YORUM | BARIŞ YURTERİ
“Tek Adam rejimi sona ermeli” tiratları atıp, mevcut rejimin gitmesini asla istemeyen çok yüzlü sahtekarlar var. Peki kim bu binbir suratlar?
- Tek Adam’ın yargıdaki tezgahıyla Cumhuriyet Gazetesi’nin yönetimine çöken Vakıf yöneticileri
Tek adam rejimi, Can Dündar ekibini bir hukuk darbesiyle tasfiye etmiş, gazeteyi Alev Coşkun’un başında olduğu ‘Cumhuriyet Vakfı’na emanet etmişti. İşte bu emanetçiler, düzen değişir de gazete yeniden elden gider diye pek endişeleniyorlar. Ama diyet ödemek ama gazeteyi ellerinden kaçırmamak için muhalif yayıncılık yapıyoruz görüntüsü altında gerçek muhalefeti zor durumda bırakacak türlü cinlikler yapıyorlar.
- Odatv teşkilatı
Tek Adam rejiminde devlet mekanizması, istihbarat teşkilatı ve medya üzerinde görülmemiş bir etkiye sahip oldular. Yalılar aldılar, paranın ve gücün gözüne vurdular. Haklı olarak böylesi bir iktidarı kaybetmek istemiyorlar. ‘Ultra muhalif’ gibi görünseler bile gerek kendi sitelerinde gerekse ‘metastaz’ yaptıkları solcu/ Atatürkçü/ liberal/ laik medya organlarında, ‘ters manyel’ yaparak, iktidara gollük paslar veriyorlar.
Artık deşifre oldukları için de Tek Adam rejimi 1000 yıl daha sürsün istiyorlar.
- Popüler ve Pragmatik Kemalistler
Tek Adam rejiminin kör göze parmak saçmalıklarının kendilerine açtığı alanda limitsiz popülerlik ve finans avantajı yakaladılar. Öyle ki tek bir kitaptan milyonlarca TL kazanabiliyorlar. Rejim gider de sömürebilecekleri bir ortam kalmaz diye hayıflanıp duruyorlar. Çareyi muhalefeti yıpratmakta buluyorlar.
- Perinçekgiller
Milletin yakasından bir türlü düşmeyen karanlık Aydınlıkçılar. Tek Adam rejiminin devrilmesiyle yıllardır yapageldikleri kokuşmuş ajitasyon-provokasyon faaliyetlerinin müşterisi kalmayacağını biliyorlar. Bu süreçte bütün kredilerini de tükettiklerinden kendileri için bir yarın olmadığının farkındalar. Bir yandan Atatürkçülük, laiklik, solculuk, ulusçuluk vs. derken, diğer yandan da mevcut rejim gitmesin diye tutuşuyorlar.
- Bölücü örgütün çatışmadan beslenen yerleştirmeleri
Dertleri asla Kürt sorunun çözülmesi olmayan, tam tersine kendi varlıklarını problemin devamında gören istihbarat maşaları. Her seçim öncesi yaptıkları eylem ve açıklamalarla Tek Adam rejiminin değirmenine su taşımaktalar. Şimdi de aynısını yapıyorlar, yapacaklar. Kritik dönemlerde terörü tırmandırarak Tek Adam ve ortaklarına kanlı yardım eli uzatan terör baronları, ülkede barış zemini oluşursa yok olacaklarının farkındalar.
- Dillerinden Atatürk’ü düşürmeyen eski subay, -sonradan- akademisyenler
Bu rejim sayesinde bir yandan Atatürkçülük oynarken, diğer yandan da ballı danışmanlık ücretlerini cebe indiriyorlar. Rejim gittikten sonra değil ekrana, sokağa bile çıkma imkan ve kabiliyetleri kalmayacağını düşünüyorlar. Kurmay zekaları, taktik ve stratejik bilgi birikimleriyle bu sonuca ulaştıkları için çoğu kez ülkenin ulusal çıkarlarının rağmına bile olsa rejim goygoyculuğu yapıyorlar.
- Gürültücü Medya Müdavimleri (MM)
Saçma sapan tartışma programlarında neredeyse her akşam boy gösteren kerameti kendinden menkul uzmanlar. Rejim düşerse pozisyonlarını tümden yitireceklerini ayırt edebilecek kadar kurnaz ve deneyimliler. Ekran manyağı oldukları için de ekransız bir hayatı hayal dahi edemiyorlar. “Gitsin bu rejim”diye tepinirken bile “Aman ha gitmesin. Giderse biz ne halt ederiz?” der gibi duruyorlar.
- Çağdaş görünüme sahip koç gibi semirmiş patronlar
XYZ-SİAD üyesi olup, yılda bir, iki kez Tek Adam rejimine sözde “sert uyarılarda!” bulunan büyük sanayici ve iş adamları(mız). Kürsüye çıkınca atarlanıp, sahne arkasına geçince Tek Adam’a selam çakan uyanıklar. Tek Adam rejiminden nemalananın sadece “5’li Çete” olmadığını en iyi bilen mevcut yolsuzluk, kuralsızlık, kayıtsızlık rejimin en çok kazananları. Onlar masayı birlikte kurup, parsayı hep beraber götürüyorlar.Gariban milletin gözünün içine baka baka devleti soyma becerisini gösterebilecek bir iktidar bulmuşlar. Onu asla kaybetmek istemiyorlar. Ayrıca bu devir döndükten sonra ortaya dökülecek pisliklerin bir şekilde kendilerine de bulaşacağını biliyorlar. Görünmeyen kanallardan mevcut rejime desteklerini hiç esirgemiyorlar.
- Asker/sivil her türlü bürokrasi
Devlet idaresinde TC tarihi boyunca hiç bu kadar rahat çalıp çırpma olmamıştı. Harami bürokratlar istedikleri gibi yiyip içiyor, gönüllerince çalıp çırpıyorlar. Dolayısıyla Tek Adam rejimine hem gönülden hem göbekten bağlılar. Bu rejim gider de çarklarına çomak sokulur, dahası bugüne dek yaptıkları rezillikler bilinir de hesap sorulur diye fena tırsıyorlar. Bundandır ki, Tek Adam rejimini canhıraş bir biçimde savunuyorlar.
- Elbette bir de meşhur Cumhurbaşkanı adayı M. İnce var.
Onun derdi iktidar olmak ya da iktidara alternatif olmak değil.
“Öyleyse geriye bu Tek Adam’ın gitmesini, bu devrin değişmesini isteyen kim kaldı?” diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
Onların kim olduğunu 14 Mayıs’ta hep birlikte göreceğiz, diyorum.