YORUM | ALPER ENDER FIRAT
İsmet İnönü’ye demişler ki “Efendim Demokrat Parti siyasette dini kullanıyor, halk da bu yüzden onlara oy veriyor. Siz de biraz dinden, diyanetten bahsetseniz, bizim dinsiz olmadığımızı göstermemiz lazım’’ İnönü etrafındakilerin bu sözlerine hak vermiş. ‘Tamam’ demiş “Haklısınız, konuşmalarımda daha çok Allah, kitap cümleleri kuracağım, bizim dinsiz olmadığımızı göstereceğim onlara.’’ Çıkıp konuşmasını yapmış, her zamanki bildik şeyleri söylemiş, konuşmasını bitirince de ‘Allahaısmarladık’ deyip kürsüden inmiş.
Partinin ileri gelenleri hemen etrafını sarıp sormuş: “Efendim hani dinden diyanetten bahsedecektiniz, daha çok dini cümleler kuracaktınız?’’ İnönü hayret içinde yüzlerine bakmış, “Allahaısmarladık dedim ya duymadınız mı?” diye sitem etmiş.
Dün Erdoğan’ı dinlerken İsmet İnönü’ye atfen anlatılan hikaye geldi aklıma.
Erdoğan’a da yakın çevresi muhtemelen “efendim yeni bir açılım yapalım, çok sert, çok otokratik görünüyoruz, biraz yüzümüzü yumuşatıp yeni bir sayfa açalım, bu gerginliği biraz düşürelim” gibi cümleler kurmuş olacaklar. O da muhtemelen “Tamam, yeni bir başlangıç yapıp yeni bir sayfa açalım. Herkesi kucaklayan, herkese elini uzatan bir döneme girelim” demiş.
Çalışmalar başlamış; programlar, propagandalar, reklamlar, sosyal medya trollerinin yaygaraları… Televizyon ve gazetelere de haber etmişler; Cumhuriyetin 100. yılına girilirken, AKP yepyeni bir çehreye bürünecek, ülkeyi yeni bir soluk, yeni bir heyecana sevk edecek politikaların sözleri verilecek. Bu duyguyu beslesin diye de uzun süredir yapmadıkları bir şeyi yapıp kamuoyunda muhalif gibi görünen gazetecileri, yazarları bile törene çağırmışlar.
Herkesin meraklı bakışları arasında Recep T. Erdoğan kürsüye çıkıp başlamış konuşmaya; anlatmış anlatmış anlatmış… Kaç adet köy tavuğu verdiklerini, kaç adet yol taşı döşediklerini, kaç bahçeye kaç adet çiçek diktiklerini, ne hizmetler yaptıklarını uzun uzun anlatmış. Daha önce hiç kimsenin halka bu tavuklardan vermediğini, bahçelere çiçek dikmediğini, dünya mirasına kaç adet yeni yer kazandırdıklarını, kaç bonbon şekeri dağıttıklarını, kaç jelibonu çocuklara götürdüklerini anlatmış anlatmış anlatmış. Google hafızasının bile gereksiz bulup belleğinde tutmadığı yüzlerce istatistik bilgiyi dakikalarca okumuş. Konuşmasının sonuna doğru da, kendileriyle bu hayali paylaşacak, ‘yanlışa yanlış dediği gibi doğruya da doğru diyecek’ herkesi yanına çağırmış (!) ve gelin ‘erdem ve adalet devletini’ zirveye çıkaralım deyip kürsüden inmiş.
Recep T. Erdoğan’ın yeni vizyonu, taze açılımında aslında demek istediği herkes Devlet Bahçeli ve Mustafa Destici gibi yanıma gelsin, bir saat boyunca saydığım istatistiklerden onlarda payına düşeni alsın.
Her geçen gün ülkenin boğazındaki ilmiği biraz daha sıkan, daha birkaç gün önce çıkardığı yasayla en azından sosyal medyada bir iki muhalif cümle kurabilmeyi bile yasaklayan, ülkeyi tam bir Ortadoğu otokrasisine dönüştüren adam, lafa gelince gelin beraber erdem ve adalet devletini zirveye çıkaralım diyor. Faşizmin ve ırkçılığın siyasetteki yüzünü kendine baston değneği yapıp, askeri anayasayı bile uygulamayan adam daha demokrat bir anayasadan bahsediyor.
İsmet İnönü, ‘Allahaısmarladık’ demeyle ne kadar dindarsa Erdoğan da ağzına aldığı ‘’erdem ve adalet devleti’’ cümlesiyle o kadar erdemlidir. Bu rejim Recep T. Erdoğan’ın bilerek, isteyerek, kast ederek kurduğu bir rejimdir. Tilki çaldığı ciğeri neden geri versin?
Erdem ve Adalet konusunda hadi Tayyip ciddi diyelim, insanlar böyle bir değer istemiyor ki? Onlar bildik değerler ile Tayyip’in karşılarına çıkmasını istemektedir. Yani alışık oldukları şey. Karanlık Devletin Erdem ve Adalet olamayacağını onlar da biliyor. Bu sefer Tayyip kötü pozisyonda yakalanıyor. Yani olmayan bir şeyi varmış gibi, hem de olmayan ve istenmeyen bir değer üzerinden konuşması.
İnsanlar Tayyip’in Karanlık Rejimini başka bir Devlet olarak göstermesini istemiyor. Korsan Devletin bayrağının sallanmasını istiyor. Aslında Tayyip de aynı düşünmekte ama danışmanlar sanki Ahlak ve erdemin iyi bir şey olduğu düşüncesiyle Tayyip’i gittiği yolda yanıltmaktadır. Tayyip eline IŞİD bayrağı alsa sallasa daha çok oy alır. Ama Karanlık bir Rejimi ret etmek suretiyle itiraf etmesi, yani ahlak diyerek aslında ahlaksız olduklarını itiraf etmesi insanları rahatsız etmektedir. Orada tuvaleti yapsa ve hiç bir şey olmamış gibi davransa hiçbir şey olmayacak. Ama ben ahlak ve erdemi yaptım sizin için az önce dese tepki çekecek. Kötülük kendilerine dokunduğunda bozulacaklar ama kötülüğü yok saydığında yokmuş gibi davranıldığında çok hoşlarına gider.