yeteneğine güveniyorum.”

Bu hareket Yusuf’u daha da hırslandırdı. Yazın yaylada güç depoladı. Hem fiziğini hem de kondisyonunu güçlendirdi. Takıma döndüğünde, arkadaşları onu tanımakta zorlandı. Boyu uzamış, fiziği gelişmişti. Şimdi sırada futboluyla göze girme zamanıydı.

Aralık 2015’te attığı imzayla Trabzon’da A takıma yükseldi. Bordo-mavili formayı ilk kez 22 Aralık’ta Gaziantepspor’la oynanan Türkiye Kupası maçında giydi. 7 Şubat 2016’da Akhisarspor maçının 77. dakikasında sakatlanan Musa Nizam’ın yerine oyuna girerek ilk Süper Lig maçına çıktı. Aynı yıl 8 Mayıs’ta 6-0 biten Rizespor maçında attığı 2 golle hem ilk profesyonel gollerini atmış hem de Süper Lig’de o sezon gol atan en genç oyuncu oldu.

Trabzon’da tam 100 maça çıkıp 22 gol ve 21 asist kaydetti. 20 yıl 4 ay 13 günlükken ilk kez A Milli Takım formasını giydi. 27 kez milli olan Yusuf ayyıldızlı formayla 1 gole sahip.

Yusuf henüz 23 yaşında. Trabzon yaylalarında başlayan kariyeri, Lille’de devam ediyor. Bu sezon gösterdiği performansı istikrarla buluşturabilirse, onunla ilgili yazılacak çok hikâye var. Yolu açık olsun!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin